Değerli İsmail Türk kardeşimizin telefonla görüşmemiz esnasında , Habererk'te yazar mısın teklifini hiç düşünmeden memnuniyetle kabul ettim.
Yazılı basındaki Yeniçağ'la birlikte gerçek ülkücü basının son kalesi olarak olağanüstü bir mücadele sergileyen Habererk ailesinin içinde bulunmak , Ülkücü Hareketin siyasal yapısını içinde bulunduğu zelil durumdan çıkarıp şairin dediği gibi "Onlar niçin fezada ben niçin çukurdayım" sorusuna cevap arayıp yukarılara zirveye taşıma mücadelesinin , DEĞİŞİMİN bayraktarlığını yapan kardeşlerimle birlikte ayni sitede yazmanın heyecanını taşıyarak yazılarıma başlıyorum.
Yazılarımda elimden geldiği kadarıyla 1965 yılında başlayan İstanbul Hukuk Ülkücü kuşağı günlerimden bugüne kadar yaşadığımız sosyal gerçekleri , mücadelelerimizi, çabalarımızı dönemlerinin pencerelerinden bakarak , içinde bulunduğumuz dönemlerin sosyo ekonomik durumlarını , sosyo kültürel yaşamlarını , fikir hareketlerini anlatmaya çalışırken o günlerde başlayan kutsal mücadelenin tarihi köklerine de ara ara inerek nerelerden nerelere geldiğimizi kutsal saydığımız idenin nihai hedeflerini de geleceğe atıfta bulunarak anlatmaya çalışırken asli gayemiz geçmiş mücadelelerin ışığında hareketimizin bu günkü yapısal çöküntüsünün analizlerini yapıp o çerçevede gereken ve Ülkücü Hareketin bir nevi kendini öze dönerek yenilemesi ve daha geniş kitlelere ulaşma hedefi olarak niteleyebileceğimiz DEĞİŞİM hareketinin hedefe bir an önce nasıl ne şekilde hangi şartlarda neler yaparak ulaşabileceğinin ana arterlerini çizmeye çalışırken bu uğraşımızda en büyük desteği ortak akıldan, ülkücü entellektüel birikimden, araştıran inceleyen okuyan ülkenin ve dünyanın sosyo ekonomik siyasal yapısındaki hızlı gelişmelere kafa yoran donanımlı kardeşlerimizden alacağımızı düşünüyoruz.
1965 İstanbul Hukuk Ülkücü Kuşağı ile başlayan mücadele yıllarımız derken lise ve ortaokul yıllarımızdaki ara ara elimize geçen ÖTÜKEN dergilerindeki ATSIZ yazı ve şiirlerinin yüreklerimize düşürdüğü aşkın büyüsünü unutmak mümkünmü ki !
Arif Nihat Asya'nın Bayrak şiirini bir bayram günü törende hıçkırarak okuduğum henüz çocuk yıllarımın heyecanını nasıl unutabilirim!
Geçmişin birikim ve tecrübelerini geleceğimizin yüce ideallerinin kılavuzu olarak kullanıp hedefleri zirveler de tutmak güzel bir şey, fakat geleceği yakalayabilmek için bu günü kurtarmak gerekir !
O halde , gerçek ülkücülerin bu gün için bir numaralı hedefi DEĞİŞİM HAREKETİNİN güçlenmesi , hedefe varmasının sağlanması hareketin geniş halk kitleleriyle buluşturulması için ortak akılla rasyonel çözüm yollarının araştırılması gerekir.
Bunu yaparken mutlaka halkla buluşabilecek yapıdaki dinamik yılmayan ülkücü entellektüel aydınları sahaya indirmemiz gerekecektir.
Halk halk halk ! Başka çözüm yok halkın nabzını tutacaksın, hemdert olacaksın ve ona anlayabileceği uslupla anlatacaksın çözüm yollarını !
Gelecek yazımızda yine bu minval üzere ama daha somut ve kişisel örneklerle meseleye açıklık getireceğiz.