Daha önceki yazılarımızda Yeni Partiden milletin ne beklediğini ve Meral Hanımın Türkiye hayallerinin ne olduğunu yazmıştık... Sanırım bazılarımız İçin yeniden hatırlatma şart oldu...
Yeni Parti özellikle ülkemizin antidemokratik şarlarda yönetilmesine tepki olarak milletin demokrasiye olan ihtiyaç ve özlemini gidermek ve ülkeyi demokrasi ile yönetmek için doğmuş bir partidir...
Yeni Partinin kurucusu ve doğal lideri Sayın Meral Akşener kimsenin planlaması ve görevlendirmesi ile değil bu milletin kendi bağrından ve kendiliğinden doğan, sevgi, umut, güven veren, uzun yıllardır siyaset dünyasında istikrarlı, kararlı, güvenilir, zeki, başarılı, dürüst, sevecen, bilgili ve birikimli kişiliği ile kendisini Türk milletine sevdirmiş ve kabul ettirmiş bir siyasi karakterdir.....
Sayın Meral Akşener köylüsü, kentlisi, işçisi, patronu, esnafı, zanaatkarı, sanatkarı, edebiyatçısı, doktoru, avukatı, öğretmeni, akademisyeni, bürokratı, askeri, polisi saydığım ya da saymayı unuttuğum tüm kademelerdeki halk yığınları tarafından ABLA olarak milletin bağrına basılmıştır....
Bizler yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları yani Türk Milleti mensupları olarak Yeni Partiden beklentimiz öncelikle demokrasi, düşünce ve konuşma özgürlüğü, adaletin tesis edilmesidir.... Bunlar yerine getirildiği zaman bunun adına Hukuk Devleti deniyor...
Hukuk devletinde herkes eşit hak ve özgürlüklere sahiptir. Bu çerçevede insanlar isteği partiyi destekleyebilirler, istediği fikri söyleyebilirler, istediği fikri destekleyebilirler, istediği gibi giyinirler, istediği gibi yaşarlar.... Siz İnsanları inandıkları, düşündükleri ya da söyledikleri için dışlayamazsınız... Şayet bunlar yasalara aykırı ise hukuk kuralları çerçevesinde adli mercilere şikayetinizi yapar, yargılanmaları İçin girişimde bulunursunuz....
Eğer bir ortamda hukuki bir boşluk, bir takım kural ve kaideler boşluğu ve belirsizlikler varsa böyle ortamlarda bazı tanımlanmamış güç unsurları ortaya çıkar.
Bu tanımlanmamış güç unsurları kendi görev tanımlarını kendileri yaparlar ve kendi koydukları kuralları sanki o yaşanılan ortamın değişmez kaideleri gibi sunup, daha kötüsü buna yürekten inanıp bu geliştirdikleri yazılı olmayan kurallar İle yarattıkları küçük toplumda bir diktatörlük ilan ederler. Artık gruplar ve bunların diktatörcülük oynayan lidercikleri vardır. Bunun sonucunda ne olur biliyor musunuz? Bu diktatörcüklerin boyunduruğu altında yaşayan, kendi fikirlerini açıkladığında dışlanmaktan korkan, düşünemeyen, düşündüğünü söyleyemeyen, söyleyince veya diktatörcüklere ters gelen bir hamle yaptığında sözlü şiddetlere maruz kalan, bir kenara atılan, dışlanan, cezalandırılan bir insan topluluğu.....
Evet böyle bastırılmış, sindirilmiş, susturulmuş insanlar.... Böyle ortamların en büyük handikapı da kimsenin kimseye güvenememesidir. Güvensiz ortamlarda dedikodu, gammazlama, sırttan vurma, hançerleme çok olur. Adam adamı satar durur. Böyle topluluklar uzun süre bir arada tutulamaz. Bu topluluklar ortak bir amaca hizmet edemez. Çünkü bir şekilde herkes birbirine düşer. Az olsun bizim olsun, küçük olsun bizim olsun diyen bir sürü grup birbirini yerken bakmışsınız bölünmüş, parça parça olmuş, bitmiş bir bütün.....
Yeni Partinin kurulma sürecinde de doğal olarak bir boşluk oluşmuş ve bu boşlukta bazı bireyler kendilerine bir görev tanımlaması yapmışlardır. Bizim gönül verdiğimiz Meral Akşener hareketi şimdilerde bir partileşme süreci yaşamaktadır. Daha öncesinde de kurumsal bir yapımız olmadığı İçin oluşum içinde kimseye Abla tarafından verilmiş bir görev mevcut değildir. Kimse insanların üzerinde ben şuyum, buyum diye bir hegemonya kuramaz ve sevmediklerine hakaretler, küfürler yağdırıp, baskı altında derneğe kaydedip sonra da sevmiyorum diye dernekten atamaz....
Bunlar Balgatın hastalıklı lider sultasına dayanan antidemokratik yaklaşımlarıdır. Bu toplum tüm bunlardan bıktı kardeşim.... Seninle aynı düşünmüyor diye, farklı diye kimseyi dışlayamazsın... Yeni oluşumun hem içinde görünüp hem de pazarlık gücü sağlama adına alternatif vakıf, dernek benzeri yapılar kurmak ve bu yapılar üzerinden oluşum dizaynı peşine düşenler, ön kapma yoluna gidenler, kendilerine şahsi çıkar sağlama adına süreci kısırlaştırma yoluna girenlerdir. Olması gereken her kesimin kendini ait hissedebileceği bir kurumsal yapıdır.
Bu da yeni kurulacak olan parti teşkilatıdır. Sayın Meral AKŞENER hanımefendinin talimatı dışında faliyet gösteren alternatif kurum ve kuruluşların bölünmelere ayrışmalara ve ötekileştirmelere sebebiyet verdiği aleni ortadadır. Bu kurum ve kuruluşların Meral Akşener hanımefendiyi seven ve destekleyen herkesi kucaklaması mümkün değildir. Bu dernek ve kuruluşlar olsa olsa dernek başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin destekledikleri yeni partide siyasi bir makam ve mevki elde etmelerinden başka bir işe yaramayacağı herkesçe malumdur. Tabanın ve seçmenin beklentisi bu yol ve yöntemlerin derhal bırakılıp topyekün kucaklaşmanın önünün açılması arzusudur.
Teşbihte hata olmaz. İslam dininde Allah'a erişmek için her hangi bir cemaat, şeyh, din adamına nasıl ki gereksinim yok ise, demokratik bir düzende de kurulmuş bir partide siyasi mücadele vermek için bir takım dernek ve benzeri kuruluşlara üye olma şartı aranmamalıdır. Şayet bu ismi ne olursa olsun dernek, vakıf ve benzeri kuruluşlar koskoca bir Türk halkının ümitle beklediği, her gün artık kurulsun da kurtulalım diye yüce Allah'a el açıp yalvardığı Yeni Parti ile Millet arasında en büyük bariyer olacak, partinin geniş halk yığınlarına ulaşması engellenecek ve belki de Türk halkının umutlarını belki bir 15 yıl daha rafa kaldırmasına sebep olacaktır....
Bizim Türk Halkı olarak Sayın Meral Akşener hanımefendinin kuracağı Yeni Partiden beklediğimiz genci, yaşlısı, zengini, fakiri, tahsillisi, tahsilsizi, köylüsü, kentlisi, derneklisi, derneksizi, sağcısı, solcusu bu vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne inancı sonsuz olan, ve Türk halkını muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmak İçin çaba sarfetmek isteyen herkesin Yeni Parti çatısı altında toplanmasıdır... Gel vatandaş... Gel... Sen de gel.... Sen de gel....
Son Sözüm şudur;
Efendiler!!! Türk Halkı ile Yeni Parti arasına bir aracı kurummuşçasına giremezsiniz. Bunu size yapma yetkisini kimse vermez. Bu tutum ve davranışlar İle kendi küçük hesaplarınızı yaparken, bir büyük kutlu hareketi yerle bir edemezsiniz...
Eğer niyetleriniz halis ise, şayet büyük Türk milletine bir nefer gibi faide sağlamak istiyor iseniz, bir an önce şimdiye kadar isimlerinizin önünde kullandığınız aracı kurumları andıran dernek kimliklerinden kurtulur, kurulmasına neredeyse sayılı gün kala Yeni Kurulacak parti için en az sizin kadar çalışmış, kendi çapında en az sizin kadar katkılar vermiş ve en az sizin kadar ablaya ve milletine bağlı insanlara karşı kullandığınız nefret söylemlerini bir yana bırakır, Yeni Partinin büyük Türk halkını kucaklaması İçin sevgiyle, muhabbetle, saygıyla ve Kuvvayı Milliye ruhu İle çalışırsınız. Aksi halde halk İle bütünleşmeniz imkansız ve inanın ben o halktan biri olarak ben bunu hiç istemiyorum....
Lütfen hoşgörülü, sevgi dolu ve kucaklayıcı olun.
Sizce bu vatan ve millet bu kadarını hak etmiyor mu?