Forum’un ikinci gününde yayınlanan Brüksel Bildirgesi'nde ise uluslararası topluma Çin'in Uygur Özerk Bölgesi'nde uyguladığı insan hakları ihlallerine karşı harekete geçme çağrısı yapıldı.
Dünya Uygur Kurultayı (WUC), Hasene International ve Uluslararası Doğu Türkistan Sivil Toplum Kuruluşları Birliği tarafından Brüksel'deki AP'de "Uluslararası Uygur Forumu - Uygur Soykırımı’na Küresel Yanıt" etkinliği düzenlendi.
Açılışı Avrupa Parlamentosu'nda yapılan Forum’a uluslararası alandan siyasiler, akademisyenler ve STK temsilcilerinin yanı sıra mağdurların da aralarında bulunduğu davetliler katıldı.
"Çin'le iş birliği AB'nin temel çıkarlarını tehdit ediyor"
Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa da ağustos ayında Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'in görevinin sonlanmasına dakikalar kala yayımlandığı raporunda Çin'in terör ve aşırılıkla mücadele adı altında ciddi insan hakları ihlalleri işlediğini tespit ettiğini anımsattı.
Dolkun, şunları aktardı:
"BM'de söz konusu raporun kabul edilememesi, Batılı ülkeler ile 'küresel güney' ülkeleri arasında büyük bir destek açığı olduğunu gösterdi. Özellikle Endonezya, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Pakistan gibi Müslüman çoğunluklu hükümetlerin sessizliği son derece hayal kırıklığı yarattı."
Brüksel Bildirgesi yayımlandı
Forum’un ikinci gününde ise Brüksel Bildirgesi yayımlandı. Doğu Türkistan'ın 73 senedir Çin işgali altında olduğuna dikkat çekilen bildirgede bölge halkının sömürüye ve asimilasyona uğradığına vurgu yapıldı.
"Bu süreçte, bölgedeki Uygur, Kazak ve diğer Türk Müslüman asıllı halkların topluca yok edilmeleri amacıyla soykırım ve vahşi insanlık dışı suçlara maruz kalmıştır." bilgisinin paylaşıldığı bildirgede şu ifadelere yer verildi.
"Soykırım politikası planlı"
"2014 senesinde başlayan; toplama kampı, polis devleti düzeni, zorla kısırlaştırma, Doğu Türkistan’daki halkların etnik ve inanç kimliklerinin hedef alınması, zorla çalıştırma, zorlanmış ortadan kaybolma, keyfi tutuklama, hukuk dışı gözaltına almalar ve infazlar, seyahat yasağı, bölgenin izole edilmesi, Çin yerleşimcilerin getirilmesi ile bölgenin demografik yapısının yıkımı ve bölgede izlediği diğer tüm soykırım politikaları Çin Halk Cumhuriyeti ve Çin Komünist Partisi merkezi yönetimi ve özellikle Xi JinPing tarafından planlanmış, yönetilmiş ve icra edilmiştir.
- Dünyanın farklı ülkelerinde bulunan araştırma enstitüleri, insan hakları örgütleri vehaber ajansları tarafından yayınlanan raporlar ve belgeler bölgede devam eden soykırımı tüm nitelikleri ve detaylarıyla belgelemiştir.
"Soykırım yapıldığı kabul ediliyor"
Uluslararası arenada Çin'in Uygur Türklerine uyguladığı soykırım politikasının tanınmasına ilişkin bilgilerin paylaşıldığı bildirgenin devamında şöyle denildi;
- 31 Ağustos günü BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği yayınladığı Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerine ilişkin bağımsız değerlendirme raporu yayınlayarak, Çin yönetimi tarafından Doğu Türkistan’daki Uygur ve diğer halkların etnik ve inanç kimliği hedef alınarak yapılan tüm siyasi uygulamaların “uluslararası suç unsuru oluşturduğunu ve özellikle de insanlığa karşı suç” niteliğine ulaştığı sonucuna varmış ve bu konuda BM üye ülkeleri de dahil olmak üzere, uluslararası topluma, özel sektöre ve uluslararası kuruluşlara öneriler sunmuştur.
- 2021 yılında Londra’da gerçekleşen Uygur Mahkemesi; Doğu Türkistan’da devam eden tüm insan hakları ihlallerini belgeler ve tanıklar üzerinden değerlendirdikten sonra, bölgede yapılan suçların soykırım ve insanlığa karşı suç niteliğinde olduğunu ve bundan Xi Jinping yönetimindeki Çin hükûmetinin sorumlu olduğuna hükmetmiştir.
- ABD, Kanada, Britanya, Belçika, Hollanda, Çek, Litvanya, İrlanda ve Fransa parlamentolarında Doğu Türkistan’da Çin yönetimi tarafından soykırım yapıldığı tanınmıştır. Avrupa Parlamentosu ise Çin yönetiminin uygulamalarını insanlığa karşı suç ve yüksek soykırım riski olarak tanımıştır, Alman Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonu Çin’in Doğu Türkistan’daki uygulamalarını BM Soykırım Konvensiyonu’nun 2. Maddesinde belirtilen tüm beş kriteri de yerine getirdiğine dair açıklamada bulunmuştur.
-Doğu Türkistan’da Çin tarafından uygulanmakta olan mevcut tüm siyaset ve uygulamaların; Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi, Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Antlaşması, Roma Statüsü, BM Antlaşması (UN Charter), Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme, BM İşkenceye Karşı Sözleşmesi, Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi, Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi ve Köleliğin Kaldırılmasına İlişkin Ek Sözleşmeleri’ne göre soykırım niteliğinde suç olduğunu ortaya koymakta, şiddetin sona ermesi ve Doğu Türkistan halkının haklarının yeniden iadesi için hukuki ve uygulanabilir adımların atılmasını gerekli kılmaktadır.
Bildirgenin devam metninde taraflara acil harekete geçme çağrısında bulunularak şu açıklamaya yer verildi;
"Tüm bu bahsi geçen hususları göz önünde bulundurarak, Uluslararası Uygur Forumu olarak tüm katılımcılarımız ile aşağıda sıraladığımız konularda ilgili taraflara acil harekete geçmeleri için çağrıda bulunuyoruz:
A. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin yayınladığı Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerine ilişkin raporda önerilen adımlar acilen atılmalıdır.
"BM Çin’e yönelik gerekli girişimlerde bulunmalı"
B. BM İnsan Hakları Konseyi, Genel kurul ve diğer BM kurumları; Doğu Türkistan’da devam eden soykırımı tanıma ve Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Antlaşması ve BM Anlaşması (Ana Tüzüğü) uyarınca soykırım yapan Çin’e yönelik gerekli girişimlerde bulunmalıdır.
C. BM’de, Doğu Türkistan’daki soykırımın araştırılması için özel bir raportör belirlenmeli veya bir soruşturma komisyonu oluşturulmalıdır.
D. Doğu Türkistan halkını temsilen Doğu Türkistan dışında faaliyet yürütmekte olan kurum ve kuruşlara destek sağlanmalı ve resmî temsilci statüsünde tanınmalıdır.
E. Tüm ülkeler, Çin ile olan ikili ilişkilerinde evrensel insan hakları beyannamesindeki ilkeler uyarınca siyasi ve diplomatik araçlar ile Uygur soykırımının durdurulması için etkili adımları atmalıdır.
F. Avrupa Parlamentosu'nun haziran ayında insanlığa karşı işlenen suçları ve ciddi bir soykırım riskini tanıyan kararını takiben, Avrupa Komisyonu bu zulümleri sona erdirmek amacıyla acilen yeni bir mevzuat çıkarmalı ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti ve zorla çalıştırma yasağına ilişkin önerilerini güçlendirmelidir.
"İİT'ye katılım hakkı verilmeli"
G. İslam İşbirliği Teşkilatı ve üye tüm devletler Doğu Türkistan’daki soykırımı tanımalı, soykırımın durdurulması için adım atmalı ve Doğu Türkistan temsilcilerine İslam İşbirliği Teşkilatı’na gözlemci statüsünde katılım hakkı vermelidir.
H. BM’e üye ülkeler; taraf olduğu İnsan Hakları Beyannamesi ve ilgili diğer antlaşmalar gereği Doğu Türkistan’daki soykırımın durdurulması için Çin’e ve soykırımla ilişkili tüm taraflara yönelik, ilgili BM kurumları ve kendi ülkelerinde gerekli hukuki ve politik adımları atmalıdır.
"Çin'e dava açılmalı"
I. Uluslararası Adalet Mahkemesi ve Uluslararası Suç Mahkemesi Doğu Türkistan’daki soykırım hakkında acilen soruşturma başlatmalı, Çin’e ve soykırım suçuyla doğrudan ya da dolaylı yollarla ilişkilenen; şahıs, şirket, kurum, kuruluş ve devlet yetkilileri hakkında dava açılmalı ve yaptırım gücü olan net ve güçlü kararlar çıkartılmalıdır.
"Çin şirketlerine yönelik yaptırım uygulanmalı"
J. Uygur ve diğer halkların zorla çalıştırılmalarıyla direkt veya dolaylı yollardan ilişkisi bulunan Çin şirketlerine yönelik yaptırım uygulanmalı ve bu şirketlere yönelik uluslararası yatırım fonları durdurulmalı, zorla çalıştırma yoluyla üretilmiş ürünlerin Çin’den ithal edilmesi yasaklanmalı ve zorla çalıştırma yöntemlerinden yararlanarak üretim yapan uluslararası firmalar sorumlu tutulmalıdır.
K. Çin’in Doğu Türkistan’da soykırım yapmak için kullandığı teknolojileri temin eden Uluslararası firmalar, bu teknolojiyi Çin’e temin etmeyi durdurmalı ve buna yönelik uluslararası düzeyde yaptırım uygulanmalı.
"Medya soykırımı gündemine almalı"
L. İnsan hakları örgütleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve diğer sivil toplum kuruluşları; Doğu Türkistan’da yaşanmakta olan insan hakları ihlallerinin durdurulması için ortak ve net duruş sergilemeli, etkili adımları atmalı ve Doğu Türkistan ile alakalı çalışmalarını Doğu Türkistan temsilci kuruluşlarıyla istişare ve iş birliği içinde yapmalıdır.
M. Uluslararası ve ulusal haber ajansları ve gazeteciler, bilhassa İslam ülkelerinin medyası, Doğu Türkistan’daki soykırımı gündemlerine almalı, konuyla ilgili yoğun şekilde haberler yaparak uluslararası toplumun sağlıklı bilgilendirilmesini sağlamalı ve bu hususta uluslararası boyutta tepki ve farkındalık oluşmasına katkı sağlamalıdır.