Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Meclis Başkan Vekili ve Mamak Belediyesi Meclis Üyesi Ertan Işık, ABB Meclis toplantısında dün çıkan kavgaya ilişkin, "Sabırla dinlettiğimiz halde bizim vereceğimiz cevaplara kesinlikle tahammül edemeyip kürsüye saldırdılar. Dünkü görüntüleri yaşamak zorunda kaldık. Peki niye tahammül edemiyorlar? Söyleyen arkadaşlar, söylediklerinin yalan olduğunu en iyi onlar biliyor. Yaralanan var. Arkadaşlarla görüştüğümde üç arkadaşımız yaralanmış, hastaneye gitmişler. Tahmin ediyorum rapor da almışlar. Tam yüzde yüz bilmemekle birlikte davacı oldular. Bu mecliste, ‘Ankaralı vatandaşlarımızın bütün bu problemlerini nasıl çözerizi’ tartışmamız gerekirken ‘Bu mecliste hizmeti nasıl engelleriz' çabaları" dedi.
ABB Meclisi toplantısında konser harcamamaları nedeniyle dün CHP ve AK Parti grupları arasında kavga çıktı. Belediye Meclisi Başkan Vekili Ertan Işık, ANKA Haber Ajansı'na yaşananları anlattı. Işık, şunları söyledi:
"Ankara halkının görmek isteyemeyeceği, bizim de görmek istemeyeceğimiz, tahammülümüz olmayacak çok çirkin olaylar yaşandı, yaşatıldı. Maalesef biz bu çirkinliklerin tarafı değiliz ama mecbur nefsi müdafaa yapmak için arkadaşlarımız bu olayların içerisine girmek zorunda bırakılıyorlar. Çünkü olaylar şöyle, malum biliyorsunuz bir haftadır, 10 gündür Ankara'da iki tane meşhur bir troll var baba oğul. Bir televizyon kanalında, bu milletin parasıyla kurulmuş olan televizyon kanalında 7/24 hakaret, iftira, insanların kişilikleriyle, onurlarıyla oynayan yayınlar yapılıyor. Burada da onların sesinin temsilcileri var. Çıkıp burada da aynı şeyleri defalarca ifade ettikleri halde tekrar tahrik etmek için yalan beyanlarda bulunuyorlar.
"Bizim vereceğimiz cevaplara kesinlikle tahammül edemeyip kürsüye saldırdılar"
Bulunduktan sonra da biz arkadaşlarımız yalana tahammül ederek, sabırla dinlettiğimiz halde bizim vereceğimiz cevaplara kesinlikle tahammül edemeyip kürsüye saldırdılar. Dünkü görüntüleri yaşamak zorunda kaldık. Peki niye tahammül edemiyorlar? Söyleyen arkadaşlar, söylediklerinin yalan olduğunu en iyi onlar biliyor, bizden daha iyi biliyorlar. Şimdi bu arkadaşların geçmişi, mazisi gerçekten savunulmayacak bir durumda olduğu için bizim onlardan bahsedeceğimizi, o belgeleri vatandaşımıza söyleyeceğimizi, kendilerinin yaptıkları Ankara'ya talan ettikleri yapıyı anlatacağımızı bildikleri için endişeyle 'Bunu Ankaralılar duymasın' diye kürsüyü bu şekilde işgal ederek Ankara'daki emekli problemi, trafik problemi, vatandaşın açlık problemi, Türkiye cinnet halinde bir toplum haline geldi bunlar konuşulmasın, gündem bunlarla meşgul edilsin diye böyle bir yanlış yolu seçiyorlar. Geçen dönem de aynı tarzda devam ettiler.
"Hazmedemiyorlar"
Çok ciddi oranda milli irade tecelli ederek 60’ın üzerinde rekor bir oyla vatandaş aslında bunlara cevabı verdi. Mantıklı siyaset yapmak isteyen, doğru siyaset yapmak isteyen insan, eksiklerinden ders çıkarıp bunları telafi etmesi gerekirken bu arkadaşlar bu tarzı arttırarak devam ediyorlar. Bunun sebebi şu; tüm Türkiye'de ve Ankara'da Mansur Yavaş ezber bozdu. Sıra dışı bir faaliyet, sıra dışı bir belediyecilik yapıyor. Bunu hazmedemiyorlar. Vatandaşı Mansur Yavaş'ın en güçlü olduğu yerden dürüstlük, şeffaflık, namuslu yönetimi ona bir zede getirebilir miyiz, çamur atabilir miyiz? Böyle bir algı yaratmak istiyorlar ama nafile tutmaz. Niye? Bizim Allah'a çok şükür hiç endişe edecek bir şeyimiz yok.
"Büyükşehir'de kendi bürokratlarını teftişe veren ilk başkan Mansur Başkan'dır"
Bizim göreve getirdiğimiz insanlar da yanlış yapabilirler. Biz asla hata yapmaz demiyoruz. Bizim felsefemiz şu; bizim çalışanlarımız bizim ortağımız değildir. Bizim personelimizdir. Yanlış yapan kim olursa olsun bedelini öder. Biz yanlış yapan bürokrata, çalışana hiç kimseye kesinlikle sahip çıkmayız. Yanlış yapanın üstüne biz de onlardan daha fazla gideriz. Kendi getirdiğimiz bürokrat da olabilir. Bakın ben size bir şey söyleyeyim; Ankara tarihinde Büyükşehir'de kendi bürokratlarını teftişe veren ilk başkan Mansur Başkan'dır. Neden? Mansur Başkan şunu diyor; ‘Ben yemem yedirmem, yiyene de sahip çıkmam.’ Yiyene sahip çıkmak, suç işleyene sahip çıkmak suça ortak olmak demektir. Onun için bu tarz olayların biz neden çıkarıldığını biliyoruz. Bu devam edecek.
"Diyorlar ki; 'Mor ve Ötesi'ne 71 milyon verildi.' Yalan böyle bir şey yok"
Kamuoyu yanıltılıyor 10 gündür. Diyorlar ki Mor ve Ötesi'ne 71 milyon verildi. Yalan böyle bir şey yok. Bu 71 milyon doğru, o da KDV dahil, üç tane ayrı ayrı konser, Murat Boz, Gülşen ve Mor ve Ötesi... Özellikle yandaş medya, '71 milyon Mor ve Ötesi'ne verilmiş bir programda harcamış' gibi insanlara yalan bilgi veriyorlar. Yalan bilgi vermek, iftira atmak ne insanidir ne de İslamidir. Biz bu şeylere tenezzül etmeyeceğiz. Bu yalan. Gerçekten yalanların çok uzun vadeli olmadığı tarihte hep görülmüştür. Doğrular da her zaman kazanmıştır. Biz bu şekilde doğru, şeffaf çalışmaya devam edeceğiz. Bu tür şeylere de pabuç bırakmayacağımızı bu mücadelemizi biz yasal çerçevelerde sonuna kadar mücadele edeceğimizi bütün herkesin buradan bilmesi lazım. Cumhuriyet ve 19 Mayıs'la ilgili bizim hassasiyetimiz fazla. Cumhuriyet bizim en büyük kazanımımızdır. Onun için Cumhuriyetimizi gerçekten böyle çok görkemli olarak kutlamaya da devam edeceğiz. Bundan rahatsız olanlar varsa da biz bu rahatsızlığı vermeye devam edeceğiz. Hiç kimsenin rahatsız olacağı konularla ilgili biz kesinlikle ve kesinlikle taviz vermeyeceğiz. Bunun böyle bilinmesini istiyoruz.
"Davacı oldular"
Yaralanan var. Şöyle duyum olarak arkadaşlarla görüştüğümde üç arkadaşımız yaralanmış, hastaneye gitmişler. Tahmin ediyorum rapor da almışlar. Tam yüzde yüz bilmemekle birlikte davacı oldular. Öyle biliyorum. Ama bu tür olayların her ne olursa olsun haklı veya haksız da olsa bunların yaşamaması lazım. Bu mecliste Ankaralılara hizmetin konuşulması lazım. Bu Meclis'te, ‘Ankaralı vatandaşlarımızın bütün bu problemlerini nasıl çözerizi’ tartışmamız gerekirken ‘Bu mecliste hizmeti nasıl engelleriz' çabaları. Bu milletin gerçekten söylüyorum Türk milleti her şeye vakıftır. Biz bu milletin ferasetine güveniyoruz. Milletimiz gerekeni yaptı. Bir daha iyisini de bu önümüzdeki ilk sandık geldiğinde yapacağından benim hiçbir şüphem yok."