Bahçeli, on beş yıldır, bunca yanlışlara imza atan iktidarı eleştirmekten vazgeçip yüz seksen derece dönüş yaparak partiyi, iktidar treninin bir vagonu yapmasını, "MHP'yi kimse anlayamaz." şeklinde ifade etmiş. MHP derken tabi ki kendisini kastediyor. Aklınca, yirmi yıldır, bir türlü ne olduğu belli olmayan "Bir bildiği var." safsatasına, yeni bir gizem daha ekliyor.
Oysaki ülkücüler, Bahçeli'nin ne olduğunu, taa 1999'da, sağın birincisi olan partisine, başbakan çıkartmayı layık görmediğinde anlamıştı. Rahşan Ecevit'in ülkücülere "katiller" demesine rağmen, Ecevit'le hükumet kurmasında anlamıştı. Bütün siyasi mahkumları, hırızları, tecavüzcüleri serbest bırakıp ülkücüleri hapishanede tutan, af kanununa imza attığında, ülkücüler Bahçeli'nin ne olduğunu anlamıştı. Hükumetteyken, vekillerini komisyona sokmayarak, idamın kalkmasının, meclise indirilmesine sebep olduğunda anlamıştı. Kendisi dışında, mecliste bu maddeyi geçirerek çoğunluğu gördüğü için, ret oyu verme kurnazlığında anlamıştı.
Ecevit hastalanmış hükumeti yürütemez hale gelmişti. Ülkücüler Bahçeli'nin ne olduğunu, Ecevit'in başbakanlığı Bahçeli'ye vermek isteyip de Bahçeli'nin bundan kaçtığında anlamıştı. Bu korkuyla "seçim" deyip partiyi on sekizden sekize düşürüp baraja gömdüğünde anlamıştı.
Bu yenilgiden sonra, Bahçeli'nin dürüstlüğü tutmuş ve televizyonda canlı yayında, kurultayda, genelbaşkanlığa aday olamayacağını açıkça söylemişti. Ancak bu Bahçeli'ydi, aradan zaman geçince, hemen bir formül buldu. Kendisi aday olmuyor da güya bilmem kaç kişi, kongrede kendisini aday gösteriyordu. Arkasından ayarlanmış delegeyle tekrar genelbaşkan oluyor, ama parti bir türlü yükselemiyordu. İşte, Ülkücüler, Bahçeli'nin ne olduğunu bu dümenleri çevirdiğinde anlamıştı.
Yeni kurulan bir parti iktidar olmuşken ve her seçimde iktidarını devam ettirirken, Bahçeli 2007'de 71, 2011'de 55, 2015'te 80 vekil çıkarıyor. Son seçimde, iktidar partisi çoğunluğu sağlayamadığından ilk defa iktidardan düşmüştü. Kurulacak hükumetlere ortak olmak varken, ilk günden "erken seçim" diyerek tekrarlanan seçimde, partililerin emek ve fedakarlıklarının ürünü 80 vekili, 40 vekile düşürdüğünde, ülkücüler Bahçeli'nin ne olduğunu anlamıştı.
Parti, yirmi yıldır bir arpa boyu mesafe alamamıştı. Oysaki bu ülkenin yarısı, bir şekilde ülkücü hareketin bir yerinden geçmişti ve ülkücülerin toplumdaki gücü çok yüksekti. Bütün sorun, ülkücülerin halk tarafından sevilen, benimsenen, güvenilen bir liderinin olmamasıydı. Bunu, bütün ülke, bütün ülkücüler biliyor, söylüyor, ama Bahçeli koltuğundan bir türlü vazgeçmiyordu.
Artık sabrı biten parti delegeleri, genelbaşkanı değiştirmek üzere harekete geçtmişlerdi. Yeni genelbaşkanlık için dört kişi ön plandaydı. Halktaki gördüğü teveccühe göre sırayla Meral Akşener, Sinan Oğan, Ümit Özdağ, Koray Aydın genelbaşkanlığa aday olduklarını açıklayarak delegeden olağanüstü kongre yapmak üzere imza toplamaya başladılar. Yeterli imza toplanmış, ama mevcut genelbaşkan Bahçeli, "Kongreyi yapma da yaptırmam da." diyordu. Koltuğun gideceği kesinleşmişti.
Delegeler resmi mercilerden kongre kararını onaylatınca, Bahçeli, yanındakiler kanalıyla mahkemelere gitti. Bu sırada aday olanları, adaylara destek veren vekilleri, il ve ilçe yönetimlerini görevden aldığında, partiden attığında, ülkücüler Bahçeli'nin ne olduğunu anlamıştı.
Sonra, kongreyi engelleyemeyeceğini görünce, bir tarih vererek ve "Bahçeli sözü" diyerek kongre yapacağını söylüyordu. Mahkeme süreçleri Arap saçına dönünce, yapacağı kongreden, bir yakını vasıtasıyla ve bir dilekçe ile vazgeçtiğinde ülkücüler, Bahçeli'nin ne olduğunu anlamiştı.
Bu mahkemelerden kendi lehine kararlar çıkarmak için, ülkücü hareketin kırk yıllık ideallerine sırtını döndüğünde, dün hırsız dediğine bugün koltuğu kurtarmak için, abi dediğinde, partiyi iktidarın vagonu yaptığında, ülkücüler Bahçeli'nin ne olduğunu anlamıştı.
Kim demiş Bahçeli anlaşılamaz diye? Bu hareketi kuran, sırtında taşıyan, "MİT'tir, güvenmeyin diyen Başbuğ, Ali Güngörler, Yılma Duraklar, Ozan Arifler, Yusuf Halaçoğlular, Özcan Yeniçeriler Bahçeli'yi anlamayacak da dünkü çocuklar mı anlayacak? Bahçeli'de bir şey yok, hele ki anlaşılmayacak hiç bir şey yok.