AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Köy Kanunu ve Bazı Kanunlarda Düzenlemeler Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'ne ilişkin bilgi vermek amacıyla düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin gündemdeki konularla ilgili sorularını yanıtladı.
"Etki ajanlığı düzenlemesinin ne zaman getirileceği ve konuya ilişkin muhalefetle görüşmenin ne zaman olacağı" ile ilgili soru üzerine şöyle konuştu:
"Hasseten sizden istirham ediyorum, etki ajanlığı kavramı asla bu maddemizle ilgili değildir. Bazı arkadaşlarımız, etki ajanlığı nedir, nereden çıkmıştır, özellikle Gürcistan örneğini veriyorlar. Lütfen Gürcistan’da kabul edilen, yürürlüğe giren kanun metnini bir okuyun. Ezbere cümleler kullanıyoruz. Oradaki kanun metnine baktığınızda Gürcistan’da faaliyet yürüten vakıf, dernek, oluşum, platform gibi kuruluşların yurt dışında elde etmiş olduğu bağış, iş birliği, destek veya program şeklindeki parasal bedellerin ilgili Gürcistan hükümeti nezdindeki merkezlere bildirilmesi takibi ve bununla ilgili bir savunma verilmesi ile ilgili toplam 12 maddeden oluşuyor. Bunu sizde elde edebilirsiniz, bunu kamuyla paylaşın.
"NİYE BİR 'ETKİ AJANLIĞI' KAVRAMIYLA İFADE EDİLİYOR BEN HALA ZORLANIYORUM"
Peki biz ne yapıyoruz? Bizim maddemizde, Türk Ceza Kanunu'nun 339. maddesinde yer alan durum nedir? Alakası olmayan bir şeylerle beraber yorum yapılıyor, üzüntümüz budur. Son dönemlerde sadece ülkemizde değil, başka ülkelerde de bir başka ülkenin vatandaşına veya bizim ya da başka ülkenin vatandaşına yönelik olarak son dönemlerde bazı olayların olduğunu, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını biliyoruz. Nedir bu olaylar? Adam kaçırma, gasp, adap yaralama, fidye adam öldürme gibi bazı eylemlerin istihbarat örgütüne mensup kişiler veya irtibatlı kişiler tarafından işlendiğini görüyoruz. Bu kişiler, işledikleri suçların yanında bu faaliyeti bir casusluk kapsamı içerisinde işlediği için, ayrıca casusluk eyleminden de bu konuda cezalandırılması için bir teklifte bulunuyoruz. Oraya dikkat ederseniz Türkiye’de işlenen, 'Türkiye’nin ulusal güvenliği, yararları, çıkarlarına zarar verecek boyutta suç işleyenler' kavramı geçiyor. Peki kanun bu kadar açık net iken Gürcistan’daki platformların, vakıfların, derneklerin yurt dışından aldığı bağış ya da bedel, para, bununla ne alakası var. Gürcistan’daki kanun teklifiyle bizim kanun teklifinin uzaktan yakından hiçbir alakası olmadığına göre bunu niye bir 'etki ajanlığı' kavramıyla ifade ediliyor, ben hala zorlanıyorum. Önyargı ile ve maalesef doğru olmayan bilgilerle kamu yanıltmayalım.
"TEKLİF GÖRÜŞÜLECEK"
Ülkemizde açıkça 'casusluk faaliyeti' kapsamında gelip bir vatandaşımıza, başka ülke vatandaşına herhangi bir suç işlendiğinde bunun ayrıca cezalandırılması için öneride bulunuyoruz ki dünyada örnekleri var. Almanya, Belçika, Fransa örneği vardır. Bu şekilde ulusal güvenliğine yönelik olarak suç işlendiğinde o ülkeler ne yapıyorsa biz de aynı şekilde öneride bulunuyoruz. Amacımız, ülkemizdeki hukuk toplum güvenliğini sağlamaktır, can güvenliğini sağlamaktır. Herhangi bir kişinin farklı amaçlarla suç işlemesini engellemektir."
Güler, muhabirin "Askıya mı alındı" sorusuna da "Görüşülecek. Yanlış anlaşılmalar var maalesef, siz de bu konuda yanlış anlaşılmalara katkı sağladınız. Lütfen Gürcistan’daki Kanun metnini inceleyin, bizim kanun teklifini inceleyip bu yanlış anlaşılmaya da katkı sağlayan arkadaşlara da doğruları paylaştığında ben herhangi sorun görmüyorum" diyerek cevapladı.
"MUHALEFETİ ÖNCE BİLGİLENDİRECEĞİZ"
Güler, "Diğer partilerle görüştükten sonra, aynı madde üzerinden mi yoksa yeniden mi düzenleme yapılacak" sorusun da şu yanıtı verdi:
"Önce biz bilgilendireceğiz. Gürcistan örneklerini ileteceğiz, kanun teklifini bir daha anlatacağız, neyi getirmek istediğimizi. Almanya, Fransa Belçika, Hollanda örneği var. İlettikten sonraki aşamada önümüzdeki dönemlerde amacımız belli, kapsamımız belli varsa endişeleri giderecek mahiyette, kanun maddemizde herhangi bir önerileri varsa onları dinleyeceğiz. Maalesef bir yanlış anlaşılma var. Bizim getirdiğiniz kanun teklifinin dışında, başka bir şey düşünerek arkadaşlarımız itiraz ediyor. Biz bu yanlış anlaşılmayı doğru zeminde tartışarak doğru sonuca ulaşmayı arzu ediyoruz."