Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan, 2025 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nın çocuk başlıklarında yer alan verilere ilişkin “Çocuklarımızı açlığa, dilenciliğe, istismara layık görenler ile bunlarla mücadele etmeyenler, Türk milletine hesap verecek” dedi.

Zafer Parti Kadın, Aile ve Çocuk Politikalarından Sorumlu Esmaül Hüsna Aslan, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2025 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nın çocuk başlıklarında yer alan verilerle ilgili açıklama yaptı. Aslan, şunları söyledi:

“Türkiye Cumhuriyeti devleti, çocuklarını koruyamayan bir devlet olarak anılmayı mı hak ediyor”

Fidan'dan PKK/YPG Açıklaması: Suriye'nin Üçte Biri İşgal Altında Fidan'dan PKK/YPG Açıklaması: Suriye'nin Üçte Biri İşgal Altında

“Bu tablo Türkiye'nin evlatlarını korumak noktasında ne denli vahim bir durum içinde olduğunun somut göstergesi adeta. Çocuk emeği çocukların, insanlığın ve toplumların geleceğinin çalındığı emektir. Türkiye Cumhuriyeti devleti, çocuklarını koruyamayan bir devlet olarak anılmayı mı hak ediyor? Hangimiz evlatlarımızın hayatının sokaklarda karartılmasını vicdanımıza sığdırabiliriz? AKP iktidarı, okula aç giden çocukların hesabını veremezken bu tablo karşısında ne yapacak kim bilir? Devletin tüm kurumları çocukların duygusal ve fiziksel istismarına karşı gözlerini yummuş vaziyet.”

Çocuk yaşta evliliklere bağlı olarak istismarın ve şiddetin tırmandığını belirten Aslan, şöyle devam etti:

“Rıza kavramının yetişkin reşitler için var olduğu gerçeğine bile gözlerimizi yumuyoruz”

“Kız çocuklarının özellikle yoksullukla kesişen dezavantajlı olma durumu, kırılamayacak bir döngünün içinde kaderlerine terk edilmeleri anlamına geliyor. Çocuklar evlilik adı altında açıkça istismar ediliyor. Birçok bölgede töre, gelenek adı altında kız çocukları evlendiriliyor ve 18 yaşına geldiklerinde 3-4 çocuk sahibi oluyorlar. Evlilik kurumuna dahil olan çocuklar sağlık, eğitim, güvenlik gibi pek çok alandaki risk ve tehlikelere açık hale geliyor. Çocukları bu istismar sarmalına itenler ise hiçbir yaptırımla karşılaşmıyor. Aile hekimleri istismar edilen kız çocuklarına ‘Rızan var mı’ diye soruyor, çocuklar ise ailelerinin baskısı dolayısıyla ‘var’ demek zorunda kalıyor. Olayların üstü örtülüyor. Oysa kamu görevlileri; özellikle TCK’nin 103. maddesinde düzenlenmiş çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturan 15 yaşın altında veya 15 yaşında olanlara yönelik bu olayları yetkili makamlara bildirmek zorundadır. Rıza kavramının yetişkin reşitler için var olduğu gerçeğine bile gözlerimizi yumuyoruz.”

Erken yaşta evlendirilen kız çocuklarının ve kadınların, 20 yaş ve üzerinde evlenenlere göre evlilik içinde daha fazla fiziksel şiddete maruz kaldığını aktaran Aslan, açıklamasını şöyle tamamladı:

“Devletin bütün kurumları çocukları hedef alan bu organize suç sarmalı karşısında dilini yutmuş vaziyette”

“Ek olarak erken yaşta evlendirilen kadınların intihar girişimi ve nikotin kullanımının, 20 yaş ve üzerinde evlenen kadınlara oranla büyük ölçüde yüksek olduğu saptanmış durumda. Bu çocuklar geleceğin ruh sağlığı bozuk, eğitimden yoksun bırakılmış, istismar ve şiddet mağduru kadınları olacak. Tüm bu risk ve tehlikelere rağmen bakanlıklar, il sağlık müdürlükleri... Hepsi sessiz. Devletin bütün kurumları çocukları hedef alan bu organize suç sarmalı karşısında dilini yutmuş vaziyette. Oysa evlatlarımızın yaşıtlarıyla birlikte, geleceğe sağlıklı biçimde hazırlanacakları bir okulun çatısı altında olması gerekirdi. İşte Zafer Partisi tüm bu acı tablo karşısında sessizliğe bürünenlerle hesaplaşmak için yola çıktı. Çocuklarımızı açlığa, dilenciliğe, istismara layık görenler ile bunlarla mücadele etmeyenler, Türk milletine hesap verecek.”