Yeniden Aydınlanma Derneğinden çok konuşulacak anket

Abone Ol

Anket çalışmasının istatistiksel analizleri ve bu analizler ışığında uzmanların yorumlama ve makaleleştirme süreci sona erdi.

21 ilde 1802 denekle yapılan çalışmanın ayrıntılı sunumu 20.10.2019 Pazar günü saat 13:30’da Şişli Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde yapılaca.

Yaklaşık 2 saat sürecek sunuma  konuşmacı olarak 
İhsan YAVUZ (YAD İstanbul Temsilcisi),
Halil KONUŞKAN (YAD Genel Başkanı),
Tanju ÖZCAN (Bolu Belediye Başkanı),
Buğra KAVUNCU (İYİ Parti İstanbul İl Başkanı),
Kerim YILMAZ ( BELKO Yönetim Kurulu Başkanı),
Ömer Lütfü ÖZENÇ (Şişli Belediye Başkan Yardımcısı),
Nizamettin YILDIRIM (İstatistikçi – Öğretim Görevlisi),
İlay AKSOY (İYİ Parti GİK üyesi),
Dr. Sakin ÖNER (İyi Parti Danışma Kurulu Üyesi),
Prof. Dr. Atila BİTİGEN,
Av. Yüksel BAT, katılacak.

Tarih: 20.10.2019
Saat: 13:30
Adres: Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi Halide Edip Adıvar, Darülaceze Cad.
No:9-1 Şişli/İstanbul
İletişim: İhsan YAVUZ (YAD İstanbul Temsilcisi) 0532 415 62 96 

Yeniden Aydınlanma Derneğinin yaptığı açıklama şu şekilde;

"Düzensiz göçle ülkemize gelip yerleşen insanlarla önce sokaklarımızda tanıştık. Bakışları, yürüyüşleri, giyim kuşamları, kaldırımda durup sohbet etme alışkanlıkları, karı-kocanın birbirleriyle diyalogları, çocuklarına davranışları bizden farklıydı. Daha sonra haber bültenlerini süslemeye başladılar. İki farklı söylem vardı. “İktidara yakın medya” olarak tanımlanan medya organlarında “göç edenlerin savaştan kaçan mazlumlar” olduğunun altı çiziliyordu. Bunda doğruluk payı olduğu şüphe götürmez. Öte yandan “muhalif medya” olarak tanımlanan medya organları (başta Suriyeliler olmak üzere) ülkemize gelenlerin işledikleri suçları, devletin ekonomik şartlar kötüyken kendilerine yapılan yardımlardan söz ediyordu. Bunda da doğruluk payı olduğu şüphe götürmüyor.

Bu durumda Yeniden Aydınlanma Derneği olarak konuyu gerçek muhatabına, halka sorma kararı verdik ve bir anket çalışması yaptık. Zoru seçerek telefonla değil, yüz yüze görüşmelerin sağlıklı olacağına karar verdik. . Süreci üç aşama halinde planladık. Birinci aşamada halka sorulacak sorular belirlendi. Bu yük Bolu İzzet Baysal Üniversitesi’nden Sayın Nizamettin Yıldırım hocamızın omuzlarındaydı. Kendisi bizlerle istişare ederek bilimsel ve hedef odaklı bir anket formu hazırladı. İkinci aşamada derneğimizin şube, il ve ilçe temsilcileri harekete geçtiler. Sahada birebir anketler yapıldı. Üyelerimiz tatil yapabilecekleri zamanı anket yapmakla geçirdiler. Temsilcilerimizden “Anket yapmak için valilik, kaymakamlık iznine ihtiyaç var mı?” soruları aldım. Bu sorular içinde bulunduğumuz iklimin açık kanıtıydı. Sokakta “soru sormak” bile insanları ürküten bir hal almıştı.

Anket çalışması öngördüğümüz tarihte sona erdi ve Nizamettin hocamız ile ekibi sonuçları raporladılar. Bu raporlar üzerine konu başlıkları belirledik ve her konu başlığında alanlarının uzmanları makalelerini kaleme aldılar. Elimizdeki verileri TÜİK verileri ile de karşılaştırdık. Hukukçularımız “Göçmen, sığınmacı, mülteci ve geçici koruma altındaki göçmen” kavramları netleştirdiler – ki her biri ayrı anlama geliyor- ve ülkemizdeki “yabancıların” hukuki statüleri hakkında yazdılar. Eğitimcilerimiz ülkemize gelen insanların eğitim sistemi içindeki yerlerini analiz ettiler. Sosyolog, psikolog ve aile danışmanlarımız gelen insanların toplumsal ve bireysel karşılıklarını yorumladılar. Siyasette değerli geçmişi olanlar durumun siyasal yansımaları hakkında yazdılar. Ortadoğu uzmanlarımız ve tarihçilerimiz mevcut durumun tarihçesini, uluslararası antlaşmaları yorumladılar. Ekonomi uzmanlarımız ülkemize gelen insanların ekonomimize katkılarını ve bize ödettikleri kaybı ayrıntılı olarak ifade ettiler. Sağlık uzmanlarımız ülkemizde izleri silinmesine rağmen tekrar ortaya çıkan bazı hastalıkların varlığında göç edenlerin rolü olup olmadığını incelediler. Göç edenlerle birebir ilişki halinde bulunan sağlık çalışanlarının gözlem ve düşüncelerini derledik.

Bizler Aylan bebeği gördük, Macar televizyoncunun tekmelediği sığınmacıların görüntülerine şahit olduk. Kendisini çalıştıran işvereninin boğazını kesen sığınmacının güvenlik kamerası kayıtlarını izledik. Elimizde görüntüler, istatistikler, veriler ve halkın düşünceleri var.

“Emekliler ve emeklilik sorunları” konulu çalışmamızın parçası olan EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) projesiyle başladığımız yolculuğa yeni bir dosyayla devam ediyoruz. Sayın Meral Akşener’in grup toplantısında ülke gündeminin yüreğine konumlandırdığı projemizin ardından durup dinlenmeden yenisine başladık.
Üretme konusundaki kararlığımız devam edecek. İki projenin de direktörü olmaktan onur duyuyorum.
Planlama ve yönetim aşamasında bulunanlara, saha çalışması yapanlara, saha çalışmasını kâğıda analiz olarak dökenlere, verileri yorumlayan değerli akademisyenlerimize çok teşekkür ediyorum.

Bilinmelidir ki, Yeniden Aydınlanma Derneği olarak hedefimiz “anlamak ve anlatmak”tır. Körü körüne taraf tutmak bilimsel yaklaşımın ruhuna aykırıdır. Her birimizin konuya dair kişisel fikirleri olsa da böyle bir anket ve saha çalışması olmaksızın bunları ifade etmek kişisel fikir beyanından ibaret kalırdı. Geniş bir kitle ile farklı şehirlerde yapılan bir çalışmayı yorumlamak bilimsel ve etik duruşumuzun gereğiydi.

Yapıya bir tuğla daha ekledik…
Birlikte…
Önümüzde planladığımız iki ayrı çalışma daha var. Ülkemiz için üretmeye, anlamaya ve anlatmaya kararlı bir şekilde devam edeceğiz."