Hakkı Öznur'un gecesini gündüzüne katarak hazırladığı Muhsin Yazıcıoğlu Külliyeti Akçağ yayınları arasında çıktı. Öznur velut ve çalışkan bir yazar, anlı şanlı terör uzmanları PKK'yı 3-5 çapulcu olarak nitelerken, o Cahşların Savaşı isimli kitabıyla büyüyen tehlikeye işaret etti. Yıllar geçtikten sonra Öznur'un ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı.
Muhsin Yazıcıoğlu şanslı bir liderdi,ölümünün üzerinden yıllar geçmesine rağmen dostları onu unutmadı. Ardından sayısız etkinlik düzenlendi,kitaplar yazıldı,programlar yapıldı. Ölümü onu unutturmadı, vefalı dostları sayesinde daha canlı hale getirdi.
Yazıcıoğlu hayattayken partisi yüzde bir oy alıyordu,bugün Yazıcıoğlu hayatta değil, aldığı oydan daha büyük bir kitle onun fikirlerini paylaşıyor,yolunda yürüyor, onu kendine örnek alıyor.
Gerçekten de Yazıcıoğlu siyaset yapmak isteyenlere örnek gösterilebilecek bir şahsiyetti. Fikirlerini esnetmesi şartıyla önüne sürülen iktidar tekliflerini elinin tersi ile itti,dünya için ahiretini satmadı,kendi ifadesiyle üç günlük dünya için fırıldak olmadı. Siyasete nasıl başladıysa öyle devam etti, belki de bu duruşu yüzünden faili meçhul, sebebi malum bir cinayete kurban gitti.
Yazıcıoğlu ile ilgili bilinenler kadar bilinmeyenler de var,Öznur durmamış,dinlenmemiş Yazıcıoğlu ile ilgili ne varsa gün yüzüne çıkarmış. Üç cilt, 1880 sayfalık külliyatta 221 röportaj,50 makale,34 şiir ve Yazıcıoğlu'nun mecliste,meydanlarda yaptığı konuşmalar var. Öznur kenarda köşede kalmış bilgileri maharetle derleyerek ortaya kaynak bir eser çıkarmış.
Fikirleri bilinmeden insanları tanıyamazsınız. İnsanın gerçek resmini sahip olduğu düşünceler verir.Yazıcıoğlu iyi bir mümindi,bu bilinen tarafı,onun fikri şahsiyeti de en az dış görüntüsü kadar önemlidir. Kitabı gözden geçirince Yazıcıoğlu'nda ki fikri derinliğin de farkına varıyor,siyasetçi olmasaymış iyi bir düşünce adamı olurmuş diyebiliyorsunuz.
Öznur, Yazıcıoğlu'nun makalelerini 80 öncesi ve sonrasını diye tasnif etmiş. 12 Eylülden önceki Yazıcıoğlu ne ise sonrasındaki Yazıcıoğlu da o. Bazı insanların hayatında görülen bin ayrı şahsiyet biçimini onda göremiyorsunuz,bir Yazıcıoğlu var;Allah'a ve Resulüne bağlı,Bayrağına aşık,Milletinin hadimi bir Yazıcıoğlu.
28 Şubat'ta herkes bir deliğe girip saklanırken o meydan yerine çıkıp," demokrasi tankla değil,halkla denetlenir," demişti.(C.1,s,36) Askerin kendisine zarar vereceği,biraz sessiz kalması telkinlerine karşı,"Cenab-ı Allah duruşumuzu bozmasın,Bizi hak yoldan ayırmasın " diyerek cevaplıyor,hakkı korkulara feda etmeyeceğini söylüyordu. Öcalan'ın içeriden örgütü yönettiği ortaya çıkınca,Diyarbakır'da yargılar,Habur'da asarım diyordu.(s,64) 15 Şubat 1977'de ise şunları yazıyordu:Biz yaşamayı ancak bir görevi yerine getirmek için istiyoruz.Bu yolda ölürsek bir görevi başarmak için öleceğiz.Ölsek de hakkı söyleyeceğiz,ama mutlaka hakkı söyleyeceğiz" Bu yazının başlığının," Ülkücü Gençlik Ölecek Ama İslam Güneşi Sönmeyecek" olması onun ezeli ve ebedi bir hakikate bağlandığının,Peygamber'in izinde yürüdüğünün bir delilidir.1987 de Göz yaşı dergisine yazdığı bir makaleyi şöyle bitiriyordu:Dava boş gurur ve hırsların tatmini için yapılan bir koşturmaca değil,içtimai,iktisadi,siyasi ve beşeri hayatımızı HAKKA UYDURMA davası olmalıdır.
Yazıcıoğlu hayatı boyunca kendini, partisini ve topyekün cemiyeti hakkın ölçüleri ile buluşturma mücadelesi verdi. Temiz yaşadı ve bu uğurda hayatını vererek şehitler kervanına katıldı.Geriye herkesin örnek alabileceği nezih bir miras bıraktı. Bugün Alperen ismini taşıyan binlerce genç onun mirasıdır. Alperenliği hem isim hem sıfat olarak bu milletin sinesine yazdırdı.Ülkücü hareketin dini ve milli hassasiyetlerini kaybetmemesi için çırpınıp durdu. Sistemin Ülkücü gençliği maneviyatsızlaştırmak için yaptığı operasyonu zamanında teşhis ederek uyarılarda bulundu. Hayatının her anında görevinin ve inancının gereklerini hakkıyla yerine getirdi. Aramızdan kendisinden razı olduğumuz şekilde ayrıldı.
Öznur bu kıymetli çalışmasıyla çok önemli bir görevi ifa etmiş. Üç ciltlik külliyat Muhsin Yazıcıoğlu'nun fikir serüvenini boşluk bırakmayacak şekilde anlatıyor.Bir ülkücü nasıl yaşar, ne düşünür,nasıl siyaset yapar Yazıcıoğlu'nun şahsında bu kitapta görebilirsiniz.
Son 30 yılı anlamak için bu külliyatın okunması şart. Hakkı Öznur beyi vefası ve gayretinden dolayı kutluyorum. Yazıcıoğlu'nun dediği gibi;Bu ülkede kimisi cumhuriyet,kimisi devlet,kimisi İslam,kimisi Atatürk adına siyaset yaptı.İktidara geldikten sonra iddia ettikleri değerleri ilk önce kendileri çiğnediler ve üzerinden siyaset yaptıkları değerlere zarar verdiler. Biz İslam'ı temsil etmiyoruz.Biz Türk Milletini temsil etmiyoruz.Çünkü Türk milleti ve İslam herhangi bir siyasi parti tarafından temsil edilemez.İslamlık ve Türklük uğruna feda olunur,uğruna can verilir.Biz bu değerlere teslim oluruz.O değerlerin hizmetkarı oluruz... O değerlerimize zarar vermeden siyaset yaptı. Gövdesini inançlarımıza siper etti, şerefli bir şekilde aramızdan ayrıldı, ruhu şad,davası muzaffer olsun...