Yeni geliştirilen bir uygulama, yapay zeka teknolojisi sayesinde kullanıcıların ölüm tarihlerini tahmin ettiğini iddia ediyor. 'Ölüm Saati' adı verilen uygulama, mevcut biyolojik yaş ve yaşam tarzı verilerini analiz ederek, kişilere daha sağlıklı seçimler yapmaları için öneriler sunmayı amaçlıyor. Uygulama, 125.000'den fazla indirme sayısına ulaştı ve 53 milyon katılımcıyı kapsayan 1.200'den fazla yaşam beklentisi araştırmasından elde edilen verilerle destekleniyor.
Uygulamanın yaratıcısı Brent Franson, bu tahminlerin gerçekçi olduğunu ve sigorta şirketleri ile hükümetler tarafından kullanıldığını belirtiyor. Franson, uygulamanın bireyler için faydalı olup olmayacağı konusunda ise şüpheleri olduğunu ifade etti. Sosyal Güvenlik İdaresi'nin verilerine göre, ABD'de 85 yaşındaki bir erkeğin bir yıl içinde ölme ihtimali %10 olarak öngörülüyor. Ancak bu tür genel tahminler, bireyler için geçerli olmayabilir.
Uygulamanın yaklaşımı, akademik ve ekonomik çevrelerde de ilgi uyandırdı. Geçtiğimiz aylarda Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu, ölümlülük ve bunun ekonomik etkileri üzerine iki makale yayınladı. Araştırmalar, yaşa dayalı politikaların artık geçerliliğini yitirdiğini savunuyor. Yapay zeka destekli tahminlerin, bireylerin gerçek yaşamsal işlevselliğini göz önünde bulundurması gerektiği belirtiliyor.
Yapay zeka ile yapılan bu tahminler, emeklilik fonları, hayat sigortası ve sosyal güvenlik programları gibi sistemleri de etkileyebilir. İnsanların beklenenden daha uzun yaşaması, bu fonların kurumasına neden olabilirken, daha kısa ömürler ise kaynakların israfına yol açabilir. Uzayan yaşam beklentileri, daha uzun emeklilik süreleri ve daha fazla tasarruf gerektirebilir. Eğer kişiselleştirilmiş veriler norm haline gelirse, yaşa dayalı yasal kriterlerin önemi azalabilir ve hükümetler, vergi sistemlerinden emeklilik planlarına kadar birçok konuda yeniden yapılandırma yapmak zorunda kalabilir.