Yaşanan toplumsal ve siyasal süreç, ilk defa eski siyaset anlayışlarının terk edilerek, yeni bir siyaset anlayışı getirme fırsatı doğurmuştur.
Toplum içi boş ve sadece hamasete dayalı ideolojik söylemlerin, bizi yaşadığımız sıkıntılı çaresizliğe mahkum ettiğinin farkına varmış, kendiliğinden bizi birbirimize düşman eden sağ, sol anlayışlarını aşarak, milli mücadele ruhuyla, mevcut tuzaktan kurtulma umuduyla yeni oluşuma destek vermektedir.
Yeni yapılanma, ortak akıl, bilgi ve ilmin klavuzluğunda, ilkeler ve prensipler tespit edilerek, ehliyet ve liyakat esasını temellendirerek gerçekleştirilmelidir. Eski siyaset anlayışları ve hastalıklarından bu yapı korunmalı, ülkenin bu sıkıntılı sürece sürüklenmesinde dahli olan siyaset kaşarları ve siyaset tüccarlarından yapı korunmalıdır.
Ülkemiz artık 2000 li yılları yaşamaktadır, Kırk elli yıl önceki şartlar bugün mevcut değildir. Zaten hareketin en büyük handikapı, yeni, şartlara göre kendisini yenileyemeden, 12 eylül öncesi söylemleri ile idare etmeye çalışmasından kaynaklanmaktadır.. Dinamik bir hareket olan Ülkücü hareket, statik hatta statükocu bir yapıya büründürüldü..
Yaşadığımız dönem, milli mücadele öncesi döneme çok benzeyen bir yapı. Milli mücadele elbette, İttihat Terakki'nin yarattığı bir ruh ikliminin yeni bir terkibidir. Ancak şartların getirdiği bir hezimet sonrası tarihin verdiği bu acımasız hükme rıza göstererek, Enver ya da Talat paşalar da ısrarcı olmadı. Devrinin artık kapanmış olduğunu idrak ederek, Yeni şartların doğurduğu yeni bir lidere bütün gücüyle ve imkanları ile destek vererek kurtuluş mücadelesinin başarıyla gerçekleşmesine yardımcı oldu... İçinde yaşadığımız durumda ilginç bir benzerlik şartları getirmiştir. Muhatapların duruma birde bu tarih perspektifinden bakarak yaşadığımız süreci değerlendirmeleri gerektiğini düşünüyorum.
İdeal ve hedeflerinizi toplumsal bir birlik ruhuyla yeni bir karargahta, tazelenmiş, hastalıklarından arınmış yeni bir teşkilat modeliyle gerçekleştirme imkanı doğmuştur. Bu bilinçle yeni yapıya ülkesini seven herkesin yardımcı olmak gibi bir sorumluluk taşıdığına inanıyorum...
Bu yeni yapının da umut kırmayacağı umudunu taşıyorum...
YENİ SİYASETTEN BEKLEDİKLERİMİZ...
-Gerçekten, nitelikli ve liyakatli bir yönetim kadrosu…
-Gerçekten, bağımsız, şahsiyetli, milli bir dış politika...
-Gerçekten, üretim ve istihdama, milli faydaya dayalı bir ekonomik model...
-Gerçekten, ilimi ve teknolojik gelişmeyi artıracak, embesiller değil, zekalarını kullanabilen bilgili ve şahsiyetli bireyler yetiştiren bir milli eğitim ve kültür politikası...
-Gerçekten, devletin bütün kurumların da demokratik, denetlenen ve şeffaf bir yönetim sisteminin yerleştirilmesi...
-Gerçekten, parasız, kaliteli sağlık, eğitim, toplumun bütün fertlerini kapsayan sosyal güvenlik politikası…
-Gerçekten, insanların, günün şartlarına göre, insanca yaşayabileceği bir ücret politikası…
-Gerçekten, adalet ve hukukun üstünlüğünü temellendirmiş bir yönetim anlayışı yeni kurulacak yapının en önemli prensibi olmalıdır…
-Gerçekten, adaletle yönetilen, hürriyet içinde ekonomik refah toplumu yaratmayı amaçlamış bir siyaset anlayışı...
YENİ SİYASİ ANLAYIŞTA, SİYASET RANT VE SERVET KAZANMANIN YOLU OLMAKTAN ÇIKARILARAK, SİYASET YETİŞMİŞ İNSANLAR ARASINDA BİR HİZMET YARIŞI OLMALIDIR...