Ülkemizdeki gazete ve TV’ler belli yandaşlar arasında dönen bir mecraya evrildiği için bizim gibi özgürce yazan, yazarken hak ve hakikatin dışında bir hesap yapmayanlar için sosyal medya bir can simidi oldu. Her ne kadar Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım siteleri de kendilerine göre bir sansür sistemi oluştursalar da yandaşlara hizmet eden gazete ve televizyonlar kadar katı değiller.
Okuyan insan düşünmek, düşünen insan ise yazmak zorundadır. Yazan insan da yazdıklarını bir yerlerde yayınlamak ve başkalarıyla paylaşmak ihtiyacı duyar.
Yazdığım makaleleri yenidunyagundemi.com, habererk.com, dinihaber.com, enpolitik.com, garbiyatenstitusu.com ve kendime ait selimcorakli.wordpress.com sitelerinde yayınlıyorum. Tabii ki buralarda yayınlanan makalelerimizi Facebook ve Twitter hesaplarımızdan da okuyucularla paylaşmak imkânına sahibim.
Bir de Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinden günlük kısa ve dikkat çekici paylaşımlarım oluyor. Bunların kaybolmasını istemediğimden bir dosyaya kopyalayarak saklıyorum.
Facebook ve Twitter gibi sosyal medya mecralarında kaybolan bazı fikirlerimi bu makale çerçevesinde sizlerle yeniden paylaşmak istedim. Umarım faydalı olur.
**
Ne garip bir ülkedeyiz. Müslümanlara Kur’an okuyun diyoruz. Bazı gezi zekâlılar bunu “Siz hadisi inkâr ediyorsunuz?” şeklinde anlıyor. Hâlbuki Kur’an okuyan bir insan oradaki Resul ve Nebilerin kimliğini, misyonunu ve sünnetin ne olduğunu net olarak görür.
**
Gelenek bize belli beşeri düşünceleri din diye empoze etmiş. Birileri de çıkıp, "Bunların din ile alakası yok." dediğinde atalar dini sarsılanlar hemen küfrediyorlar. Hâlbuki Allah (cc) Zümer suresi 3. ve 11. Ayette açık biçimde, "Din sadece Kur’an’dadır. Dininizi Allah’a has kılarak ibadet edin." der. Resulullah (sav) dini Kur’an’dan öğrendi. Bize Kur’an’ı anlattı. Haşa Resulullah (sav) Kur’an dışı bir şey anlatır mı? Öyle olsa Allah (cc) ayette, "Bizim sana verdiklerimizi insanlara anlatmazsan seni şah damarından yakalar iflahını keseriz." diye Resulullah’ı (sav) tehdit etmezdi.
**
“Yaratılanı Yaratandan ötürü sev.” Deniyor. Bu fikir bana çok saçma geliyor. Hâlbuki Kur’an Allah(cc)’ın sevdiklerini sev, sevmediklerini sevme diyor. Şimdi sırf Allah (cc) yarattı diye Ebu Cehil, Ebu Lehep ve onun gibi günümüzün temsilcilerini de mi seveyim?
**
Herkesten duyuyorum: “Ben her fikre saygılıyım.” Bu çok anlamsız bir düşünce. Ben hak ve hakikate zıt olan hiçbir fikre ve o fikirleri savunanlara saygı bir duymuyorum. Tamam, haklarını çiğnemem ama saygı duymak zorunda değilim ki! Küfre ve kâfire, münafıklığa ve münafığa niye saygı duyayım ki?
**
Herkes korona korkusuyla olsa gerek, "Mal da yalanmış dünya da!" diyor ama şimdiye kadar malını dağıtan kimseye de pek rastlamadım. Bu tipik bir insan psikolojisi. Allah (cc) ayette insanların sıkıştıkları zaman yaratanlarını hatırladıklarını, biraz refaha erince unuttuklarını söylüyor. Bu da ona benziyor.
**
Bütün Müslümanlardan bir ricam var: Bu aylarda ve özellikle de Ramazan’da nafileleri azaltıp farzlara daha fazla önem verelim. Malum binlerce nafile ibadet bir farzın yerini tutmaz. Nafileler üzerinde ısrarla dururken farzları unutuluyor. Farzlar ve haramlar Kur’an’da açık biçimde yazılı.. Bol bol Kur’an ilmi tahsil edelim ki (Meal, tefsir) farzdır. Hem bir farzı yerine getirmiş oluruz hem de gerçekleri kaynağından öğrenmiş oluruz.
**
Ey Müslümanlar, hep orucu ve namazı neler bozar üzerinde duruyoruz. Elbette duralım ama “Şirk koşmak, İhaleye fesat karıştırmak, Rüşvet yemek, Devlet malını çalmak, Kul hakkını yemek, Zulme ve küfre sessiz kalmak, Paraya, makama ve kadına tapınmak, Torpille devlet memuru olmak.” Vb. haramların da ahlakı ve hatta imanı bile bozduğunu unutmayalım.
**
Bugün bütün dünyada Müslümanlar eziliyor, yok ediliyor, sömürülüyor, ölüme mahkûm ediliyor. Sebebi tek diye düşünüyorum: İndiği ayı mübarek kılıp Ramazan yapan KUR’AN’ı hayatımızın merkezine koyamadığımız için ümmet olamamak.. Ayet bu tespiti yapmış çok net yapmış: “Resul, ‘ey Rabbim! Kavmim şu Kur’an’ı terk edilmiş bir şey hâline getirdi’ dedi.” (Furkan, 30)
**
İslam bedduaya pek kapı açmamış ama insanın bazen öyle haller yaşıyor ki, çaresiz ellerini açıp beddua edesi geliyor. Kimim mi?
Dindarlık maskesi takıp, İslam dinini istismar ederek rant elde edenlerin..
Helal haram demeden devletin malını çalıp Karunlaşanların..
Torpil yapıp kendi adamlarını devlet kurumlarına yerleştirenlerin..
Milletin kendilerine emanet ettiklerine ihanet edenlerin..
Halkı aldatıp, yalan söyleyen ve verdikleri sözleri tutmayanların..
İş yapmadığı halde aydan aya devletten, belediyelerden maaş alanların..
İslâm’ın en azılı düşmanlarıyla işbirliği yapanların..
Kur’an’ın emirlerini ve yasaklarını hiçe sayanların..
Sünnete uyuyoruz deyip, Resul’ün adına yalan sözler uyduranların..
Dünyevî şehvetleri için yemeyecekleri haltı olmayanların..
İslâm dinini şahsî menfaatlerine alet edenlerin..
Dinleri para, imanları makam, kıbleleri kadın olanların..
Partileri, cemaatleri, tarikatları ve mezheplerini din gibi görenlerin..
Elde ettikleri gücü mazlumları ezmede kullananların..
Vs. vs. vs.
Bu tipler yeryüzünün en lanetli mahluklarıdır..
**
Hedefe gitmede her yolu meşru görme düşüncesi Makyavelizm’dir. Müslüman hedefe giderken bile kuran ölçülerine uymak zorundadır. Resulullah’ın el emin olduğunu kim ilan etmişti hatırlayalım.
Arap müşrikleri Resulullah’a emin insan diyordu. Çünkü biliyorlardı ki Hz. Muhammed (sav) asla hile yapmaz. Resulün yolunda gidenler de asla hileye, torpile, haksızlığa, adaletsizliğe göz yummamalı, yapmamalı.
**
Ömer Muhtar filminde bir sahne var. İtalyanlar esir alınıyor. Ömer Muhtar’ın bir askeri esir İtalyan subayın birini öldürüyor. Ömer Muhtar bunu görünce çok celalleniyor, “Ne yapıyorsun” diye yapana kızıyor. Libyalı, "Ama onlarda bizim esirleri öldürüyorlar" dediğinde Ömer Muhtar Müslümanca bir cevap veriyor:
"Bizim hocamız İtalyanlar değil, Resulullah (sav). Resulullah esirleri öldürmedi."
**
Geçenlerde bir tarikat mensubu ile sohbet ediyorduk. Karşımdaki, "Allah’ımız bir, Resulümüz bir, vs.vs" diye bir açıklama yaptı. Düşündüm; gerçekten inandığımız Allah (cc) aynı mı? Herkesin Allah’ı Kur’an’ın tarif ettiği Allah mı? Ya Resul? Kur'an'ın tarif ettiği Resul ile Müslümanların zihnindeki Resul bir mi?
Allah'ımız bir de inandığımız tanrıların sıfatları bir mi?
Resulümüz bir de, nasıl bir Resul?
Kur’an, Resul’ün insan olduğunu ve insanın neden yaratıldığını açık biçimde beyan ederken tarikatlar ve rivayetlerin peşine takılanlar Resulullah’ın nurdan yaratıldığına ileri sürüyorlar. “sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım.” Diye hadis bile uydurmuşlar. Kur’an Resulullah’a (sav) "Sen gaybı bilmezsin" derken tarikatlar Resulullah’ın kıyamete kadar olan hadiseleri bildiğini ve hatta kendi şeyhlerine söylediğini iddia ediyorlar.
Yani kısaca biraz düşününce bu tür tarikatçılarla ne Allah (cc) inancımız bir ne Resul inancımız..
**
Ramazanda tüm şeytanlar zincire vuruluyorsa başta ABD, Rusya, Çin, İngiliz, Alman, İsrail, Fransız, CHP, HDP, yerli işbirlikçiler, işlenen günahlar, yenen haklar, vs.vs. Ne oluyor?
Şahsen bu sözün Resulullah’a (sav) ait olamayacağını düşünüyorum. Çünkü şeytanların bağlandığı falan yok. Bak şimdi bunu paylaştım ya bazı insi şeytanlar da hemen devreye girip benim hadis düşmanı olduğumu bile ileri sürer.
**