Yeni Parti mi, Platform(!) mu, Partisiz Cumhurbaşkanlığı İçin Bekleyiş mi?

Abone Ol

20Haziranda MHP tüzük tadilât kongresi ile  ilgili  mahkeme sonrası kamuoyunda gündemi işgal edecek gelişmelere şahit olacağız. 
Her nekadar 22 Haziran mahkeme kararlarından  " yeni Türkiye'yenin  çook tarafsız hukuk sistemi gereği " pek fazla ümitli olunmasa da  Cenap Şahabettinin  ünlü sözü aklımızın bir köşesinde her zaman vardır. " Ümit en geveze kuştur, daima öter. " 

20 Haziran mahkeme sonucu beklendiği gibi olumsuz çıkarsa  hemen akabinde  MHP muhalefet kanadından  ( en fazla bayramdan sonra)  kamuoyunun uzun süredir beklediği bir  açıklama  geleceğinin   duyumlarını alıyoruz. 

Merak edilen bu açıklamanın içeriğidir. Açıklama bir yeni partinin kuruluşu ile igili mi olacak yoksa 2018 için  yeni bir plâtformun  kuruluş bildirgesi mi  yoksa partlslz cumhurbaşkanlığı için bekleyişin açıklanması mı ? Bekleyip göreceğiz.

Tahlillerimize 2. ve 3. şıklardan başlayalım.  Partisiz cumhurbaşkanlığı için bekleyiş süreci alternatiflerin en şanssız ve olumsuzu olur bize göre . 
Başkanlık seçimlerine 2 yılı aşkın bir süre varken geleceğe yönelik remil atmak ne derecede gerçekçi olur?  Zaman içerisinde gelişecek olaylar içerisinde gündemin nasıl ne şekilde değişeceğini , fevkalâde olayların olup olmayacağını   ,olursa olayların kimlerin yıldızlarını parlatıp kimleri öne çıkaracağını kimse bu günden tahmin edemez. 

Hatırlayalım; MHP muhalefetinin  lk çıkış aylarında  adaylardan Meral Akşener,  yalnız ülkücülerin MHP muhalif tabanının değil neredeyse Türkiye siyaset yelpazesinin tüm kanatlarının zımni desteğine ulaşmış" tek adam diktatöryasına karşı küsmüş içine kapanmış, kendi desteklediği siyasi hareketlerden ümidini kesmiş  halk yığınları tarafından büyük bir heyecan ve ümitle   desteklenmişti. Öyle ki Meral  rüzgârı fırtınaya fırtına kasırgaya dönüşmüştü. 

15 Temmuz kalkışma hareketi. sonrası oluşan şartlar ve yürütülen plânlı iftira ve yıpratma kampanyaları neticesinde halkın büyük bir kısmı korktu, çekindi ve kabuğuna  çekildi. 
Yeniden bir Tayyip bey rüzgârı estirilince Meral hanım'ın popülâritesi büyük ölçüde zarar  gördü. 

Referandum sürecinde Meral hanımın cesur ve korkusuz tavrı  azmi   pusan, korkan halkı cesaretlendirip hareketlendirince başlangıçtaki  Meral ittifakının zımni destekçilerinden önemli bir kısmı  yeniden cephedeki yerlerini aldılar. . 
Amma yine de şunu açıkça söyleyelim; eğer 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü olmasaydı daha önceki olağanüstü bir sayıya ulaşan zımni Meral destekileri aynen yerlerinde dursaydı referandum da %60 HAYIR çıkardı. 
Örneğimizde gördüğümüz gibi 2,5 yıl önceden fal bakıp partisiz cumhurbaşkanlığı sürecini tercih etmek büyük riskler taşır. .

2. şık olan 2018 için ortak bir plâtformun içinde olma açıklaması ise tam bir dağın fare doğurması olayı olur. 
Zira sonuç olarak tüm muhalefet kendini böyle bir ittifaka mecbur hissedecektir. 
HDP  bazı pazarlıklar karşılığı 2018 de Tayyip beyin Başkan adaylığını desteklerse bu  muhalefet için bir fırsat oluşturur. 
HDP ye kuşku ile bakan AKP seçmen gurubunun fire oranı bu durumda yükselecektir. 
Tayyip beyin can simidi o şartlarda oy oranı çok küçülse de Bahçeli MHP si olacaktır ki eğer o şartlarda HDP  Tayyip beye açık destek verirse o küçük oranda Bahçeli MHP si desteğide kaybolur. 

2. şık olan  ortak plâtform ileriki aşamada tüm muhalefetin  zorunlu tercihi olacaktır,  ve ileride nasıl olsa gerçekleştirilecektir. 

1. Şıktaki yeni parti bizce aklın yoludur ve mutlaka kurulmalıdır. Kurulmalıdır ama nasıl , ne şekilde, hangi temeller üzerine  kurulmalıdır ki  bir anda Türk halkının umudu  haline gelebilsin. 
Kurulma zamanının  şu an için uygun zaman olduğunu düşünüyorum. Partinin kuruluşunda mutlaka ama mutlaka  MHP muhalefet hareketinin tüm liderleri hareketin içinde yer almalıdır. Özellikle  Meral hanım'ın yanında Ümit hoca ve Sinan Ogan tüm kadrolarıyla yeni partinin  kadrolarında olmalıdırlar. 
MHP muhalefet hareketinin  3-4 parçaya bölünmesinden  kaynaklanan kadro zaafiyetleri böylesine bir birleşme anında glderllecektir .

MHP Muhalefet öncülerinin her birinin kendilerine göre avantajları ve dezavantajları vardır.  

Ümit hocanın stratejist olması ,  engin ve derln blr bllgl birikimi, yıllarca televizyon açık  oturumlarında gösterdiği ekran performansı , ülkücü camianın tümünün özel günlerine gösterdiği itina   ve kadrosunda  başta Yusuf hoca olmak üzere çok kaliteli isimler bulunması artılarıyken   belkide kişiliğinin  doğal görüntüsü olarak halka dokunamaması   aura çekiciliğinin  olmaması  önemli dezevantajlarıdır.  " yıllar öncesi MHP nin gereken patlamayı yapamaması üzerine tüm arkadaşlarımızın  Devlet Bahçeli'ye alternatif  aradığı günlerde   arkadaşlar arasında  bir sohbette 1980 öncesi Manisa  MHP il başkanı olan  Erol Maraşlı'ya  benim alternatif adayım Ümit hoca  deyince; Ben de aynen senin  gibi düşünüyorum ama tek endişem Ümit hocanın akademisyen oluşu, akademisyenlerin fildişi kulelerinden ahkâm keserek halka tepeden bakmaları demişti. 

 Kendisi halâ özümüzde Türk milliyetçilerinin ve ülkücülerin  temsil kaabiliyeti en yükseklerde olan bir kaç entellektüelinden biridir. 

Halka dokunabilmek, halkla yüksek bir.elektrik iletişimi kurmak , aura genlşliği  parti başkanlığından liderliğe  giden yolun başlangıcıdır. 

Çok partili dönemin popüler halk liderlerine bakarsanız bu  gerçeği  örebilirsiniz . Menderes-Demirel-Ecevit-Özal ve. en son olarak Tayyip Erdoğan  .

Kendi siyasi hareketinin dışında kalan  siyasetle ilgisi seçim dönemlerinde oy kullanmaktan öteye gitmeyen ortadaki seçmene ve kendi partisi dışındaki partilerin tabanlarına da seslenebilen  kısacası halka dokunabilen  toplum öncüleri veya siyasi parti  genel başkanları popüler halk liderleri olarak nitelendirilirler. 

Popüler  halk liderlerinin  mutlaka en  bilgili en donanımlı  en kültürlü en iyi stratejist olmaları gerekmez. Nitekim pratikte de bu aynen böyledir. Tayyip Erdoğan'dan daha donanımlı , bilgili kültürlü AKP içinde bir çok  kişinin olduğunu hepimiz biliyoruz. Fakat yine biliyoruz ki AKP içinde halka dokunabilen , geniş halk kitlelerini peşinden sürükleyebilen ve alınan oyların %80 inin  sahibi de Tayyip Erdoğan'dır. İşte popüler lalk liderliği , karizmatik liderlik  ayniyle böyledir. 

MHP muhalefet hareketinin bir diğer ismi Sinan Ogan  genç, dinamik , yakışıklı, yılmayan bir kişilik olarak temayüz etti. Tüm bu meziyetler politika için önemli avantajlar. Strateji üzerinde çalışmaları da ayrı bir artısıdır Ogan'ın .   Stratejist olmasına karşın aceleciliği, ani ve erken kararlar açıklaması, hem çevresini hemde karşısındakileri iyi okuyamayışı ise strateji hataları olmuştur  sayın Ogan'ın .Tecrübeli   bir ekip çalışması içerisinde bunlar zaman içerisinde düzeltilebilecek konulardır. 

Ayrıca özellikle belirtelim ki Sinan Ogan  ve Ümit Hoca  " Ümit hoca'ya  kısmi bir CHP tabanı ilgisi  vardı" Ülkücü milliyetçi taban dışında pek fazla ilgl görmediler. 

Koray Aydın mücadeleye MHP içinde devam edeceğini açıkladığı ve onun  için henüz bir ihraç kararı söz konusu olmadığından inceleme dışında bırakıyorum. 

MHP muhalefetinin ana damarı Meral  Akşener'e gelince makalemizin girizgâh bölümünde de kısmen bahsettiğimiz gibi  Meral hanım muhalefet liderlerinin içinde halk desteği en yüksek olanıdır.  Yine ifade ettiğimiz gibi  bu desteğin kesilmesi için  özellikli bir çalışma bizzat Aksaray mahfillerinden yürütülmüştür.  

 Dile kolay 14-15 yıllık bir yıpranmışlık sürecinde olan bir iktidar  var en büyük şansları da karşılarında  karikatür bir muhalefet. Halk tutunacak bir dal arıyor ama bulamıyor. Türkiyede maalesef politika. lider odaklıdır. Halkımızım. seçmen profili belli, burada bir İsveç bir İngiliz seçmen profili  bulamazsınız.  

Lidere bakar tercihini yapar Türk seçmen profili !   Ve son 15 yılda  tercihini  alternatifsiz gördüğü, düşündüğü, beynindeki oluşturduğu lider proto tipine uygun  aday bulamadığı  için   sürekli Tayyip Erdoğan'ı seçti. 

İşte tam bu ahvalde MHP parti içi muhalefet hareketi  yollara düşüp meydanlara çıkınca  spontane olarak  bir lider profili orytaya çıktı ; Meral Akşener.......

50 yıllık bir iktidar özlemi ile tutuşan Ülkücüler hareketlendi. Ardından kaybolduğu düşünülen haddizatında  sürekli acaba bir gün diye umutlarını  diri tutan  merkez sağ sonra çok yoğun bir şekilde "artık bu CHP ile Tayyip beye karşı imkânsız" diyen Atatürkçü lâik sosyal demokratlar ve içten samimi hislerle gidişatı tasvip etmeyen samimi müslümanlar ve  hattâ siyasi yelpazenin tüm kanatları ve renkleri  Meral hanım üzerinde zımni bir ittifak oluşturdular. 

Meral hanım bazıları için ülkücülerin iktidar umudu bazıları için de kurtuluşa giden yol oldu.

Makale başlangıcında temas ettiğimiz gelişmeler sonucu bu gün gelinen noktada beklentimiz yeni bir ülkücü özçekirdeğin etrafında merkezi kapsayacak bir parti beklentisi içindeyiz . 

Meral hanımın bölgelere ayırıp yaptığı istişare toplantıları" ki Ege toplantısında ben de vardım"  sonucu eğilim büyük çapta böyleydi. 

Hemen herkes  ülkücü özlü büyük bir merkez partisini dillendirdiler. 

Hal böyleyken  eğer böyle esaslar üzerine  bir parti kurulursa bundan sonra çetin engelleri aşarken neler yapmalıyız nasıl hareket etmeliyiz.

İlk şart  mutlaka halkın yıllardır tanıyıp takip ettiği, inandığı güvendiği , umut bağlayabileceği toplum katmanlarından ortak hüsn ü kabul görmüş  milli değerlere bağlı mazisi temiz isimlerin kadroya alınmasıdır.   Tabii ki MHP muhalefeti  başta lider kadroları toplu halde yeni partinin içinde olmalıdır

Burada isim vermeden zikredeyim; ilk gençlik yıllarını,  üniversite  ve doktora yıllarını ülkücü mücadelenin tam göbeğinde geçirmiş, yalnız ülkücülerin değil taraflı tarafsız  tüm Türk milletinin o  ekonomi hakkında konuşurken pür dikkat takdirle dinlediği  , gıpta ile izlediği çok popüler  bir isim var ki eğer o isim de kadroda olursa  inanın değil Türkiye de dünyada  çok konuşulur. 

Kuruluş aşamasından itibaren yurdun dört bir tarafında teşkilâtlanma başlarken  genel hatlarıyla ülkücü öz esasa oturtulduktan sonra bölge seçmen dinamikleri gözetilip hesap edilerek o bölge seçmen profil yoğunluğu esasına göre teşkilâtlanmalar gerçekleştirilmelidir. 

Bunlar hareketin hızla büyüyüp gelişmesi için ana şartlardır. 

Kuruluş aşamasında biz ülkücü kökleri olan arkadaşlarımızın çok  dikkat etmemiz gereken hassas bir konu da yeni camianın bir MHP olmadığının bilinciyle hareket edip diğer yelpazelerden gelen arkadaşlarımızdan ocak geleneklerine uygun davranışlar beklemememiz olmalıdır. Ocak terbiyesi, önce çaycılıktan başla,  lider teşkilât doktrin, zaptı rapt altına almak, emir komuta sistemini dayatmak, bizden habersiz bir şey yapamazsın, neden kafana göre takıldın gibi davranış ve sorularımız liderin tüm olumlu aurasına rağmen  partiyi süreç içinde Bahçeli MHP sinin kaotik yapısına sürükler. 

 Aman dikkat ki ne dikkat ! bilhassa reisler! 

Yeni kadrolaşmada  çok fazla  ağdalı felsefi ağızlarla siyaset yapmak yerine halkla bütünleşen sosyal siyaset araştırmacıları uzmanlara , halkın nabzını tutan kadrolara , halkla içiçe olanlara  öncelik verilmelidir.  Kadrolar analitik düşünen kendi dallarında iyi yetişmiş  kollektif çalışma şuuru ilkelerini benimsemiş uzmanlardan oluşmalıdır. 

15 yıldır dışa bağımlı bir enerji politikasıyla ülkeyi yönetenlere milli enerji politikaları taslaklarını hazırlayan, yerlerde sürünen Türk hukukunu ayağa kaldırabilecek projeler üreten, çöken bir dış politikaya çözüm getiren, çöken bitmiş milli vasfını kaybetmiş bir eğitime milli vasfını kazandırıp dünya çapında bir eğitim vadeden ekipler , yalan rakamlarla halkın kafasını karıştıran her yıl neredeyse  bir misli açık veren dış ticaretimiz ve ekonomimizi düze çıkaracak mali politikalar üretecek güvenilir isimler  baştan itibaren kadronun içinde yer almalıdır. 

 Aman dikkat ! Her şey başladığı gibi gider. 

Merkezdeki kadrolaşma taşradaki kadrolaşmalar dengeli güvenilir umut bağlanan isimlerden olursa kısa zamanda büyük yolalınır. 

Şimdilik hayırlısı olsun diyerek kapatalım. Gelişmeler üzerine devam edeceğiz.....