“Ey iman edenler! ALLAH için adaleti ayakta tutan; Kendinizin, ana babanızın ve yakınlarınızın aleyhine olsa bile adaletle şahitlik eden kimseler olun”…Nisa suresi 135
“İnsanlar zalimin zulmünü görüp de onun zulmüne engel olmazlarsa, ALLAH’in bu sebeple göndereceği cezanın her kese dokunması çok yakındır”. (Hadisi Şerif. Ebu Davud; Melahim, Tirmizi; Fiten)
“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” Hadisi Şerif
“Haksızlık önünde eğilmeyiniz, çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz”. Hz. Ali
“Hırsızlık yapma, yalan yere şahitlik etme, kimsenin hakkını yeme”. İncil; Luka, bölüm 18
“Gerçeği yalan zannedenler, yalanı da gerçek gibi görenler, asla gerçeğe ulaşamazlar”. Buddha
“Ne ekersen, onu biçersin. Everene yolladığınız her şey geri döner. Kötülükler, dedikodular adaletsiz yargılamalar, hepsi bumerang gibi size geri dönecektir.” Büyük karma yasası
Şimdi ayet, hadis ve diğer dini metinlerden oluşan bu örnekleri niye mi hatırladım? Bunların konu ile ilgisi mi ne? Neden hukuki taraflarından daha ziyade manevi anlamları olan örnekleri zikr ediyorum?
Hemen söyleyelim. Konu ile yakından ilgilendiğim son 3-4 ay zarfında Mubariz Mansimov’un hapsinde kayda değer hukuki bir gerekçenin olmadığını gördüm de ondan.
Süreci azıcık inceleyen herkesin kolaylıkla görebileceği önemli muammaların varlığı söz konusu da ondan.
Türkiye’mizin adalet kurumları birileri tarafından itibarsızlaştırılmak istenir de ondan.
Baş devletimiz olan Türkiye’mizin hem İslam ülkeleri hem de Türk Cumhuriyetlerine demokrasi ve insan hakları bakımından örnek olması konusunda milyonlar hayal kırıklığına uğratılıyor da ondan.
Mümin kardeşlerim olarak gördüğüm iktidar ve ortaklarının böylesi önemli bir konuda hem dünyevi hem de uhrevi vebal yüklendiğini görüyorum da ondan.
Azerbaycan’ımızın demokratikleşme konusunda Türkiyeleşmesi gerekirken, Türkiye’mizin Azerbaycanlaşmasına şahit oluyoruz da ondan.
İslam dünyasında saygınlığı olan Sn. Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Türk dünyasında itibari olan Sn. MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin şahsında Türk milletinin cihanşümul hedeflerine gölge düşürülmek istenir de ondan.
Özellikle temiz kalpli, saf ruhlu Anadolu insanı on yıllar boyu yaptığı fedakarlıklarla iktidara getirdiği muhafazakar kadrolar tarafından hayal kırıklığına uğratılıyor da ondan.
Oysaki Sn. Mansimov’da Anadolu’nun saf çocukları gibi aynı toplumsal tabakanın bir çocuğu.
Coğrafyalar farklı olsa da aynı inanç, aynı kültür, aynı düşünce ve aynı ruh yapısının evladı. Tıpkı cihanşümul hedefleri olan, “Ben Türk milliyetçisiyim,” “Bütün imkanlarımla Türkiye’min, Azerbaycan’ımın, Türk dünyasının ve insanlığın hizmetindeyim” diyen bir Anadolu çocuğu.
İşte bu yüzdendir ki, Mansimov Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kardeşi Mustafa Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan ve eniştesi Ziya İlgen’e aid olan BMZ şirketi ile de ortak iş yapmıştır.
Bu sebeptendir ki, Mubariz bey yaptığı ortak iş ile BMZ’nin portfolyosuna 5 nehir tankeri kazandırmıştır. Bu yüzden olsa gerek ki, sosyal medyada mezkûr şahıslar ile verdikleri ailevi pozlar bile mevcut.
Hal böyleyken aynı davadan yargılanarak aklanan Sn. Mansimov nasıl olur da kısa bir süre sonra aynı ithamlar ile hapse atılıyor?
Nasıl oluyor da Mansimov ile daha önceden mahkemelik olan şahısların onun aleyhindeki garazlı tanıklıkları esas alınabilir?
Nasıl oluyor da aleyhteki tanıkların ifadelerindeki çok yönlü çelişkiler dikkatlerden kaçabilir?
Peki, o yapının devlet içerisinde güçlü olduğu zamanlarda Mubariz beyin şirketlerinin zarar etmesini nasıl açıklamalı?
Yahut bu konuda Mansimov’un bir endişesi var idiyse neden o arada şirketlerini veya mal varlığını yurt dışına çıkarmağı düşünmedi?
2018 yılında, Çırağan sarayında Türk iş dünyasının saygın isimlerinin de katılımı ile Palmali’nin 20 yaş töreni düzenlenirken bu sözde iddialar bilinmiyordu mu?
Veya darbeden geçen 2 yıllık süre boyunca bu durum tespit edilemedi mi?
Oysaki gerçek daha farklı.
Gerçek şu ki; Mansimov, Azerbaycan’ı yakıp yağmalayan mevcut rejim ve onun memurlarına itiraz ettiği için cezalandırılmaktadır. Süreçte yaşananlar ve ortaya dökülen deliller de bunu teyit ediyor zaten. Türkiye adaleti ise maalesef bu çirkin ve iğrenç komplo karşısında gereken tavrı hala ortaya koymamıştır.
Evet, bu dava artık Mubariz beyin şahsında sembolleşmiştir. Bu sembol ise diktatör rejimler tarafından yapılan zalimliklerin sembolüdür.
Bu dava Türk dünyasına karşı yapılan hainliklerin tezahürüdür.
Bu dava hem de Türkiye sevdalılarına bu sevdanın bedelini ödetme çabasıdır….
Kısacası; Siz, ey hak ve hukukları kanı bozuk memurlar tarafından gasp edilen, 100 milyarlarca serveti yurt dışına kaçırılan, kendisi ise yarı aç yarı tok yaşam mücadelesi veren Azerbaycan halkı Mansimov sizin haklarınızı savunduğu için bugün hapis hayatı yaşamaktadır.
Siz, ey Anadolu’nun saf kalpli insanları, Mubariz Mansimov size faydalı olsun diye, milyarlarını Avrupa’dan Türkiye’ye getirdiği için zindanlara atılmaktadır.
Siz, ey mazlum ve mağdurlar; Mansimov sizin haklarınızı savunduğu için bu çilelere katlanmaktadır.
Şimdi ise sıra sizde, bizde ve hepimizde. Sosyal medyada yapacağımız paylaşımlar, beğeniler ve yorumlarımız ile biz de üzerimize düşeni yapalım lütfen. Çünkü adalete sırt dönenlerin, haksızlık karşısında susanların, zulme rıza gösterenlerin ve haksızlık yapanların akıbetleri iyi oluyor hiçbir zaman…
NOT-1. Makalenin uzun olmaması için Ayet ve diğer metinlerin tamamı verilmemiştir.
NOT-2. Mart ayının 5’inde Mubariz beyin duruşması yapılacaktır. Sosyal medyada yapacağımız paylaşımlar ve edeceğimiz dualarla ona destek olalım lütfen.