Zafer Partisi İstanbul İl Başkanlığı olağanüstü genel kurulunu yaptı. Tek aday ve listeyle girilen genel kurul sonucu, Zafer Partisi Türk Dünyası ve Denizcilik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Kaptan Mustafa Can, partinin yeni İstanbul İl Başkanı oldu.

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın da katılımıyla gerçekleştirilen genel kurulda konuşan Can, "Yedi tepeli Zafer için yola çıkıyoruz. İstanbul’u kapsayamayan bir zaferin alevsiz meşaleden farkı yoktur" dedi.

Zafer Partisi’nde Türk Dünyası ve Denizcilik Politikalarından Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak görev yaparken Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın işaretiyle adaylığını açıkladığını belirten Can, şunları söyledi:

"Seçim yolumuzun kısa, işimizin zor olduğunu bilmekle beraber 'görev adamı' değil 'görev insanı' olarak daha çok çalışmak bizim için eziyet değil, ödüldür. Tembellik bizi öldürür.

Sığınmacılardan Kanal İstanbul’a kadar ülkemizin geleceğini karartmayı amaçlayan projelerin tamamının İstanbul merkezli olması, tehlikenin büyüklüğünün yanı sıra esas cephenin kurulması gereken kadim şehri de bizlere gösteriyor.

İstanbul’u alamazsak Anadolu’yu da veririz. İstanbul’u istila eden sığınmacı ve kaçakların sayısı 1.5 milyonu aşmışken, deprem tehlikesi kapıda iken, hiçbirimizin şehit olacağını bile bile Ağustos sıcağı altında kilometrelerce yürüyen atalarımızı mahcup etmeye hakkı yok.

En küçük sorunda dahi vazgeçmek, ancak geleceğe bırakılacak utanç mirasıdır.

Partimizin ve genel başkanımızın “4 Deniz 4 Bölge” projesi kapsamında önemli şehrimiz İstanbul’u, Berlin ve Tokyo arasında bir ileri teknoloji üssü haline getireceğiz. İstanbul’a yığılmış olan ağır ve orta ölçekli sanayi merkezlerini Anadolu’ya taşıyacağız. Böylece İstanbul’u dünyanın akıl, zeka ve duygu merkezi haline getireceğiz.

Şu an partimiz sosyal medyada güçlü ve gücünü de artırmaya devam ediyor. Bu mecralarda rakamlarla ifade ettiğimiz gücümüz “gerçeklik” algısına oturmadığında büyük bir illüzyon tehlikesini de içerebilir.

Kendimizi anlatmak için elbet de teknolojinin tüm olanaklarını kullanacağız fakat insanın ilk teknolojik icadı olan yüz yüze konuşma ve dokunmayı asla ihmal etmeyeceğiz.

Çalışmadığımız her saniyeyi, bizden giden bir oy olarak görmeliyiz. Kibirden, egodan ve ben merkezden uzaklaşarak kapsayıcı olmak zorundayız. Bu hal bir alternatif değil, zorunluluktur.

Günün son sözü olarak, bana bu yolu işaret eden genel başkanımız Sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ’da, partimizin İstanbul il teşkilatını kuran Sayın Hakan Akşit ve yönetimine, yolu açan partili gönüldaşlarıma, taşları döşemeye başlayan çalışma arkadaşlarıma ve ilk günden beri yanımda olan aileme huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Türkiye’nin Zafer’i İstanbul’dan yükselecek!"