“9 Ciltlik Ülkücü Hareket” kitabının yazarı Ülkücü fikir ve siyaset adamı, şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun dava ve yol arkadaşı Hakkı Öznur , DEM Grup Başkan vekili İmralı heyetinde yer alan teröristbaşının sözcülüğünü yapan İmralı Kuryesi, Sırrı Süreyya Önder’e yapılan özel muamele ve güzellemelere ve şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu ilgili basında yer alan bazı yalan haberlere, algı operasyonlarına 9 maddelik geniş bir açıklama ile sert bir cevap vermiştir.

TBMM Başkanvekili, DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in kardeşi Ali Fuat Önder, “eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun koruma amirliğini yapan bir kişide bizi ziyaret etti. abime kan vermek için bir grup ülkücü hastaneye geldi” diye açıklamalarda bulunmuştur Medya bu açıklamaları geniş bir şekilde vererek duyurmuştur.

Hakkı Öznur açıklamasında Önder ailesinin açıklamalarına sert bir şekilde cevap vermiş, anlatılanların doğru olmadığını, Muhsin Yazıcıoğlu’nun “Trabzonlu bir koruma amirinin bulunmadığını”, bu yapılanların istihbarat kaynaklı süreçle ilgili, algı operasyonları olduğunu , Yazıcıoğlu’nun isminin, İmralı –kandil kuryesi olan teröristbaşının sözcülüğünü yapan Önder ile yan yana getirilmesinin alçaklık ve ahlaksızlık olduğunu ifade etmiştir.

Yazıcıoğlu’nun Sırrı Süreyya Önder ile beraber aynı koğuşta kalmadığını ve onu tanımadığını net bir şekilde verdiği bilgilerle ortaya koymuştur.

Öznur, “sahtekarın biri, Muhsin Yazıcıoğlu’nun koruma amiriyim geçmiş olsuna geldim” demiş; bu yalana Önder ailesi de inanarak araştırmadan , sorgulamadan basına hemen servis etmiştir. Anlattıkları yalana kendileri inanan kerameti kendinden menkul bazı tipler ortalıkta cirit atıyor. ruhunu şeytana satmış hainler bölücüleri ziyarete gidebilir ancak, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ne korumaları ne dava ve yol arkadaşları asla hastaneye gitmez ve geçmiş olsun demez. “ demiştir.

Öznur sert açıklamasında “vatan hainlerine özel muamele yaparlar vatan evlatlarını ise hain tuzaklarda şehit ederler” demiştir.

Öznur açıklamasında “Sırrının Sırrı Hastanede ortaya çıkmıştır. Sistemin “özel adamı” olduğu belli olmuştur. Sistemin artistine özel muamele gösterilirken, sisteme muhalif olan, bu kahpe düzeni yıkmak bu sistemi değiştirmek için yola çıkan, mücadele eden, Muhsin Yazıcoğlu’nu suikastle şehit ettiler” demiştir.

Öznur’un açıklamasının tam metni:

MUHSİN YAZICIOĞLU’NUN TRABZONLU KORUMA AMİRİ YOKTUR!

1-Ali Fuat Önder’in açıklamaları maksatlı ve gerçek dışıdır. Şehit liderimizin ismi üzerinden algı operasyonları yapmaya çalışıyorlar.

Önder ailesinin yalanlarını hükümet medyası hemen haber yapmıştır. Mizansenin masa başında hazırlandığı ve daha sonra medyaya servis edildiği ortaya çıkmıştır. Muhsin Yazıcıoğlu ismini bilerek sürece dahil etmişlerdir

Yürüttükleri kirli ve karanlık sürece Muhsin Başkanın ismini de geçirterek yol almak istiyorlar. Yazıcıoğlu her zaman PKK ile görüşmelere karşı çıkmış, PKK ile müzakereyi savunanlarla mücadele etmiştir. Muhsin Başkana toplumda gösterilen büyük ilgi ve saygı üzerinden “YAZICIOĞLU” soyadı üzerinden algı operasyonu yapıyorlar. Ancak Milletimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun kirli ve karanlık süreçlere her zaman karşı olduğunu biliyor.

Bizler, Muhsin Yazıcıoğlu’nun dava ve yol arkadaşları olarak bu oyunu bozarız. Şehit liderimizin isminin kirli ve karanlık ilişkileri olan sicili bozuk, bir artistle yan yana konmasına asla seyirci kalmayız ve izin vermeyiz.

Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun Trabzonlu Resmi koruma amiri yoktur. Öyle biri olsa biz biliriz! Hastaneye geldi denilen kişiyi ismini, cismini, söylesinler de kamuoyu da öğrensin, bizde bilelim Ellerinde Hastane kamera kayıtları vardır. Çıksınlar ispat etsinler.

Şehit liderimiz Yazıcıoğlu’nun yanında görev yapan polis memurlarından hakkın rahmetine kavuşan Erol Yıldız kardeşimizin dışında görev yapan polisler hala hayattadır. Onları Yazıcıoğlu ailesi, biz dava ve yol arkadaşları da tanıyoruz.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun yanında görev yapan emniyet mensupları arasında Trabzonlu ve İstanbul’a giden bir polis memuru yoktur. Koruma amirliği yapan bir kişi var. Oda, Özel Hareketçi, Çankırı’lı Yahya Aydoğdu’dur.2000-2003 yılları arasında tek koruma amiri olarak görev yapan emekli emniyet mensubudur, Ankara’da yaşamaktadır.

Yahya Komiserin dışında görev yapan korumaların bazıları Özel Hareketten gelme bazıları Koruma dairesi tarafından gönderilen polislerdir. Üst rütbeli, emniyet amiri statüsünde biri; 16 yıl boyunca Muhsin Yazıcıoğlu’nun koruma amirliğini yapmamıştır. Emniyet Koruma daire başkanlığında şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun yanında hangi polislerin görev yaptığı ile ilgili dosyalar vardır.

Keş dağlarında küresel bir suikastle şehit edilen, milletin adamı Muhsin Yazıcıoğlu’nun koruma ordusu yoktur! Yanında görev yapan polis kardeşlerimizin sayısı bellidir. Bir çoğu Özel Hareket mensubudur.

ŞEHİT LİDERİMİZİN KORUMALARI ASLA BÖLÜCÜLERİ ZİYARET ETMEZ!

Muhsin Yazıcıoğlu’nun yanında görev yaşan polislerin hepsi vatanına milletine, bayrağına, devletine bağlı sorumluluklarını bilen liyakat sahibi vatan evlatlarıdır. Onlar bölücüleri, hainleri asla ziyaret etmez!

29 Ocak 1993’de partimiz BBP Kurulmuştur. Kurucu liderimiz Sivas Milletvekilidir. 3 dönem Mecliste yer almıştır. İçişleri Bakanlığı Parti Genel Başkanı olması nedeniyle bazen iki koruma bazen 4 koruma vermiştir. Bunlarda zamanla değişmiştir.

Muhsin Başkan, klasik bir politikacı değildi. Onda İslam ahlakı vardı. Ahlaklı, faziletli, dürüst, haysiyetli bir liderdi. Muhsin Başkan, ötekileştirmezdi. Birleştirici, bütünleştirici ve kuşatıcıydı. Toplumu ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı siyasetleri her zaman tehlikeli bulmuş ve uyarıcı olmuştur.

Muhsin Başkan’ın “gizli” ajandası yoktur. Açık, şeffaf ve milletiyle dava arkadaşlarıyla iç içe bir bütün olan milli bir liderdi.

Muhsin Başkan Türkiye’nin milli direnç merkeziydi, Meclis’in sigortasıydı. Muhsin Yazıcıoğlu’nun cenaze töreni; kalabalığı, kuşatıcılığı, mesajları ve toplumun her kesimini kucaklaması ve her kesime mesaj vermesi açısından çok önemlidir.

Devleti kuran ilk Meclis’ten bu yana ilk kez Millet Meclisi’nde tekbirler duyuldu. Kocatepe Camisi’nden Tacettin Dergâhı’na uzanan yolları, sokakları, caddeleri dolduran milyonlar, onun için gözyaşı döktü ve hüsn-ü şahadet etti. Cumhuriyet tarihi boyunca ölümüyle milyonları ağlatan, hüzne boğan ve ardından dualar, hatimler gönderilen kaç siyaset ve devlet adamı var!

Muhsin Yazıcıoğlu, her zaman adaletten, demokrasiden ve milletten yanaydı. Muhsin Yazıcıoğlu, devletin kilit noktalarında görev yapmadı. Ne cumhurbaşkanı oldu ne başbakanlık yaptı ne bakanlık… Ne iktidara geldi ne de hükümete ortak oldu. Hep milletin ve devletin bekasını savundu. Hep “Türk devleti ve milleti yaşasın” dedi. Ama buna rağmen hep darbeler yedi, zulümler gördü. Devlet ona bir gün lazım oldu, o gün de devlet Keş Dağları’nda yanında yoktu.

MUHSİN YAZICIOĞLU BÖLÜCÜLÜKLE BÖLÜCÜLERLE MÜCADELE ETMİŞTİR

Muhsin Yazıcıoğlu 40 yıllık siyasi yaşamı boyunca her türlü bölücülükle, bölücülerle, mücadele etmiştir.

Bölücü terörün arkasında ABD, NATO Ve Batı emperyalizmin olduğunu “stratejik maşa PKK” nın Siyonist terör rejimi İsrail ile de küresel ilişkileri olduğunu şehadetine kadar devamlı söylemiş ve vurgulamıştır.

Yazıcoğlu,“Türkiye de Kürt Sorunu yoktur Bölücülük sorunu vardır”. Terörle müzakere edilmez mücadele edilir” demiştir. Kürt kardeşimiz ile Bölücüyü ayırmıştır. “Kürt kardeşimiz Bölücü düşmanımızdır” demiştir

Bölücü terör örgütüne destek veren “karanlık güç ,gizli güç Çekiç Güç” ile mücadele eden, “Çekiç Güç topraklarımızdan defolsun” diyen NATO merkezli gladyo ile mücadele eden , İkinci İsrail projesine ve BOP’a karşı çıkan ve meydan okuyan milli lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun ismini İmralı Kandil Kuryesi , sistemin elemanı terörisbaşının sözcüsü ile yan yana getirmek ahlaksızlıktır, şerefsizliktir, namussuzluktur, alçaklıktır! Şehit Liderimize itibar suikastliği yapmaya çalışıyorlar. Biz buna asla izin vermeyiz!

İstanbul'da yarın bazı yollar kapalı olacak İstanbul'da yarın bazı yollar kapalı olacak

Hayatının 10 yılı zindanlarda geçen 4 kez idamla yargılanan bütün hayatını aziz milletimize, vatanımıza, ülkemize, Türk Milliyetçiliği ülküsüne, Ülkücü Hareket’e adayan büyük liderin ismini kimse; bölücülerin ,vatan hainlerinin methiyeler dizdiği bir hainle yan yana getiremez ve koyamaz!

2- Muhsin Yazıcıoğlu, 31 Ocak 1981’de Cunta rejiminin özel olarak kurduğu asker ve polis karışımı hepsi; Ülkücü düşmanı olan özel bir ekip tarafından Ankara da yapılan bir operasyonla gözaltına alınmıştır. 1 ay, 4. Kolordunun içinde bulunan özel olarak Ülkücüler için kurulan Mamak Cezaevinin bitişiğindeki, C5 İşkence merkezinde 1 ay işkence görmüştür.

İşkenceli sorgulara Komünist POL-DER mensubu polislerle ülkücü düşmanı askeri savcı albay Nuretttin Soyer’de katılmıştır.

Muhsin Yazıcıoğlu işkenceli sorgulardan sonra önce Mamak Cezaevinde B Bloktaki bir koğuşa konmuştur. Kısa bir süre sonra buradan İdamlıkların bulunduğu A Blok’taki Tecrit’e, hücreye konmuştur. Tahliye olana kadar hücrede kalmıştır.

MUHSİN YAZICIOĞLU SIRRI SÜREYYA ÖNDER İLE AYNI KOĞUŞTA YATMAMIŞTIR. TANIMAZ VE BİLMEZ’

3- 12 Eylül sonrası cunta rejimi “barıştır karıştır” uygulaması başlatmıştır. Koğuşlarda ve hücrelerde Ülkücüler ve Devrimciler uzun bir dönem beraber yatmak zorunda kalmıştır. Basında İddia edildiği gibi Muhsin Yazıcıoğlu Sırrı Süreyya Önder ile asla ne aynı koğuşta ve ne hücrede kalmamıştır. Sırrı Süreyya Önder Mamak cezaevinde A Blok 2. Koğuşta kalmıştır. Muhsin Başkan Mamak Cezaevinde zaman zaman 4 kişilik, zaman zaman iki kişilik, zaman zaman tek kişilik hücrelerde kalmıştır. Muhsin Başkan A Blok tecrit arka 14.nolu hücrede kalmıştır

Muhsin Başkan şunları söylüyor:

12 Eylül darbesi sonrası tutuklandık. Mamak Askeri Cezaevi'nde ,A Blokta hücrede bir süre 3 solcu ile beraber kalmak zorunda kaldım. Cunta rejiminin uygulamasıydı. Devrimci Yol adlı Çayancı örgütün Oğuzhan Müftüoğlu’ndan sonra iki numaralı ismi olan Nasuh Mitap,12 Eylül Öncesi Dev-Genç Genel Başkanlığı yapan Devrimci Yol’un önde gelen isimlerinden Mehmet Ali Yılmaz ve yine ODTÜ'lü Dev-Genç mensubu genç bir militanla kaldım.”

Mahir Çayan Çizgisindeki Devrimci Yol hareketinin 2 numaralı ismi, 7 kişilik MK üyelerinden biri olan Nasuh Mitap’ ta Vatan gazetesine şöyle anlatıyor:

2,5 Metrekarelik koğuşta kalıyorduk ve askerlerden yediğimiz dayaktan sonra birbirimize su veriyorduk. Dışarıda düşman olduklarımız ile mecburen iletişim kuruyorduk.

Muhsin Yazıcıoğlu ile birkaç ay aynı hücrede kaldık. Bu hücrelerde konuşmak, gülmek ve hareket etmek bile yasaktı. Havalandırmaya çıktığımızda sağa sola bakamazdı kimse, konuşamazdı. Bu şartlar altında Muhsin Yazıcıoğlu ile 2,5 metre karelik bir hücreyi paylaştık. Cezaevi yönetimi bizi birbirimize eziyet edelim diye aynı hücreye koymuştu ama onların umduğu gibi şeyler olmadı. Günlerimiz kavgasız gürültüsüz geçirdik. Günde 3 sefer sayım adı altında ikimize de dayak atılıyordu. Askerler dayak attığında birbirimize yardım ediyorduk. Birbirimize su veriyorduk.

ÜLKÜCÜLER , ÜLKÜDAŞLARI, MEHMETÇİKLER VE MAZLUMLAR İÇİN KAN VERİR, HAİNLER İÇİN DEĞİL!

4- “Otobüslerle ülkücüler kan vermeye gelmiş”. Tamamen palavra! Kimmiş bu Ülkücüler? Nerde bu otobüs? Varsa resimleri ile yayınlayın. Böyle bir şey yok.

Ülkücüler tarihleri boyunca kan vermişlerdir.1974 Kıbrıs Barış hareketi sırasında binlerce Ülkücü Kızılay’a giderekkan vermişlerdir. Askerlik şubelerine koşmuşlardır.

Ülkücüler, 12 Eylül öncesi Sırrı Süreyya Önderi’nde içinde yer aldığı Komünist örgütler tarafından hain tuzaklarda,hain saldırılarda, baskınlarda yaralanan ülküdaşları için kan vermişler ve hastanelere akın etmişlerdir.

Ülkücüler, Türk Milliyetçileri, ismi teröristbaşı ile birlikte anılan teröritsbaşının “evladı” olarak gördüğü İmralı- Kandil kuryesi İstanbul barlarının hızlı devrimcisi Sırrı Süreyya Önder için değil, kan vermeye tam aksine belasını bulması için dua ederler.

Ülkücüler, vatan evlatları için Mehmetçiklerimiz, polislerimiz, bekçilerimiz, sivil ve masum vatandaşlarımız, mazlumlar, için kanlarını verirler ,canlarını verirler. DEM’ li Sırrı Süreyya Önder için hastaneye hiçbir ülkücü asla gitmez.

Biz sadece aziz şehitlerimize ağlarız, kahramanlarımıza yanarız. Onlar için üzülür onlar için dua ederiz.

NATO merkezli gladyo’nun çocuğu, stratejik maşa PKK terör örgütünün elebaşısı İmralı canisinin sözcülüğünü yapan, bebek katiline methiyeler dizen, sistemin artisti, İmralı kandil kuryesi, CIA devrimcilerinden, ABD-AB ve Siyonist beslemelerin kankası, yoldaşı DEM'li Sırrı Süreyya Önder kalp krizi geçirmiş..

DEM heyetinde yer alan, her görüşme sonrası konuşmalar yapan İmralı, Kandil kuryesi Sırrı Süreyya Önder bu sefer sağlığı ile gündemde. AKP / Saray rejimi, CHP ,DEM, CIA devrimcileri, Soros beslemeleri, liboşlar, Cihangir devrimcileri, sahte milliyetçiler, sahte İslamcılar, milliyetsizler, feministler, eşcinseller-LGBT sapıkları, sapkınlar, tüm bölücü yapı ve örgütler Sırrı Süreyya Önder için seferber oldular.

Üzülenlere ve ziyaret edenlere bakıyorum. Başta Siyasal İktidar ve CHP olmak üzere; DEM, İmralı, Kandil, KCK, PKK KONGRA- GEL, PYD, YPG, SDG, KDP, KYB vb Tüm Türkiye ve Türk'ün düşmanı Bölücü Örgüt ve karanlık yapılar...

“SIRRI’NIN SIRRI” HASTANEDE ORTAYA ÇIKMIŞTIR

“Sırrı’nın Sırrı”, Sistemin “özel elemanı” olduğu, Sistemin artisti ve himayesi altında olduğu hastanede devam eden tedavi sürecinden ve yoğun bürokratik ilgiden ortaya çıkmıştır.

Sistemin görevlisi olduğunu herkes yıllardır söylüyor. AKP/Saray rejimi bütün mekanizmaları harekete geçirerek onu kurtarmaya çalışmaktadır.

Sistem istihbaratçısına, elemanına, artistine, bekçisine ,köpeğine sahip çıkar ve onu himaye eder. Sistem kendi evlatlarına “Özel” muamele yapar.

Hem hükümet medyası hem muhalefet medyası Sırrı Süreyya Önder için güzellemeler yapmaktalar. İstiklal harbine katılmış “milli mücadele kahramanı” bir “millet önderi” bir büyük “siyaset ve devlet adamı”ymış gibi algı operasyonları yapıyorlar.

İstihbarat servislerinin gözdesi, İmralı kandil kuryesi Sırrı Süreyya Önder’i “barış güvercini “yaptılar.

MUHSİN YAZICIOĞLU SUİKASTİNDE İSTİHBARAT NERDEYDİ?

5- Sırrı Süreyya Önder için hastaneye akın eden başta AKP’liler olmak üzere Meclis Başkanı, Bakanlar, MİT Müsteşarı, Ana Muhalefet partisinin Genel Başkanı ve bazı siyasi partilerin başkanları. AKP Genel Başkanı Özel olarak hastane sürecini an an takip ediyor. Cumhur ittifakı çok üzgün dokunsanız ağlayacaklar.

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın’da Önder’in tedavisinin sürdüğü hastaneye ziyarette bulundular. Önder’in kızı ve kardeşine geçmiş olsun dileklerini ilettiler.

16 yılı geçti. MİT, Yazıcıoğlu suikastinde ortada yok ! Bir siyasi partinin genel başkanı, Türk siyasetinde etkili bir siyasetçi, Ülkücü Hareketin en önemli ismi Meclisin sigortası, bir büyük siyaset ve devlet adamı , Milletin adamı şehit düşüyor, MİT’den bugüne kadar olayla ilgili bir araştırma ve açıklama yok!.

Koskoca istihbarat teşkilatının bölgede, dağda, kırsalda, elemanımı yok! Elemanları da var, teknik imkanlarıda. Dönemin MİT Müsteşarı Amerikancı, Barzanici, Açılımcı, Emre Taner yardımcısı Hakan Fidan. Taner, Fidan ve Kalın döneminde hala Yazıcıoğlu suikasti gizemini koruyor.

Şehit liderimizin ve dava arkadaşlarımızın ailelerini bugüne kadar aramayanlar Oslocu , İmralı –Kandil kuryesi Önder için hastaneye kadar gidip, ailesine geçmiş olsun ziyaretinde bulunuyorlar.

Terör örgütü temsilcileri ile görüşmek için Oslo’ya, Cenevre’ye uçak kaldıran “MİT Turizm” Muhsin Yazıcıoğlu’nun ise karlar altında kalmasını görmezden gelmiştir. Yaşananları, aziz milletimizde yakından görüyor. Şehitlerimizin kemikleri sızlıyor, Şehitlerimizin aileleri perişan ve isyan ediyorlar yazıklar olsun.

Şehit aileleri , "Abdullah Öcalan bizim nezdimizde hâlâ terörist ele başıdır, 40 bin kişinin katilidir “ derken bebek katilinin sözcülüğünü yapan hain için devlet kurumlarını seferber ettiler.

SİSTEMİN ARTİSTİNE ÖZEL MUAMELE YAPTILAR. SİSTEME MUHALİF YAZICIOĞLU’NU KEŞ DAĞLARINDA ŞEHİT ETTİLER

6-DEM’li Önder’i ziyaret edenler Muhsin Yazıcıoğlu suikasti için bu güne kadar hiçbir şey söylememişler ve görmezden gelmişlerdir. Muhsin Yazıcıoğlu CHP iktidarında değil; AKP iktidarında şehit edilmiştir. Sistemi kendini değiştirmek isteyen “bu sistem değişmeli” ve değiştirmek için yola çıkanları da Keşdağlarında şehit eder.

1977 yılında Ülkü Ocakları Derneği( ÜOD) tarafından çıkarılan “Genç Arkadaş” gazetemizde “sistem tartışmaları” (4 bölüm) ile sistemi sorgulayan, siyasi yaşamı boyunca sistemle, bürokratik oligarşi ile vesayetçi çevrelerle, demokrasi düşmanlarıyla mücadele eden BBP lideri; “bu sistem değişmeli değiştireceğim “dediği için BOP ve BİP gibi küresel emperyalist projelere karşı çıktığı için şehit edildi.

Muhsin Yazıcıoğlu Hastane köşesinde sağlık problemleri nedeniyle vefat etmedi.Keş dağlarında bindiği Helikopteri düşürdüler ve dava arkadaşlarıyla şehit düştü.

AKP / Saray rejimi “özel evlatları” Sırrı Süreyya Önder’i yaşatmak için başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere bütün devlet kurumlarını harekete geçirirken;liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu ve dava arkadaşlarımızın karlar altında kalmasına bilerek seyirci kalmıştır. Enkazı ve naaşları devlet değil millet bulmuştur.

Şehitlerimize, vatandaşlarımıza, gösterilmeyen ilgi, alaka ve özel muamele terör örgütünün propagandasını yapan bebek katiline methiyeler düzen bir haine gösteriliyor.

Ülkenin geldiği şu duruma bakın binlerce şehit ailemiz kan ağlıyor evlatlarını vatan için şehit vermiş aileler isyan ediyor .

12.500 ŞEHİDİMİZİN KEMİKLERİ SIZLIYOR

1978-2027 arası 47 yıl boyunca stratejik maşa PKK terör örgütü tarafından 12 binden fazla vatan evladı hain pusularda tuzaklarda saldırılarda şehit düşmüştür.

PKK terör örgütü 1978 – 2019 arası 500 köy basmıştır. 500 köyde toplu katliam yapmıştır. Kundaktaki bebekler (276) dâhil öldürdüğü çocuk sayısı 1232’ dir. Binlerce sivil, masum insanı katletmiştir.

47 yıldır çoluk, çocuk, kadın, erkek, genç, yaşlı demeden binlerce masumu öldürdüler. Bingöl, Başbağlar ,Mısır Çarşısı, Anafartalar, Güngören ,Yavi, Vezneciler, Çankaya, Güvenpark, Elazığ, Şemdinli, Van, Adana, Beşiktaş, Kayseri, Kulp Mersin Polisevi İçişleri Bakanlığı – Emniyet Genel Müdürlüğü’ en son Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ) eylemi vb. onlarca katliam. Bu kanlı katliamların, kanlı eylemlerin hepsini PKK terör örgütü yaptı.

Yazık, çok yazık! 12.500 şehidimizin kemikleri sızlıyor. 1984’ten günümüze 500 köy basan katliamlar yapan, 400 civarında karakolumuzu basan, dağda, kırsalda, metropolde binlerce askerimizi, polisimizi şehit eden, 1500 civarındaki bebeği katleden, binlerce sivil, masum insanı katleden, cinayet şebekesinin propaganda memuruna özel muamele gösterenleri Türk milleti affetmeyecektir.

MİT-İMRALI KURYESİ, SARAYIN GÖZDESİ: SIRRI SÜREYYA ÖNDER

7-2012-2014 yılında MİT ile Öcalan arasında sık sık görüşme yapılmıştı. Görüşmeleri İmralı heyeti olarak adlandırılan grup yürütmüştü. Grupta Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan, İdris Baluken, Selahattin Demirtaş, Aysel Tuğluk yer almıştı. İmralı da yapılan görüşmeler sonrasında HDP kurulmuştu.HDP'nin adını teröristbaşı Öcalan vermişti. Önder’de bunu defalarca doğrulamıştır.

Taksim ve Cihangir barlarının müdavimlerinden, artist Sırrı Süreyya Önder yüzyılın canisi, yüzyılın alçağı Öcalan için “Öcalan yüzyılın lideridir” demiştir.

Bundan 12 yıl önce NATO’cu/Amerikancı Selahattin Demirtaş, ve Sırrı Süreyya Önder “Sayın Öcalan, başmüzakerecilik sıfatını tarihi Nevruz bildirgesini yazdığı gün aldı. Öcalan'ın 2012'deki Nevruz kutlamalarında yazdığı bildirinin okunmasıyla birlikte başmüzakerecilik sıfatını kazanmıştır.” demiştiler.

Bebek katili Öcalan, HDP heyeti ile yaptığı görüşmelerde MİT ile çok uyumlu ilişkileri olduğunu söyleyerek, “Devlette önemli bir söz sahibi konumuna geliyorum.” demiştir. Teröristbaşı açıkça “Müzakere benimle yürütülmeli. Başmüzakereci olarak ben muhatap kabul edilmeliyim” diyor. KCK diyor ki “Öcalan başmüzakereci olmalı” uzantısı HDP ‘Devlet de Öcalan’ın baş müzakereci pozisyonunu kabul etti’ diyor.

10 yıl önce 28 Şubat 2015’te Dolmabahçe Sarayı’nda Sırrı Süreyya Önder çağrıyı okuyordu. 10 yıl sonra yine teröristbaşının çağrısını İmralı ve Kandil kuryesi okuyor.

İmralı kuryesi, artist, DEM’li Önder’in “görevli” olduğu kesindir ve bir yerlere mesaj gönderdiği bellidir. Sırrı Süreyya Önder, ihanet sürecinde MİT kuryesi gibi görev yaptığını gizlemiyor .

DEM içinden bazıları Önder için “MİT’e çalışıyor” demiştir. Sırrı Süreyya Önder’in DEM Meclis Başkanvekili olarak ilan edilmesi boşuna değil.

Sırrı Süreyya Önder Stalinist, Pol Potçu, PKK diktatörlüğünün başında olan teröristbaşına methiyeler dizen ve, dünyanın en kanlı terör örgütlerinden ve 60 bin insanın ölümünden sorumlu olan cinayet örgütü PKK’yı “meşru, özgürlükçü, barışçı, bir örgüt” olarak göstermeye çalışan bir haindir.

Cinayet şebekesi terör örgütüne sahip çıkan “Baş Müzakereci Öcalandır. Öcalan Önderliktir. Süreç onunla yürütülmeli. Başmüzakereciolarak muhatap kabul edilmeli” diyenÖcalan’ı“öz babası” gibi gören Sırrı Süreyya Önder’dir.

Hükümetin seferber olduğu Önder, KCK’nın söylemini hep tekrarlamıştır. KCK diyor ki “Öcalan başmüzakereci olmalı”. Uzantısı DEM de ‘Devlet de Öcalan’ın baş müzakereci pozisyonunu kabul etti’ diyor.

DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 28 Aralık'ta,22 Ocakta 27 Şubat’ta İmralı'da PKK lideri teröristbaşı Abdullah Öcalan ile yine görüşmüştür.

DEM Parti heyeti, İmralı Adası'nda PKK lideri Abdullah Öcalan ile 27 Şubat2025 günü 3. görüşmeyi gerçekleştirdi. İmralı heyeti üyeleri Ahmet Türk, Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder görüşme sonrası İstanbul’daki Elit World Otel'de bir basın toplantısı düzenlediler. Bu bölücü toplantıda teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın açıklaması okundu.

Bütün kameralar, bütün ekranlar bir caninin açıklamasına kilitlenmişti. Bu sahne şaşırtmadı bizi. 2013-2015 sürecinde tekelci medya, AKP medyası, Kandil’e koşa koşa gider, PKK örgüt şefleriyle röportaj yapar ve toplu resim çektirirlerdi.

Taksim’deki ElirWorld Oteli dolduran PKK militanları, DEM mensupları, teröristbaşı lehine gösteriler yapmışlardır. Toplantıyı düzenleyen PKK çizgisindeki DEM yönetimi, bunu PKK propagandasına dönüştürecek her türlü şovu hazırlamışlardır. Otelin içini ve dışını dolduran PKK militanları “BijiSerokApo” sloganları atmışlardır. Emniyet ise buna seyirci kalmıştır.

Toplantı salonunda PKK’lı terörist, elebaşı Abdullah Öcalan’ın fotoğrafı ekrana yansıtılmıştır. İmralı’daki toplu resim gösterilmiştir. Taksim’deki oteli dolduranlarla birlikte İmralı heyeti ayağa kalktı ve zılgıtlar salonda yankılanırken PKK şovuna tüm dünyanın gözü önünde izin verildi.

Terörisbaşının açıklamasının Türkçe metnini, uyuşturucu ticareti yapan, PKK’ya silah ve mali destek sağlayan, bu yüzden İstanbul'da 3 Haziran 1994'te öldürülen, Hakkarili Kürt mafyasına mensup Savaş Buldan’ın eşi Pervin Buldan, Kürtçe metnini de Yezidi Ahmet Türk okudu.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) genişletilmiş İmralı heyeti, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın “ Çağrısı’nı” ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ şiarıyla açıkladı.

İmralı ve MİT kuryesi Sırrı Süreyya Önder , “başmüzakerecisi Öcalan'dır. Açın İmralı kapılarını, Öcalan'ın düşünceleri, fikirleri halklarla buluşsun.” diyendir.

PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın çağrısı ile ilgili konuşan DEM Partili Önder, meclis'e çağrı yaparak, hukuki ve siyasi düzenlemelerin hayata geçirilmesini istemiş "Meclis çağrıya uygun düzenlemeleri yapmalı. Öcalan serbest bırakılmalı ve baş müzakereci olmalı “demiştir.

Abdullah Öcalan’ın heyete söylediği “Şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK’nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir” demiştir

Hukuki boyut ne demek? Cinayet örgütüne hukuki boyut mu sağlanacak. Bu, terör örgütü lideriyle bir anlaşma yapıldığının işaretidir.

“İMRALI KAPILARINI AÇIN, ÖCALAN’I BIRAKIN “DİYEN İMRALI KURYESİDİR

İmralı ve MİT kuryesi Sırrı Süreyya Önder , “başmüzakerecisi Öcalan'dır. Açın İmralı kapılarını, Öcalan'ın düşünceleri, fikirleri halklarla buluşsun.” diyendir.

PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın çağrısı ile ilgili konuşan DEM Partili Önder, meclis'e çağrı yaparak, hukuki ve siyasi düzenlemelerin hayata geçirilmesini istemiş "Meclis çağrıya uygun düzenlemeleri yapmalı. Öcalan serbest bırakılmalı ve baş müzakereci olmalı “demiştir.

Abdullah Öcalan’ın heyete söylediği “Şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK’nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir” demiştir

Hukuki boyut ne demek? Cinayet örgütüne hukuki boyut mu sağlanacak. Bu, terör örgütü lideriyle bir anlaşma yapıldığının işaretidir.

CUMHURİYET DÜŞMANI : SIRRI SÜREYYA ÖNDER

Cumhuriyet ve Türklük düşmanı bölücü zihniyete sahip Önder, yıllar önce katıldığı bir televizyon programında Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla ilgili şu hain yorumu yapmıştı:

"Cumhuriyet ne? Sonuçta bir insan icadı. Lazımsa kullanırız. Lazım değilse daha iyisi neyse onu kullanırız. Cumhuriyet ne? İlan edildiği gün şartlarıyla zorunluluklar ve imkanların buluştuğu noktanın adıdır cumhuriyet.. "Biz Cumhuriyetten hiçbir hayır ve bereket görmemişiz ki. Neyimizi Cumhuriyete borçlu olacakmışız, ben hiçbir şeyi Cumhuriyete borçlu değilim. Ben bu cumhuriyetten hiçbir hayır görmedim. neyinden hayır görmüşüm?

Cumhuriyet olmasa sen milletvekili olabilirmiydin? Cumhuriyet sayesinde artist oldun, milletvekili oldun.

İKİ OYUNCU: NUMAN KURTULMUŞ VE BÜLENT ARINÇ

8- Bugün TBMM Başkanı olan Numan Kurtulmuş 2008 yılı Saadet Partisinin Genel Başkanı seçildiği kongrede 'Harun gibi gelip Karun gibi gitmeyeceğim.” demişti. Saadet Partisinden ayrıldıktan sonra 1 Kasım 2010 tarihinde Halkın Sesi Partisi'ni kurmuştu.

HAS Parti Genel Başkanı iken Numan Kurtulmuş'un tarihe geçen bir sözü vardır: Erdoğan için "harun gibi geldi karun gibi zengin oldu" demesidir. O yıllarda Erdoğan ve AKP için demediğini bırakmıyordu.

HAS Parti, 19 Eylül 2012 tarihinde gerçekleştirdiği büyük kongre sonucunda AKP’ye katılma kararı alarak kendisini feshetti. Kendisine inanarak birlikte yola çıkıp HAS Parti'yi kurduğu arkadaşlarının önemli bölümü sahipsiz kaldı. Kurtulmuş kendisini ve bir grup Parti yöneticisini Ak Parti'ye götürdü ama binlerce kişilik HAS Parti kadroları bu süreçte yalnız kaldı. Bundan dolayı Numan Kurtulmuş'a karşı büyük bir öfke beslemeye başladılar. Numan Kurtulmuş ise iktidarın gücü ve konforu altında AKP'de yükselmeye devam etti.

AKP’ye katıldıktan sonra ilk kongrede genel başkan yardımcısı olmayı başaran Numan Kurtulmuş, 2017'de Kültür ve Turizm Bakanı oldu. 2018'de ise Parti'de Genel Başkanvekili olarak Erdoğan'ın ardından en güçlü isimlerden birisi haline geldi. Numan Kurtulmuş, 14 Mayıs 2023 Seçimleri sonrası Cumhur İttifakı'nın TBMM Başkanı adayı oldu ve o günden bugüne Meclis Başkanı olarak görev yapıyor.

12 Haziran 2011 Genel seçimleri öncesi 5 Mayıs günü Göksun ilçesinde seçim konuşmasında HAS Parti Genel Başkanı olarak Yazıcıoğlu suikasti için "Bir kez daha Muhsin beye Allah'tan rahmet diliyorum. Ancak, aradan iki yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen hala o olayın arkasında ne olduğu, araştırma komisyonlarında bu işler konuşulmasına rağmen netleşmemiştir. Bir an evvel Muhsin Yazıcıoğlu'nun geçirdiği helikopter kazasının ne olduğunun açıkça ortaya konulması gerekir. Bu konunun açığa çıkarılası hükümetin üzerine bir borçtur. Hepimiz Muhsin Yazıcıoğlu'nun sevenleri olarak bu olayın arkasında ne olduğunu bilmek istiyoruz. Bu olayın arkasında kimler olduğunun ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Şüpheler var ve araştırılmalı, hükümet üzerine gitmeli” diyen Kurtulmuş, AKP’ye geçtikten sonra Muhsin Yazıcıoğlu suikasti ile ilgili ne tek söz ifade etmiş ne de konunun üzerine gitmiştir.

25 Mayıs 2012 günü Ankara’da ATO’da yapılan 3 ciltlik 'Muhsin Yazıcıoğlu Külliyatı'nın tanıtım toplantısı Ankara'da yapıldı. Toplantıya bir çok siyasetçiyle beraber Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ve HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, sendika ve sivil toplum teşkilatı temsilcileri de katılmıştı. Toplantıda şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu’nun suikastle ilgili hükümete yönelik sözleri damgasını vurmuştu.

Programda konuşma yapan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Muhsin Yazıcıoğlu olayının aydınlatılmasının yüzde yüz namus borçları olduğuna vurgu yaparak, "İnanırsınız veya içinizde bir uhde kaldıysa inanmayabilirsiniz. Siyasi irade konusunda bir eksikliğimiz yok. Ne Cumhurbaşkanımızla, ne Başbakanımızla ne de hükümetimizle. Bu olayın yüzde yüz aydınlatılması bizim namus borcumuzdur. Bir kardeşimize olan vazifemizdir.” demişti.

Hepsi lafta kaldı Gül, Erdoğan, Arınç, Kurtulmuş, Fidan ve diğerleri suikasti “kaza” olarak gördüler ve ilgilenmediler.

MUHSİN YAZICIOĞLU CHP İKTİDARINDA DEĞİL AKP İKTİDARINDA ŞEHİT EDİLDİ

9-Milletin adamı, liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu ve dava arkadaşlarımız, hastane köşesinde ölmedi. Keş Dağları’nda şehit edildiler. Bu suikast ülkeyi 23 yıldır yöneten AKP iktidarında, döneminde oldu. Saray/AKP rejimi, Muhsin Yazıcıoğlu davasıyla 16 yılı geçti nedense hiç ilgilenmemiştir, üzerine bile gitmemiştir.

Gün gelecek devran dönecek, alayı hukuk önünde yargılanacaklar. Bu suikastta kim, kimler varsa, yer almışsa, rol almışsa nerede saklanırlarsa saklansınlar, bulacak, çıkaracak, milletimizin huzurunda hukuk içinde hesabını soracağız. Bir gün mutlaka hukukun hâkim olduğu gerçek mahkemelere çıkartılacaksınız, milletimize hesap vereceksiniz.

Biz sadece aziz şehitlerimize ağlarız, kahramanlarımıza yanarız. Onlar için üzülür onlar için dua ederiz. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Bekası, Birliği ve Beraberliği Vatanın ve Milletin bölünmez bütünlüğü için şehit düşen tüm kahramanlarımızın, canlarımızın, yiğitlerimizin, ruhları şad mekanları cennet olsun.

Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez!

Kahramanlar tükenmez, Millet yenilmez!

Yaşasın zalimler ,hainler ve bölücüler için cehennem!

Yaşasın Büyük Türk Milleti !

Yaşasın Türkiye!

Kahrolsun Bölücülük ve Bölücüler