Zeki Ceyhan yazısında, Erdoğan’ın siyasi çevrede yol arkadaşlarını tek tek kaybettiğini, kaybetmekle de kalmayıp bu yol arkadaşlarının Erdoğan’a rakip olduğunu dile getirdi.
Erdoğan’ın siyasi yalnızlığa terk edilmesi ve AKP içerisinde derin çatlaklar oluşması siyasi gündemden düşmeyen bir konu hale geldi.
Zeki Ceyhan’ın ilgili yazısı şu şekilde;
Sizler de dikkat ettiniz mi bilmiyoruz ama Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ı “yalnız bırakanlar” yani “hadi bana eyvallah” diyenler hep “en yakınındaki isimlerden” oluşuyor.
Mesela AKP’yi beraber kurdukları Abdullah Gül!
Bir zamanlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a en yakın isimlerden biriydi ve “Abdullah bey kardeşim” diye anılıyordu. Sonra bir de baktık ki aralarına “kara kediler” girmiş ve saflar ayrılmış!
Ali Babacan da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte siyasete girmiş ve uzun yıllar birlikte çalışmışlardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a neredeyse ateş püskürüyor.
Ahmet Davutoğlu da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile oldukça yakın çalışan isimlerden biriydi. Danışmanlığını, dışişleri bakanlığını, başbakanlığını ve AKP’nin genel başkanlığını yapmıştı.
Şimdi kurucusu olduğu üniversiteye bile tahammül edilemiyor.
Bir de Ömer Dinçer vardı. İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde başlayan beraberlikleri siyasette de devam etmişti.
Şimdi ikiliyi bir arada görmek adeta imkânsız!
Son örnek Berat Albayrak! O da Erdoğan’ı “yalnız bırakanlar” kervanına katılmış bulunuyor.
Bu arada AKP’nin kurucularından İhsan Arslan tarafından dile getirilen eleştirilerin dikkate alınması gerekir diye düşünüyoruz. Arslan başarısızlığın itiraf edildiğini ve gelinen noktanın çok vahim olduğunu ifade ediyor.
Evet, hep en yakınındaki isimler Erdoğan ile beraberliklerini sonlandırıyor ve “hadi bize eyvallah” diyorlar!
“Hadi bize eyvallah” deyip köşelerine çekilseler eyvallah ama bir de parti kurup karşısına geçiyorlar. Ve klasik muhalefetten çok daha acımasız bir biçimde kendisini eleştiriyorlar. Eleştirilerin böyle acımasız oluşunda bir zamanlar kendisine çok yakın çalışmış olmalarının büyük payı var. Yani neyi eleştirmeleri gerektiğini çok iyi biliyorlar.
Hep en yakınındakilerin Erdoğan’ı terk etmeleri “siyasetin doğası” olarak kabul edilebilir. Bu terk edip gitmelerin neden kaynaklandığı sorusunun cevabını aramak bizi aşar. Sanırız bu, toplum bilimcilerin, siyaset bilimcilerin ilgi alanına girer.
Sorun terk edip gidenlerden mi kaynaklanıyor yoksa terk edilip giden yüzünden mi kaynaklanıyor bunun cevabını ancak onlar verebilirler.
Bizim dikkat çekmek istediğimiz nokta şimdi en yakınlarda olanlar. Yakın bir gelecekte onlar da alıp başlarını giderlerse bizim açımızdan sürpriz olmaz.
Onların adına uyarıyor ve aman dikkat diyoruz!