Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle Uygur Hareketi (CFU), Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) Uygur halkına yönelik soykırımında özellikle hedef alınan Uygur kadınlarıyla dayanışma içinde olduğunu söyledi. Uygur Hareketi, bugün, kimlikleri, inançları ve cinsiyetleri nedeniyle üçlü baskıya maruz kalan Uygur kadınlarının onurunu ve özgürlüğünü savunmada kadın hakları hareketlerinin ve kurumlarını aksiyon almaya davet etti.
ÇKP, Çin’in sınırlarını güvence altına almak ve toprak hakimiyetini uygulamak için Uygur kadınlarını zorla kürtaj, kimyasal kısırlaştırma, hükümet tarafından zorunlu kılınan rahim içi araçlar (RİA) ve zorla evlendirme gibi barbarca doğum oranını bastırma taktikleriyle hedef almaktadır. 2023 yılında, Uygur kadınlarını Han Çinli erkeklere sunan ve hükümetin Uygur kültürünü sulandırma gündemini ilerleten hükümet onaylı bir çöpçatanlık uygulaması başlatıldı.
Dehşet verici tanıklıklar, ÇKP’nin toplama kamplarındaki kadınlara uygulanan sistematik fiziksel, zihinsel ve cinsel istismarları gözler önüne seriyor. Shahit Biz ağı tarafından elde edilen iç belgeler Uygur kadınlarına yönelik dini zulmü belgelemektedir. Örneğin, Helchem Pazil (79), üç kızı ve gelini ile birlikte altı yıl önce dini faaliyetlere katıldığı için 17 yıl hapis cezası aldı. Emekli doktor Dr. Gülşan Abbas ve önde gelen Uygur bilim adamı Profesör Rahile Davut, ÇKP hapishanelerinin zorlu koşullarına katlanan haksız yere hapsedilen Uygur kadınlar arasındadır.
Uygur Hareketi Başkanı Ruşen Abbas konu ile ilgili olarak şunları söyledi: “Uygur kadınlarına yardım elini uzatmak, kadın hakları ve feminizmin küresel savunucularının ahlaki görevidir. Yaşadıkları acılar, soykırımın ortasında kadınların maruz kaldığı kırılganlığın ne kadar yüksek olduğunu ve kadınların kontrol edilmesinin bir nüfusun daha geniş çapta kontrol edilmesini nasıl sağladığını ortaya koymaktadır. Bu Dünya Kadınlar Günü’nün gerçekten kapsayıcı olabilmesi için Uygur kadınlarının çocuk sahibi olma, gelecek nesilleri güvenle yetiştirme ve özgürce evlenme haklarını savunmalıyız.“
Uygur Hareketi yaptığı açıklamada, uluslararası örgütleri ve kadın hakları savunucularını Uygur kadınlarının maruz kaldığı zulmün ciddiyetini kabul etmeye ve Uygur kadınlarının haklarını savunmaya çağırdı.