Sevgili okurlarım! Günümüz Türkiye’sinde dindarız diyenleri görüp tanıdıkça: ayranı üfleyerek içmeye başladık.
Yapılanları, ahlaksızlıkları gördükçe; din adına utanıyor ve üzülüyoruz.
Oysa dindar insan, güvenilir insan olmalıdır. Rehberimiz de, yolumuz da, yaşam tarzımız da: “Muhammed-ül Emin” olmalıdır değil mi?
Bir soru: Dindar olmak için ahlak gerekir mi ya da ahlaklı olmak için mi din gerekir?
Siz bu sorunun yanıtını düşüne durun:
Greenwıch Üniversitesi tarafından bir sosyal deney yapılıyor.
Deneyin sonuçları çok ilginç. Sizlerle paylaşmak istedim ve bir Müslüman olarak utandım.
Deney şöyle: Türkiye, Japonya, İngiltere, G. Kore, Kanada, Çin, Almanya, Fransa, İran, Norveç ve İsviçre’nin başkentlerinde, en işlek trafikli caddelerine kameralar yerleştiriliyor. Bu kameraların görüş alanlarına denk gelecek şekilde: içlerine 10-20-50 dolar konulan ve sahiplerinin kimlik ve iletişim bilgileri bulunan cüzdanlar bırakılıyor.
Bu, adı geçen ülkelerde 30 ar kez deneme yapılıyor.
Amaç: cüzdanların ne kadarını kaç kişi iade ediyor, sahiplerine ulaşıyor testi.
Sonuçları merak ettiniz değil mi? Bakın hangi ülkede ne kadarı geri dönüyor:
Japonya: 28,
G. Kore : 28,
Norveç: 27,
İsviçre: 27,
Kanada: 25,
Almanya: 20,
İngiltere: 18,
Fransa: 13,
Çin: 13,
Türkiye: 2,
İran: 1,
Mısır: 0
Sonuç ne mi demektesiniz? 1- Yaşadığınız coğrafya bir kaderdir.2- Din baskısının öne çıktığı toplumlar huzursuzdur, refah seviyeleri düşüktür.3-Seçmen kendine benzeyeni seçer.4- İnsanlar, seçimlerinin sonuçlarından kaçınabilirler. Fakat sonuçlarından asla kaçamazlar.
Bir toplumda ahlak yoksa, din de yoktur. Sadece kendilerini dindar olduklarına inandırmış basit insanlar vardır.
NOT: Bu yazının esin kaynağı: B. Tokcan’dır.