Uygur Mahkemesi, bağımsız bir yargı olmanın gereği olarak Çin Komünist Partisi yetkililerini de iddialara cevap vermek üzere mahkemeye davet etti.
Ancak Çin tarafı, temsilcilerini mahkemeye gönderip iddialara cevap vermek yerine Uygur Soykırım Mahkemesi’nin meşruiyetine leke düşürmeye çalıştı ve bu süreci “kendi iç işlerine müdahale” olarak tanımladı.
Pekin hükümeti bununla da yetinmeyerek, Uygur davasının savunucularını zora sokmak için onların masum yakınlarını misilleme olarak hedef aldı.
Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa’nın kardeşi Hushtar İsa’yı ömür boyu hapse mahkum etti.
Uygur Mahkemesi’nde tanıklık yapacak isimlerden Dolkun İsa, daha önce Çin’in attığı bu insanlık dışı harekete ilişkin olarak şu açıklamayı yapmıştı:
“Bir halkın yok edilmesine izin vermeyeceğimizi açık bir şekilde beyan etmek hem benim hem de bütün insanlığın sorumluluğudur. Hedefe konulsak ta, taciz edilsek de ailemize suçlu muamelesi yapılsa da boyun eğmemeliyiz. Misilleme yapılıyorsa bu Uygur davasına sahip çıkanların suçu değil, insan yaşamına ve onuruna saygı göstermeyen, bizi yok edilmesi gereken bir engel olarak gören rejimin suçudur. Biliyoruz ki konuşmazsak tutuklamalar, kayıplar ve acılar dinmez. Ne zaman ki bütün dünya bunu talep edecek o zaman bu ıstırap sona erecek. Bu mahkemede tanıklık yaparak tüm dünyaya Doğu Türkistan’da yaşanan zulmü ve Çin’in gerçek yüzünü göstereceğiz.”
Çin’in soykırım fiillerini dünyaya kanıtlayan Uygur Mahkemesi’nde ikinci duruşmalar bugün başladı. Birleşik Krallık’ın başkenti Londra’da yapılan duruşmalarda, Çin’in toplama kamplarının tanıkları yaşadıkları dehşet anlarını ve insan hakları ihlallerini bir bir anlatıyor.
Çin yönetiminin Doğu Türkistan’da Müslüman Uygurlar, Kazaklar, Kırgızlar ve diğer Türk topluluklarına karşı işlediği soykırım fiilleri, ilk kez bağımsız uluslararası bir mahkemede yargılanıyor. Birleşik Krallık’ın başkenti Londra’da 4-7 Haziran’da ilk duruşması yapılan Uygur Mahkemesi’nde ikinci duruşma, bugün başladı. Uygur Mahkemesi’nde, Doğu Türkistan’daki Çin zulmünün detayları raporlar ve tanıklıkların beyanları dikkate alınıyor. Çin’in Doğu Türkistan’daki toplama kamplarının şahitleri, yaşadıklarını mahkeme önünde anlatıyor.
Bugün dinlenen ilk kişi Mihray Mezensof, ailesiyle birlikte yaşadığı Avustralya’dan görüntülü olarak mahkemeye bağlanarak, 2 yıldır Çin’de tutuklu olan eşi Mirzad Tahir için tanıklık verdi. Nisan ayında “bölücülük” suçlamasıyla 25 yıl hapis cezasına çarptırılan eşine yönelik suçlamanın, eşinin evlenmeden önce Türkiye’de yaşaması olduğunu söyledi. İlk olarak tatil için Türkiye’ye giden Tahir’in, daha sonra 1 sene Türkiye’de Çinli turistlere turizm rehberliği yaptığını anlatan Mezensof; “Çin, eşimin Türkiye’de Çin karşıtı bölücülük faaliyetlerine katıldığını iddia ediyor. Bunun hiçbir gerçekliği yok. Eşim yalnızca Türkiye’yi çok sevmişti ve orada çalışmak istemişti.” Dedi
Uygur Hareketi’nin İcra Direktörü Rushan Abbas da hem kız kardeşi Dr. Gulshan Abbas hem de eşi Abdulhakim İdris’in tüm aile fertlerinin Çin tarafından kaçırılmasına ilişkin tanıklık yapacak. Rushan Abbas, konu hakkında şu açıklamayı yaptı:
“Uygur halkının haklarının duyurulması için tarihi fırsattır ve hakikatlerin ortaya çıkacağı kapılar açılacaktır. Bu kapıları sonuna kadar açarak bütün detaylı incelemelerle yaşadıklarımızı anlatacağız. Dünyanın her yerindeki insanlar Çin rejimini işlediği Uygur soykırım suçuna dair tanıklıkları duyabilecek. Umarız uluslararası toplum bu soykırımı sona erdirebilmek için neler yapabileceğini bir kez daha düşünür.”
Ruzahun, büyük tedirginlikler sonucunda Çin’in dediklerini yapmamayı tercih ederek, ağabeyi ve diğer insanlar için uluslararası kamuoyuna konuşmaya karar verdiğini anlattığı anlarda gözyaşlarını tutamadı.
Çin emniyeti istihbarat elemanlığı teklif etmiş
Japonya’dan görüntülü olarak katılan Muhammed Ruzahun, Çin’de kampta tutulan ağabeyi için ifade verdi. Ağabeyi ile bir polisin nezaretinde görüntülü konuşturulduğunu anlatan Ruzahun, polis tarafından kendisine; Uygur göçmenlerin yoğun yaşadığı Japonya’da Çin istihbaratı için muhbirlik yapmaya başlarsa, ağabeyinin serbest bırakılacağını söylediğini anlattı. Ruzahun görüntülü konuşma sırasında aldığı ekran görüntüsü fotoğraflarını gösterdi.
[Bügün başlayan bağımsız Uygur Mahkemesinde ilk duruşmada 38 tanık dinlenmişti. İkinci duruşmada yine 8 Doğu Türkistanlı kamp mağduru tanık 4 Uygur araştırmacı 4 Çinli araştırmacı 22 tane yabancı araştırmacı ve insan hakları savunucusu dinlenecek.