Türkiye 16 Nisan Referandumuna doğru gün sayarken, "Evet" ve "Hayır" kampanyalarıda yurt genelinde devam ediyor.
Bir yanda Devletin tüm imkanlarını kullanan, Havuz medyasında 7 gün 24 saat yayın yapan, milleti "Kaos"la tehdit edenler, diğer yanda ise türlü engellemelerle karşı karşıya kalan ve sürekli hedef alınan , karalanan Hayır cephesi.
Şüphesiz Hayır cephesinin dinamosu Ana muhalefet partisi CHP'dir. Ancak CHP'nin özellikle Merkez Sağ seçmeni nezlindeki karşılığı baz alındığında , bunun ne kadar olumlu bir durum olduğu tartışmaya açıktır.
Bu eksikliği ise MHP'den ihraç edilen Meral Akşener, Sinan Oğan, Ümit Özdağ kapatmaya çalışmakta, Türk Milliyetçilerinin genelinin 'Hayır' diyeceği gerçeği topluma aktarılmaya çalışılmaktadır.
Bu açıdan düşündüğümüzde ise olumlu ve olumsuz taraflarına da değinmeden edemeyeceğim.
Olumlu yönü Meral Akşenerin özellikle Kadın seçmen üzerindeki etkisi ve bu etkinin hızla muhafazakar ailelere de sirayet etmesidir.
Olumsuz yönü ise bireysel hareket edilmesi, teşkilatsızlıktan kaynaklanan sorunların daha belirginleşmesine yol açmıştır.
Bu da her programın provekasyonlara açık hale gelmesi sonucunu doğurmuştur.
MHP'nin mahkeme tedbirli Genel Başkanının tehditkar ve tahrik edici söylemleri, şiddet eğilimine müsait gençlere kullandığı üslup çok tehlikeli olayların yaşanabileceğine dair ipuçlarını vermektedir.
Nitekim Ümit Özdağ'ın "Genel Başkan adaylarına 3.bir taraftan suikast olabilir."açıklaması, aklı başında ve öngörüsü yüksek herkesin görebileceği bir duruma ışık tutmuştur.
Bu açıklamaya rağmen 18 Mart 2017 tarihinde Kocaelide düzenlenen bir Hayır kampanyasında, Bahçeli lehinde sloganlar atan bir grubun provakasyon girişiminde bulunmaları, Devletin gerekli tedbirleri almadığını göstermektedir.
Bu tedbir Niğde Valiliğinin yaptığı gibi yasak koymak şeklinde yapılmaması, Referandum sürecinin sağlıklı devam etmesi açısından önemlidir.
Devletin tüm siyasilerin güvenliğini sağlaması, programların sağlıklı ve huzur içinde yapılması için gerekli tedbirleri alması gerektiği kadar ; Sayın Bahçeli ve AKP'li Bakanlarında nefret söylemlerinden vazgeçmeleri elzemdir.
AKP ve Evet kampanyasının "Duble Yol, Köprü, Hollanda Krizi, 15 Temmuz" başlıkları etrafında dönmesi, Hayır kampanyasının ise teklif edilen Anayasa Değişikliklerinin ülkeye verebileceği zararlarla alakalı yürütülmesi bile 16 Nisan Referandumunun ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
"Evet" sonucunu almak için her türlü çılgınlığı yapmaya hazır olanların, 15 Temmuz darbe teşebbüsü dahil yakın siyasi dönemde yaşanan olağanüstü hadiselerdeki sorumlulukları , hukuki anlamda ileride karşı karşıya kalmaya mahkum olacakları süreç ne kadar erken başlarsa; Türkiye o kadar çabuk normalleşir ve beka sorununu o kadar hızlı aşmış olur.
Dilerim Referandumda "Hayır" sonucunun ardından Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu , tüm kesimleri kucaklayacak bir siyasi parti kurulur ve aziz milletimiz AKP dayatmasından kurtularak; göstereceği teveccühle Türkiye'ye kurulan tuzakları bozma fırsatını yakalar.
Selam ve Dua ile.