Referanduma sadece 3 gün kala Türkiye’de demokrasinin rafa kaldırıldığı, fiili tek adam/ tek parti döneminin acılarını yaşamaya devam ediyoruz. Devletin tüm imkanlarını kullanarak propaganda yapan AKP , ‘HAYIR’ iradesi ortaya koyan siyasilere büyük bir baskı kurmuş, Devletin Valileri-Kaymakamları adeta AKP İl-İlçe Başkanları gibi hareket etmişlerdir.

Havuz Medyası sadece AKP ve ‘EVET’ lehinde irade beyanı veren insanları TV Ekranlarına çıkarmış, sabahtan akşama- 7 Gün 24 saat,  toplum TV Ekranları üzerinden kandırılmaya çalışılmıştır.

‘Partili Cumhurbaşkanı’ kılıfıyla teklif edilen ucube Anaya Değişikliği Teklifi tartışılmamış, oluşturulan sunni gündemlerle milletimize sürekli yalanlar söylenmiş, meydanlarda yalan makinası misali konuşmalar yapılmıştır.

Umuyorum 16 Nisan 2017 Referandumunda olumlu bir sonuç ortaya çıkar ve TÜRKİYE biraz olsun nefes alır.

******

Peki 16 Nisan 2017 Referandumu sonrasında ÜLKÜCÜ Hareketin izleyeceği yol nasıl olmalı ?

Bugün kısaca bu konu hakkındaki fikirlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Elbette Referandum sonucu,  izlenecek yolu da belirleyecektir.

Eğer ‘Hayır’ yönünde bir karar çıkarsa TÜRKİYE bir az olsun nefes alacak ve ÜLKÜCÜ-MİLLİYETÇİ Kamuoyunun gündemine bir kez daha MHP Kurultayı gelecektir. Ancak Türkiye’de Yargı kurumunun iflas ettiği, adalet sisteminin siyasallaştığı bir ortamda adil bir karar beklemek maalesef çok zor.

Zira şuan karşı çıktığımız ‘TEK PARTİ’ zaten FİİLEN uygulanmaktadır. Bu anlamda MAHKEME Tedbirli Genel Başkan Bahçeli haklıdır. Ancak onun tercihi bu HUKUKSUZLUĞA karşı çıkmak yerine ; HUKUKSUZLUĞA Kılıf uydurmak olmuştur.

Öte yandan Adalet Bakanının Hakimlere, savcılara fırça attığının iddia edildiği, MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın tanıdık hakimler yoluyla karar aldırdığı iddia edildiği ve İhbar mektuplarıyla-iftiralarla Ülkücülerin gözaltına alındığı bir ülkede, Mahkemelerin veya Yargıtay’ın adil bir karar vereceğini beklemek fazla iyimserlik olacaktır.

******

Bu sebeple 16 Nisan 2017 Referandumunun ardından ‘HAYIR’ için büyük bir özveriyle çalışan Genel Başkan Adaylarımız Meral AKŞENER, Sinan OĞAN, Ümit ÖZDAĞ, Koray AYDIN ve MTP Lideri Ahmet YILMAZ, HEPAR Kurucusu Osman PAMUKOĞLU gibi Milli Liderlerin bir araya gelip, Milliyetçi-Ülkücü tabanın beklentileri istikametinde çalışmalar yapmaları gerekliliğine inanıyorum.

Bu belki yeni bir siyasi parti ya da hali hazırda mevcut bir siyasi partide yapılacak Kurultayla sonuçlandırılacak bir çalışma olabilir.

Bunun içerisine Ülkü Ocakları Eski  Genel Başkanlarımız Musavat DERVİŞOĞLU, Azmi KARAMAHMUTOĞLU, Harun ÖZTÜRK gibi isimlerinde girmesiyle hatta bizim tabana yakın farklı siyasi partilerden ayrılmış kişilerle , İKTİDARA yürüyebilecek bir parti ortaya konabilir.

Dolayısıyla Referandumda ‘HAYIR’ sonucu çıkması durumunda vakit kaybedilmemeli, zaten beklenti içerisinde olan MHP ve ÜLKÜCÜ Teşkilatların dileklerine cevap verilmelidir.

Emin olun Referandum süreci öncesinde böyle bir girişim doğru olmazdı. Ancak Referandum sonrası bu girişim artık VATANSEVER Liderlerin vazifesi haline gelmiştir.

******

Rahmetli Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ ‘CHP Bozulmasaydı, MHP’yi kurmazdım.’ Demiştir.

Şuanda AKP’nin ve Büyük Ortadoğu Projesinin maşası haline gelen mevcut BAHÇELİ Yönetiminin durumu ortadayken; şartları imkansızlıklarla zorlamanın anlamı kalmamıştır.

‘HAYIR’ çıkması durumunda Türkiye’nin 1 yıl içinde erken seçime gideceği gerçeği hesaba katılmalı, vakit kaybedilmemelidir.

Umuyorum bu tartışmaları yapabileceğimiz bir sonuçla karşı karşıya kalırız.

Ve sonuç Hayırlı olur.

******

Peki Referandumda ALLAH korusun ‘EVET’ sonucu çıkarsa ne yapılmalı ?

Tahmin ediyorum ve gözlemliyorum ki ; bu şekilde bir sonuç ortaya çıkarsa Türkiye’de Tek Parti AKP’ye muhalefet yapan, HAYIR Kampanyası yürüten tüm siyasiler ve onları destekleyen ileri gelenler, çeşitli kumpas ve iftiralarla tutuklanırlar.

Yoğun gözaltı ve İFTİRA furyasıyla baskı altına alınır, Ülkücü-Milliyetçi Tabanın AKP veya CHP’ye kaydırılmaları sağlanmaya çalışılır. Zira Referandumda ‘Evet’ sonucu çıkması halinde Bahçeli sayesinde eriyen MHP’nin tamamen sistemden yok edilmesi istenecektir.

Bedelli Askerlerin TRT Ekranlarında MHP adına ‘EVET’e askerlik yaptığı bir süreci yaşarken, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakıflarının tamamen Osmanlı Ocakları gibi AKP’nin kontrolünde bir yapıya dönüştürülmesi de hiç zor olmayacaktır.

Zira DEVLET Gücünün yanına ‘TEK PARTİ DEVLET’ algısı eklendiğinde, bizim Mankurtların ‘’DEVLETÇİLİK’ tezleri ve yağlı kemik merakları, MHP ve Ülkücü Kuruluşları tasfiye etmeye yetecektir.

******

Dolayısıyla ‘EVET’ sonucu çıkması durumunda da tek yol farklı bir siyasi çatının inşa edilmesi ve MİLLİ Tüm unsurların bir araya getirilmesidir kanaatindeyim.

Selam ve Dua ile.