Büyük önder Atatürk, “Köylü milletin gerçek ve hakiki efendisidir.” Sözünü öylesine söylememiştir.
Son model arabanız, jetiniz, yatınız aracınız olsa; içine yakıtını koymadığınız ya da koyamadığınız sürece kümesten, metal yığınından başka ne işe yarar.
Kaldı ki atalarımız, “Can boğazdan gelir.” Sözünü neden söylediler?
Tarım denildiği zaman; her türlü hayvancılık, arıcılık, balıkçılık, su ürünleri, pancardan-patatese, kirazdan-muza, elmadan-portakala kadar insan midesine doğrudan ya da işlem görerek giren hayvansal ve bitkisel ürünleri kapsar.
Onun için ülkeler için, tarım öncelikli ihtiyaçtır.
Bütün dünya, kendi tarımını ve tarımla uğraşanlarını destekler.
Ne yazık ki son yıllarda Türk tarımı, adeta can çekişmekte, ölüm-kalım savaşı vermekte!.
Tarımın girdileri oldukça pahalı, işçiliği pahalı bütün bunlara karşı; satışı oldukça zahmetli ve ucuz. Oysa Sn. Erdoğan ve AKP kurmayları, “Bir karışta olsa ekiniz, boş tarlamız kalmasın” diye çiftçimizi teşvik ederken, ürün değerlendirmesinde nedense yanlarında yoklar. Bana ne başınızın çaresine bakın der gibiler.
Türk çiftçisi ve Türk tarımı, kaderine terk edilmişliği yaşamakta!.
Etten-süte, mercimekten-mısıra, karpuzdan-patatese, zeytine kadar ithal edilmekte. Bunun adı; yabancıların tarımına ve çiftçisine destek demektir.
Tarım potansiyelimiz mi kötü? Azıcık araştırdım, inanılmaz bilgilere ulaştım.
Şöyle bir bakalım:
Türkiye'nin Tarım Potansiyeli: 1 Trilyon Dolar; Yeter ki değerlendirip kullanmasını bilelim.
Ülkemizde toplam 40 Ziraat Fakültesi, 49 Tarım Araştırma enstitüsü. onlarca Devlet Üretme çiftliklerimiz var; tohumu dışardan alıyoruz. Utanç verici.
Türkiye'nin 24 milyon hektar tarım arazisi var. Hollanda'nın 908 bin hektar alanı var. Türkiye'nin 25'de biri kadar.
Sıkı durun dostlar, sevgili okurlarım.
Hollanda'nın 2023 yılı tarım ihracatı nedir tahmin eder misiniz?
Tam tamına: 123,8 milyar Euro. Türkiye'nin tarımda 2023 yılı ihracatı ise 26,49 milyar dolar.
Benim çiftçi kardeşim mi üretmiyor, bereketli Anadolu topraklarımı verimsiz, elamanımız mı yok?
Elbette hiç birisi değil.
Hani “soğan ekmek yeriz, seni yedirmeyiz” diye bağırdığınız, patlıcanla, öküzün böğrüne “Evet” yazarak destek verdiğiniz var ya! Size nasıl değer veriyor düşünün.
Çiftçi-köylü kardeşim: senin Ziraat Bankasına borcun için icra ve haciz işlemi başlatanların sana verdiği değeri bil. Konyalı çiftçi kardeşlerim:
Damat Ukrayna’ya İHA- SİHA satıyor.
Savaştaki Ukrayna’nın parası olmadığı için karşılığında buğday alınıyor.
TMO’nun depoları geçen yıldan dolu. İyi Partili Turhan Çömez’in tespitine göre bir kısım fazla buğday da toprağa gömülmüş.
Senin buğdayını bu nedenle alan yok. Tüccarın kucağına düşürüldün.
Fiyatı tüccar belirliyor.
Tüccar geçen yıl 8 TL den alınan buğdayı bu yıl 7 TL den alıyor.
Bu sadece bir örnek.
Patates, karpuz, domates tarlada, kiraz, limon, çay dalda kaldı.
Ektiğinden para kazanan, memnun olan var mı?
Tarımı hor görürsen, yiyeceği zor bulursun. Taşucu’ndayım nerdeyse haftada bir; çok katlı devasa gemilerle hayvan geliyor. Türk hayvancılığı can çekişip, üretici ağlarken!.
Esen kalınız.