Son bir kaç yılda çok önemli olaylara tanık olduk. Irak,Libya gibi devletler parçalandı,Suriye parçalanıyor. Yeni devletlerin temelleri atılıyor.Türkiye bu olayların bazılarının dolaylı, bazılarının direk içindeydi. Gönül sterdi ki bazı dersler çıkarılmış olsun. Gidişata bakıldığında hiç bir ders alınmadığı görülüyor.
Çözüm süreci başladığında yapmayın,etmeyin diye uyaran bir sürü insan oldu,hiç birini dinlemediler. Akil adamlar seçildiğinde bunların çoğunun kafasının arkasında PKK ile aynı çözüm biçimi var,kediye ciğer teslim etmeyin diye yazanlar oldu. Dönemin başbakanı bu uyarıları dikkate alacağına, onları seçmedim diye kıskanıyorlar dedi. Şimdi o akillerin bazıları -barış bildirisine -imza atarak PKK'ya çevrilen silahların susturulmasını istiyor. Gerekçe her zaman olduğu gibi insan hakları veya sivil ölümleri. Halbuki, PKK 40 yıldır sivil,çocuk,genç,yaşlı demeden öldürüyor, bu vatandaşların bir defa olsun PKK'ya dur diyecek bir sesi duyulmadı. Dün Barolar birliği başkanı Metin Feyzioğlu; o bildiriyi Kandil'e göndersinler diye çok doğru bir laf etti. Söz konusu sivil ölümleri ise muhatabın Türkiye Cumhuriyeti devleti değil,PKK'nın olması gerekir.
Hatalar bunlarla bitse iyi, Afrin'de bir savaş var, her partilisinden vatan çocukları koşarak gidiyor. Bu bir parti savaşı değil, seçim yatırımı da değil, o halde meydan meydan dolaşıp bunu bir reklam ve rant aracı yapmak niye? Bu çocuklar bir parti, bir siyasetçi kazansın diye orada şahadete koşmuyorlar, ülkemize, milletimize yönelik bir tehdidi bertaraf etmeye çalışıyorlar. Meseleyi partileştirmek bu mücadeleye verilebilecek en büyük zarardır. Kaldı ki hiç konuşmaması gereken birileri varsa o da bugün iktidarda bulunanlardır. Bugün Suriye meselesi bizi tehdit edecek bir noktaya gelmişse bunun sorumlusu iktidardır. 2011'de Suriye olayları başladığında da yazmıştık, bizim için en uygun çözüm her zaman Suriye'nin bütünlüğüdür. Suriye'nin parçalanması bir PKK devletine kapı aralanması demekti. Yedi yıl boyunca Suriye'yi parçalamak için uğraşanların şimdi Afrin'e giden askerlerimiz üzerinden kahramanlık yapmaya hakkı var mı? İktidarın bozduğunu asker kanıyla düzeltiyor.
Medya'ya bakıyorum herkes aynı şeyleri yazıyor, Afrin üzerinden iktidara oy taşımaya çalışıyorlar. Oysa bu ülkede bağımsız,tarafsız bir medya olsa önce Esat'a savaş ilan ederek Türkiye'nin güney sınırlarından merkezi yönetimin çekilmesine neden olan iktidarı sorgular.Düne kadar PYD'nin yaralıları Urfa'nın,Diyarbakır'ın Mardin'in hastanelerinde tedavi ediliyordu. Buna izin veren kimdi?
Dün yapılan hatalar bugün de devam ediyor. Afrin'in bir propaganda aracı haline getirilmesi savaşı bazılarının gözünde milli menfaatleri korumak için yapılan bir savaş olmaktan çıkarıp,iktidar savaşının bir parçası haline getirir. Bu da askerimize milletçe ve amasız verilmesi gereken desteği zayıflatır. Halbuki bunca yanlıştan, bunca hatadan ders alınması icap ederdi. Ama ders alınmadığı görülüyor. Ders alınsa güvenlik zirvesine,Türkiye'nin eyaletleşmesini isteyen Adnan Tanrıverdi gibi bir şahıs çağrılır mıydı? Bu hepimizin savaşıysa-ki öyledir- bu savaşı politik çıkarlarınıza alet etmekten vaz geçin. Sizin bozduğunuzu vatan çocukları kanları,canları ile düzeltiyor.Bu konuda en son konuşması gereken sizsiniz...