Demokrat Parti İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş, "Hakimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğu noktada bu parlamentoya kimin gelip konuşma yapacağı yetkisi millete aittir" dedi. Kayyum atamalarına da tepki gösteren Altıntaş, "Vatandaşın seçtiğini hak ve hukuk içerisinde davrandığı müddetçe vatandaşın dışında kimsenin değiştirmesini kabul etmiyoruz. Yargılanmadan, suçları ispatlanmadan ve hatta belediye meclislerinin bile yok edilmiş hale getirilmesi yerel demokrasinin ortadan kaldırılmasından başka bir şey değildir" ifadelerini kullandı.
Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Altıntaş, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugünkü grup toplantısında terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan ile ilgili yinelediği çağrısını değerlendiren Altıntaş, şöyle konuştu:
"Hakimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğu noktada bu parlamentoya kimin gelip konuşma yapacağı yetkisi millete aittir. O yüzden bir teröristin parlamentoya gelerek konuşmasını tasvip etmek ve hatta onun tutulduğu bir yerle Türkiye Parlamentosu'nu 'ikisi de Türkiye toprağı değil mi' diye ifade etmek bir Türk vatandaşı ve her şeyden önce de bir Türk milliyetçisi olarak canımı ciddi manada acıtmıştır. Bu işlerin doğru olmadığını kesin ifade etmek istiyorum. Türkiye'de birtakım tartışmaların temeline getirilen Türkiyelilik kavramını da şahsmın adına kabul etmiyorum. Bu devlet üniter yapıda bir devlettir. Biz, üniter devlet yapısından vazgeçerek yerinden yönetim gibi birtakım şeyleri kardeşlik ve eşitlik gibi birtakım kavramların altına saklayarak getirdiğimizde karşımıza çıkacak meseleleri halledemeyecek noktaya geliriz."
"Yerel demokrasinin ortadan kaldırılmasından başka bir şey değil"
Kayyum atamalarını da eleştiren Altıntaş, şunları kaydetti:
"Türkiye'de bir kayyum meselesi ciddiyetle tartışılmaktadır. Demokrat Partililer olarak, vatandaşın seçtiğini hak ve hukuk içerisinde davrandığı müddetçe vatandaşın dışında kimsenin değiştirmesini kabul etmiyoruz. Eğer bu belediye başkanları ve meclis üyelerinin seçilme yetkileri yoksa neden seçilmeden evvel kendilerine mani konulmuyor ve seçimin üzerinden 6-7 ay geçtikten sonra o olay tartışılmaya başlandığında gerçekten bir hukuksuzluk varsa elbette ki yargılanabilirler. Ama yargılanmadan, suçları ispatlanmadan ve hatta belediye meclislerinin bile yok edilmiş hale getirilmesi yerel demokrasinin ortadan kaldırılmasından başka bir şey değildir.
Bu tartışmalar diğer partilerin desteklemesi suretiyle yasama organı üzerinde DEM Parti'nin vesayeti haline dönüşmüş olmasını görmek beni üzmektedir. Tuncer Bakırhan'ın otobüsün üstünde 'Eğer bu şekilde belediyelere kayyum atamaya devam edecekseniz geçmişte Şeyh Sait, Dersim isyanında Seyit Rıza ne yaptıysa aynısını yaparız' diyerek toplumu tehdit etmesini ve parlamentoyu vesayet altına almasını reddediyoruz.
"Erdoğan'ın bir kere daha seçilmesinin yolunun açılması için bir anayasa değişikliğine gidilmesini görmek üzüntü verici"
Sayın Devlet Bahçeli tarafından Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bir kere daha seçilmesinin yolu açılması için bir anayasa değişikliğine gidilmesini görmek de tüm milletimiz için üzüntü vericidir. Elbetteki günü geldiğinde usul ve esasları belli olan bir Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacaktır. Ancak bu seçimin yapılması her dönemde birtakım değişikliklere tabii tutularak, kişiye özel, hak ve hukuk bir kenarı bırakılarak yapılmasının teklif edilmesinin bile demokrasimizin üzerinde Demokles'in kılıcı gibi durmaktadır."