Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT World Forum etkinliğinde konuştuğu sırada "Gemiler Gazze'ye bomba taşıyor" diyerek İsrail'le ticareti protesto eden 9 kişi tutuklandı. Tutuklama kararının 2911 sayılı Toplantı, Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefetten alındığı, "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasından adli kontrol kararı verildiği öğrenildi. Kararın ardından Filistin İçin Bin Genç Platformu, Direniş Çadırı Platformu, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, avukat Fatih Erbican ve tutuklanan Şeyma Yıldırım'ın annesi Handan Turan Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaparak karara tepki gösterdi.
Avukat Fatih Erbican kararla ilgili şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz cuma günü TRT World'te yapılan programda gösteri ve eylemde bulunan içerideki 4, dışarıdaki 5 olmak üzere toplam 9 arkadaşımız gözaltına alınmıştı. Arkadaşların cumartesi, pazar gözaltıları devam etti. Pazar günü de ifadeleri alındı. Bugün de tutuklama sevkiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne son kez sevk edildi. 9 arkadaşın tamamı da '2911 sayılı Gösteri ve Yürüyüş Kanununa Muhalefet'ten kaynaklı olarak tutuklandılar. Cumhurbaşkanına hakaretten adli kontrol kararı uygulandı. 2911'den de tutuklama kararı verildi. Bundan sonraki sürecimiz de itirazlar yönünde olacak.
Yasal unsurları açısından baktığımız zaman da içerideki 4 arkadaş zaten içerideki bir programa katılımcılardan kişiler. Dolayısıyla yasal unsurlar oluşmuş durumda değil. Diğerleri açısından da değil. Çünkü diğer dışarıdaki arkadaşlara da herhangi bir uyarı yok. Yani 'siz hadi buradan dağılın' şeklinde bir uyarı yok. Orada 'Free Palestine' şeklinde açıklama yaparken polis geliyor, ablukaya alıyor ve hepsini gözaltına alıyor. Dolayısıyla yapılan eylem ve söylemle bunu tamamen anayasayla güvence altına alınan protesto hakkının kullanılması kapsamında görüyoruz. Bunun 2911'e bir muhalefet olarak da görmüyoruz. Dolayısıyla tutuklamayı gerektirecek hiçbir şey görmüyoruz. Çünkü tutuklamanın şartları bellidir. Tutuklama olabilmesi için suç, kaçma şüphesi, delilleri karartma şüphesi gibi kritik bazı hususların yerine gelmiş olması gerekir. Ama bunların şu anki dosyada mevcut durum itibariyle olan bir durum yok. Çünkü zaten basına yansımış bir hadise. Hepsi de basının önünde kameraların önünde gerçekleşen bir eylem. Hepsi de kayıt altında. Kayıtlar da zaten emniyetin savcılık dosyasının içerisinde. Dolayısıyla delilleri karartma şüphesi gibi bir durum söz konusu değil. Onun için tutuklamayı gerektirecek herhangi bir burada hukuki durum göremiyoruz ama karar bu yönde."
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya ise tutuklanan gençlerin bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulunarak, şunları söyledi:
"İsrail'le devam eden ticaretin İsrail'i ayakta tutacak, İsrail'in Gazze'ye daha fazla saldırmasına sebep olacak ticaretin devamı noktasında insanlarda şüphe varsa ve insanlar bu şüphelerini dile getirerek bunu protesto ediyorlarsa bunu anlayışla karşılamak iktidarların temel görevi olmalıdır. Burada şu anda tutuklanan 9 genç arkadaşımız, tamamen çoğu belki birbirinden bağımsız, yüreklerinin yangınını ortaya koymak ve Gazze'den gelen görüntülere yürekleri dayanamadığı için tepkilerini ortaya koymak adına bu protestoları gerçekleştirdiler. Buna rağmen böyle bir tutukluluk devamı, gösteri ve toplantı yürüyüşüne muhalefet suçundan böyle bir şey yapılması anlaşılır değildir. Buradan iktidara sesleniyorum; Bu toplumda AK Partili, MHP'li, CHP'li, Saadet Partili farketmez, size oy verenlerin tamamı buradaki kitleyle beraber düşünüyor. Gazze'yle aynı şekilde yürekleri atıyor. Bu gençleri içeride tutarak aynı zamanda bu toplumun vicdanına saldırı yapmış oluyorsunuz. Bir an önce bundan vazgeçin. Bu gençleri serbest bırakın. Bu gençler bırakın kendi özgür düşüncelerini ifade etsinler. Yanlışlarınızı düzeltin. Bu gençlerin ortaya koyduğu eleştirileri anlayın ve bu gençlerin yanında olduğunuzu hissettirin. Aksi takdirde tarih sizi çok farklı şekilde kaydetmeye devam edecek."
Tutuklananların yakınlarından 5 kişinin de karara tepki gösterdikleri için gözaltına alındığını belirten Filistin İçin Bin Genç Platformu'ndan Dilan Tekin ise "Buradan sesleniyoruz. Aylardır söyledik, buradan sevkiyat gitmesine müsaade etmeyeceğiz dedik. 9 kişiyi almakla yakını olan 5 kişiyi almakla da susmayız. Bu topraklara direnişin sesini getirmeye devam ederiz. Biz siyonizmin ağzıyla konuşmuyoruz. Sizler oturduğunuz masalarda siyonistlere işbirlikçiliği yapmak için elinizden geleni yapıyor oluyorsunuz. Bunun üstünü bu şekilde biz Filistin dostuyuz diyerek örtemezsiniz. Filistin dostlarına bedel ödeterek örtemezsiniz. Buradayız, ne 9 kişiyiz, ne orada yakınlarıyla sadece 5 kişiyiz. Biz burada binleriz. Gerekirse yüz binler olur çıkarız karşınıza" dedi.
Direniş Çadırı Platformu'ndan Ozan Soyer ise şöyle konuştu:
"Bugüne kadar Türkiye'de onlarca eylem yapıldı. Daha şiddetli, daha sert eylemler yapıldı. Fakat böyle bir uygulamayla karşı karşıya kalmadık. 2911'den buradaki kardeşlerimizi tutuklamak demek Türkiye'de Filistin'e kimse bir şey yapmasın demektir. Bakın, 7 Ekim'den tam 2 Mayıs'a kadar bu petrolün cayır cayır İsrail'e gittiği, Gazze'de akabinde Lübnan'da yapılan soykırımlarındaki kullanılan uçaklara yakıt olarak kullanıldığı açık. Siz zaten suçlusunuz."
Tutuklanan Şeyma Yıldırım'ın annesi Handan Turan da adalete olan inancının kalmadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Buraya kızımı almak için geldim. Ama maalesef tutuklama kararı olduğunu duydum ve çok üzüldüm. Gerçekten ülkeme olan artık adalet düşüncem tamamen yok oldu. Yani bu çocuklar hiçbir şey yapmadı. Sadece insanlığı savundular, adaleti savundular. İnsanların bu duruma gelişi onların vicdanına sığmadı. Yani bu mudur adalet? Hani biz Filistin'in yanındaydık? Hani biz Filistin'dik. Ne oldu? Filistin için neden bir en ufak atılan adımlar hemen hapisle sonuçlanıyor? Filistin'in yanında olmamız bu mudur? Yani ben asla bu adalete inanmıyorum."