Zengezur koridorunda ve Kalkınma yolunda son durum

Abone Ol

       Zengezur Koridoru ve Kalkınma Yolu, Türkiye’nin son beş yılda geliştirdiği en iddialı projeler. Türkiye, Zengezur’la Türk dünyasıyla, Kalkınma Yoluyla zengin Körfez ülkeleriyle ve daha da önemlisi Kerkük ve Musul’la entegre olacak. Üçüncü bir proje geliştirilerek, güneyden gelecek olan Kalkınma yoluyla Doğudan gelecek olan Zengezur Koridoru, birbirlerine en yakın oldukları noktada birleştirilirse Türk Dünyasıyla Körfez memleketleri de bütünleşir. Açık denizlere çıkışı olmadığından ihracat yapmakta zorlanan Türk cumhuriyetleri hem zengin müşterilere ulaşma imkanı bulur hem de Körfez ülkelerinden yatırım alır.

       Zengezur Koridorunun Azerbaycan tarafında kalan bölümünde karayolu bitirilmek üzere. Demiryolunun tamamlanma oranı %50’nin üstünde. Fakat Ermenistan bölümünde henüz çivi çakılmadı. Koridorun Ermenistan tarafı yapılmadıktan sonra Azerbaycan tarafının bitirilmesinin bir anlamı yok. Ermeni yetkililer ‘’Yapacağız, edeceğiz.’’ anlamına gelen beyanatlar veriyorlar ama saha da hiçbir çalışma hatta hazırlık dahi yok. Aliyev’in, koridorun Ermenistan tarafında kalan kısmının maliyetini ve inşasını üstlenme teklifi de yanıtsız kaldı.

       Bu süreç yaşanırken Zengezur Koridoruna karşı olan İran’dan alternatif öneri geldi: Aras Koridoru. Aras Koridoru; Nahcivan ve Azerbaycan’ı, İran üzerinden birbirlerine bağlıyor. Tahran, öneriyi önce seslendirdi sonra projelendirdi. Yaptırımlar nedeniyle mali sıkıntı çekmesine rağmen alelacele inşaatı başlattı. Yola karşı çıkmak medeniyete, gelişmeye ve kalkınmaya karşı çıkmaktır. Hele Nahcivan’la Azerbaycan’ı dolayısıyla Türkiye ile Türk dünyasını Güney Azerbaycan’la bütünleştirecek bir yola karşı çıkmak aptallık olur.

       Fakat Aras Koridoru, Zengezur Koridorunun göreceği işlevi yerine getiremez. Nahcivan zaten bugünde Azerbaycan’a İran üzerinden ulaşıyor. Aras Koridoruyla sadece mesafe kısalmış olacak, o kadar. Zengezur’u farklı kılan, Türk ülkelerini birbirine yabancı bir ülkenin toprağından geçmeden bağlayacak olmasıydı. Zengezur, Ermenistan’ın topraklarında olmasına rağmen statüsü uluslararası anlaşmayla belirlenmiş olacağından Ermenistan’ın egemenliğinde olmayacak. Ne yapıp edip Zengezur Koridorunu gerçekleştirmeliyiz.

       Bu arada AB’nin enteresan ve iddialı bir köprü projesi hazırlatıp tutarlandırdığını öğrendim. Bu köprünün Türkmenistan’ın Türkmenbaşı kentiyle Bakü arasında, Hazar’ın en dar ve sığ kısmında inşa edilmesi planlanmış. Köprüde karayolu ve demiryolu olacak. Köprünün altından doğalgaz ve petrol nakil hatları geçecek. Hazarın altından yapılması planlanan nakil hatlarının maliyeti 6 milyar dolar civarında tahmin ediliyor. Köprünün maliyeti ise 16 milyar dolar. Projeyle ilgili görüşleri alınan bazı uzmanlar, nakil hatlarının bu kadar uzun ve altında deniz olan bir köprüde olmasının çok riskli olduğunu vurgulamışlar ki bende aynı kanaatteyim.

       Nakil hatları en kısa sürede Hazar’ın altından yapılmalı. Süreç uzadıkça hatların yapılma ihtimali azalıyor. Tedarikçi Türk ülkeleri diğer alternatiflere yöneliyor. Türkiye aynı Bakü-Ceyhan ve TANAP’ ta olduğu gibi inisiyatif almalı. Köprü projesi ise muhakkak hayata geçirilmeli. Zengezur devreye girdiğinde Türk ülkeleri Hazar üzerinden gemi seferleriyle birbirlerine ulaşabilecek. Oysa köprü yapılırsa, Türk ülkeleri karayolu ve demiryoluyla birbirlerine erişecek. Zengezur hem daha anlamlı hale gelecek hem de daha yoğun olacak.

       Nakil hatlarını da içeren böyle bir köprünün projelendirilmesi birliğin Moldova, Ukrayna ve Gürcistan’dan sonra genişlemeyi hedeflediği coğrafyanın Azerbaycan ve Orta Asya olduğunu gösteriyor. AB’nin Orta Asya ve Azerbaycan’daki zengin enerji rezervlerini Avrupa’ya akıtmak istediği zaten biliniyor.

       Kalkınma Yolunun kilidi PKK. PKK, Kuzey Irak’ta varlığını koruduğu takdirde bu yol hayata geçirilemez. Zira yolun geçtiği güzergahta güvenlik sağlanamaz. PKK istediğinde vur-kaç eylemleri ve sabotajlar yaparak yolu işlevsiz hale getirebilir. Nakil hatlarına yapılacak sabotajlar bazen aylarca sevkiyatın durmasına yol açabilir. Projenin finansman sıkıntısı yok. Üzerinde çalışılan farklı güzergah alternatifleri var. Türkiye için yolun Kerkük’ün yakınından geçmesi, sınır kapısının bölgesel yönetimin kontrolündeki bölgede olmaması ve yolun Umman’a kadar uzaması hayati derecede ehemmiyetli.

       Türkiye bu projeyi geliştirerek PKK’yı, projenin gerçekleşmesini isteyen bütün devletlerin düşmanı haline getirdi. Projeye en büyük desteği, Irak’ın İran’dan uzaklaşıp Arap alemine entegre olmasını isteyen Suudi Arabistan liderliğindeki Körfez ülkeleri veriyor. Yakın gelecekte Türk ve Irak ordularıyla Barzani’ye bağlı güçler müşterek bir operasyon başlatacaklar. Hedef PKK’nın Irak’taki varlığını yok etmek olacak.

       İran projeye resmi olarak karşı çıkmadı. Tahran, Irak’taki İran taraftarı partilerin sürekli oy kaybetmesinden rahatsız. Bu kaybı Irak’ın iyi yönetilememesine ve kalkınamamasına bağlıyor. Tahran, bu proje Irak’ı zenginleştireceğinden, İran’a yönelik tepkilerin biteceğini umut ediyor. İran’ın takiye yapıp yapmadığını yolun inşaatı başladığında göreceğiz. Zira yolun yapılması demek Irak’ın İran’ın kontrolünden çıkması ve ekonomik olarak Körfezle ve Türkiye ile bütünleşmesi demek.