Mumcu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Abdullah Gül'ün son dönemdeki siyasi duruşuna karşı tavrını haklı bulduğunu söylerken, "Abdullah Gül uluslararası sistemin partiye atadığı kayyımıdır" dedi.
Ali Babacan'ın Berat Albayrak'ın, Gül'ün ise Erdoğan'ın alternatifi olarak ortaya çıktığını söyleyen Mumcu, Türkiye'yi dönüştürmek için Erdoğan'ın diktatör profilinde sunulmasının hedeflendiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uluslararası sistemin dayatmalarını kabul etmediğini ancak buna karşı çıkarken "Laz kalfa" gibi projesiz davrandığını söyledi. Erdoğan'ın çevresinde onu eleştirebilecek kişiler olmadığını söyleyen Mumcu, yeni parti girişimlerinin kendisini yokladığını ancak teklif girişimlerini reddettiğini söyledi.
Sandıkta sadece DP'ye oy verdiğini, tek istisnasının Haziran 2015 seçimlerinde HDP'ye oy vermesinin olduğunu ifade eden Mumcu, 2007 yılında yaşanan 367 krizinde Meclis'e girmemesine de değindi.
O dönem Gül'e destek vermeleri için FETÖ'nün baskı yaptığını söyleyen Mumcu, eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in de "Erdoğan olsa istemezdim" diyerek kendisinden Gül için destek istediğini söyledi. Erkan Mumcu evini satarak film çektiğini, istediği halde Turizm Bakanlığı'nın destek vermediğini söyledi. Mumcu bir de kitap yazdığını anlattı.