K. Irak’ta yapılan referandum, Irak anayasasına açıkça aykırıdır. Bölgesel Yönetim anayasası da buna imkan vermemektedir. Soft hukuk normları açısından geçerli bir sonuç doğurması mümkün değildir. Ancak aşağıda yazılı tarihi gerçeklik karşısında şimdi olmasa bile yakın gelecekte ülkemiz için çok ciddi baş ağrısı olacaktır. O yüzden yapılması dahi bizatihi sonuç verecek bu referandumun mutlak surette engellenmesi gerekirdi. Fakat olmadı.

Birinci sebep; Barzani, küresel güçlerin talep ve AKP’nin devlet yönetmede ümmetçiliği ile petrol ortaklığından dolayı ötedenberi AKP üst yönetiminin ‘’en ziyade müsadeye mazhar’’ müttefiki, adeta Saray’ın has oğlanıdır. Bir önceki AKP büyük kongresine şeref konuğu olmuş ve partililere seninle gurur duyuyoruz sloganı attırılmış biri olduğu hafızalardadır.

İkinci sebep; Eşbaşkanlığı açıkça itiraf edilmiş BOP, Tunus’ta başlayıp Mısır’da sona eren Arap Baharının bekleneni verememesi nedeniyle taktik değiştirmiş olsa da hala yürürlüktedir. BOP’un bölgede sınırı değişecek 22 ülke projesi tadil olunmuş ve İsrail’e kardeş bir Kürt Devleti kurulması şimdilik yeterli sayılmıştır. İsrail’in açık desteklemesi, sair küresellerin örtülü ve ince davranması bundandır. Medyada ve iç kamuoyunda Siyonizm karşıtı söylemlerine rağmen AKP üst yönetimin bölgede iş tuttuğu en önemli devlet hala İsrail’dir. Mavi Marmara olayında önceki-sonraki tavırlarıyla, Kürt Bölgesinden petrolü birlikte pazarlamaları bunun en açık delilidir.

Bu iki sebep ve gerçekliğin elini kolunu bağladığı AKP nin referandum karşıtı söylemleri tam bir kayıkçı kavgası, yani Barzani’yle danışıklı dövüştür. Açılım saçmalığı sırasında Hacı karşılar gibi sınırdan içeri PKK lı aldığı Habur civarında askeri tatbikat ile boş arazi bombalamaları, içeride ahalinin gazını almaktan başka bir şey değildir. Barzani’nin hemen sınır çizmiyoruz bağımsızlık ilanı sonra da olabilir gibi güya geri adım manevraları tam bir aldatmacadır. Muhtemeldir ki bunları da O'na bizim diplomat bozuntuları öğütlemiştir. Önemli olan referandumu engellemektir. Yapılması halinde ileride mutlaka bir sonucu olacağı aşikardır.

Bakınız İsrail nasıl kuruldu. Osmanlı’nın çöküşüne ramak kala General Allenby'nin ordusu Filistin'de ilerlerken İngiliz Kabinesinde Yahudilerin Filistin'de kendi yurtlarını kurmaları yönündeki düşünceler hız kazanıyordu. Arthur James Balfour, L. Rothschild'e yazdığı Dış İşleri Bakanlığı imzalı, 2 Kasım 1917 tarihli mektubunda; "Majestelerinin hükümeti Filistin'de Yahudiler için bir ulusal yurt kurulmasına olumlu bakmaktadır ve bunun gerçekleşmesi için elinden geleni yapacaktır’’ dedi. Basit bir mektupta yazılan bu irade zamanla güçlendi. H. Truman’ın Mayıs 1945'de, İngiliz Başbakanı Attlee'ye gönderdiği mektupta Filistin'e hemen 100,000 Yahudi'nin gidebilmesi için talepte bulundu. Bu iki mektubun uluslara arası hukukta mehaz alınması 1948 de İsrail Devletinin kurulmasını sağladı.

Referandum; şimdi bağımsızlık ilanı, sınır çizilmesi gibi ertelenen sonuçlarına rağmen ileride aynı amacı gerçekleştirmeye matuf netice verecektir. İki mektubun sonrasında ciddi belgeymiş gibi dikkate alınıp uluslararası hukukta temel teşkil etmesinden çok daha önemli bir haldir. Örneğin yasa dışı referandumda Kerkük’te % 52 oranında bir evet çıkması hali bizim Kerkük’ün kadim Türk toprağı olduğu tezimizi ve gerçekliği berhava eder. Tarihe Balfour Deklarasyonu olarak geçen ve İsrail’in kurulmasına yol veren mektuptan çok daha önemlidir.

Habur’u, hava sahamızı kapatıp, tüm ekonomik ilişkileri askıya alıp gıda ve diğer mal akışını keserek Barzani’ye kılımı kıpırdatmadan bile seni ve halkını açlığa, boğulmaya terk ederim mesajı verilmesi yeterliydi.  İran, Irak ve bizim istemediğimiz ahvalde bölgede bir Kürt Devletinin kurulması, hadi AKP’nin aymazlığı yüzünden kuruldu diyelim yaşaması imkansızdır. Bunu Barzani başta bölgedekiler anlasa iyi olur. Zira burada artık AKP nin güneşi batıyor ve doğan güneşin anlayış ve kadroları, vin-vin'ci kirli ticaret ve ümmetçi siyasetten ari T.C Devletinin bekası, Türk Milletinin huzuru için ne yapacaklarını çok iyi biliyor..