Yenilikçi Siyaset-2

Abone Ol

Önceki yazımdan devam ile bugün toplumun her kesiminde mutsuzluk ile mevcut siyasi düzenden umutsuzluk var. Adaletsizliğin sosyal yapıyı kemirdiği, egemenlerin kamu kaynaklarını sömürdüğü, her alanda ahlaksızlığın olağan kabul edildiği bir olağanüstü haldeyiz. Bu gerçeklik üzerine doğru temelde inşa edilecek bir ‘’yeni’’ değil yenilikçi siyasi parti bugün için anketlere yansıyandan çok daha fazla kabul görecektir. Bunun gerek şartları ise öyle derin analiz proje söylem v.s olmayıp basit izah, dürüst, samimi ve iddialı bir duruştur. Naçizane; devlet yönetiminde ahlak ve her alanda adalet, tüm toplum kesimlerini birlikte yaşama ve kamu kaynaklarında adil bölüşüm ile dışarıda her ilişki ve anlaşmada millî bir tavır taahhüdü yeterlidir.

Bugün halkın şikâyetine neden olan şeyler; terör, işsizlik, geçim sıkıntısı, adaletsizliktir. Öyleyse bunlar öncelikli olarak çözümlere dair bir program olmalıdır. Ekonomik kalkınma üretime, oluşacak milli hasılanın paylaşımı da adalete dayanmalıdır. Eğitimin akılcı, bilimsel eksende planlanıp yapılacağı, işsiz yetiştirmekten başka işlevi olmayan üniversitelerin sanayide ara teknik eleman teminine dönüştürüleceği bir sistem taahhüdü olmalıdır.

Siyasetin geleneksel kapı arkası tanzim ve sütre gerisi dizaynları yerine açık şeffaf bir üslupla halkın gözü önünde yapılacağı, sosyal kesimlerin katılımcılığının sağlanıp aracılıklarıyla fikir ve iddiasının tabana yayılacağı bir örgütlenme modeli olmalıdır. Mevcut medya düzeninin bize mesafeli ve engel çıkaran tavrı kısa vadede değişmeyeceğinden sosyal medya etkin örgütlü ve hızlı biçimde kullanılmalıdır.

Anadolu’dan aldığımız, gördüğümüz, edindiğimiz haber durum ve izlenimler, halkın büyük kısmında beklenti, heyecan ve umuttur. Anketlere yansıyandan çok öte bir sempati ve sahada birlikte olma duygusu var. Bu gerçeklik doğru yönetildiğinde siyasi anlamda bir beyaz devrim yapacak bir potansiyeldir. Bu meyanda kasten çıkarılan parti kuramazlar, kurdurmazlar, ohal var engel çıkarırlar v.b söylentilerine karşı parti kurmanın izne onaya tabi olmadığı her platformda haykırılmalıdır. Aynı odakların ölü doğum için henüz genel merkez yönetimi oluşmayan partinin illerde sevimsiz kişilerce yetkiliymiş gibi teşkilat kurmaya girişmelerinin de önü kesilmelidir.

Adı amblemi konusunda, halkın Meral Akşener’i daha fazla konuşmasını sağlayacak beyanlar olabilir ve bir ölçüde faydalıdır. Ancak ad amblem sadece hızlı ve kolay tanıtım için önemlidir. Bunu da en iyi toplumbilimci-iletişimciler bilir. Parti program ve tüzüğü daha önemlidir. Zira ad başlangıçta merakla beklenen olması nedeniyle geçici bir dalga yaratır. Sonrasında kadro ve program öne çıkar. AKP’nin adındaki adaletin, yönetiminde ve icraatında kalmadığını düşünürsek adın bir ağırlığının olmadığını görürüz.

Bir de milliyetçilik, millilik vurgusu olmalı-öne çıkmalı tartışmalarının faydası yoktur. M.Akşener’in lideri olduğu partinin milliyetçi söyleme muhtaç olmadan halk tarafından millici olarak algılanıp kabulünde zaten hiçbir tereddüt olmaz. Kaldı ki -örneğimi bağışlayınız-mevcut haliyle MHP ad ve söylemi çok milliyetçi olmasına rağmen iş ve icraatı tam tersinedir. Dolayısıyla bu yolda emek mesai israfı yerine bu ''milletin huzur ve refahı ile devletin birlik ve bekasını'' nasıl sağlarız, ne yapacağızı düşünmek ve anlatmak gerekir. Meral Akşener’e sosyal medya veya diğerlerinde sataşmalara cevap yerine onları ademe mahkum (yok farz) etmenin daha faydalı olacağını düşünüyorum. Zira saldırılar O arttıkça büyüyor, tüm şartlar lehine gelişiyor. 

Gayret bizden tevfik Allah'tandır..