Eylül başı İstanbul - 2017
-Gereği düşüldü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, İstanbul ili Sultanbeyli ilçesinde bulunan heykeline zarar vermek suçundan Sanık O.Ç nun zaman makinesine bağlanarak, görünmez insan olarak Atatürk’ün olmadığı varsayılan 1922 li yıllara gönderilmesine, orada 15 gün tutularak günlük yaşamı gözlemlemesinin sağlanmasına , bunun ardından günümüze geri getirilmesine temyiz yolu kapalı olmak suretiyle oy birliğiyle karar verilmiştir…
…
Eylül ortası Smyrna (İzmir) - 1922
-Stelyo Perperoglo yarın yeni okuluna başlıyorsun, General Trikopis Anadolu Teknik Endüstri Meslek lisesi heyecanlı mısın bakayım ?
-Anne bari evdeyken bana gerçek ismimi söyle, Sami benim adım Sami. Hacı dedemin adı. Sami Berberoğlu.
-Ohi (Hayır) Stelyo ohi, ne zamanki Yunan Smyrna’ya çikti, adimiz da, dinimiz da değişti. Haydi birak şimdi bunlari, mis gibi keftedes yaptım, yaninda da caciki ve dolmadaki.
-Of anne off Yunan gibi kırık Türkçeyle konuşmana mı yanayım, kırk yıllık köfte, cacık ve dolmamızı ne hale getirdin ona mı üzüleyim şaşırdım.
-Vali Dimitros’un emridir. Savaşın ardindan herkes Ortodoks Yunan olmuştur. Mousaka da var.
-Ben musakka sevmem.
-Ohi Stelyo nimettir, sonra vaftiz baban Theodoros çok kızar, Aziz Yuhanna’nın gücüne gider.
-Hah kirvem Demirci Tahir Efem oldu vaftiz babam öyle mi ? Anne ne oldu bize, Türk’üz biz.
-Ohi vre Stelyo biz artık Yunaniz ve de Smyrna’da Büyük Yunanistan’in bir şehri.
-Allah’ım yok muydu bu necip milleti kurtaracak bir kahraman ?
-Mustafa Kemal Paşa, Anzavur ve adamları tarafından şehit edilmeseydi belki olurdu. Haydi sen birak bunlari da git kardeşin Konstantinayı çağır o mousaka çok sever.
-Ayliiin, Ayliiin sofra hazır kardeşim.
-Ohi Stelyo, ohi Aylin, onun adı Konstantina. Haydi bakalım oturun sofraya.
Çocuklar sofraya gelir. Anne avuç içlerini birleştirip sağ ve sol dirseğini masaya koyarak yüksek sesle duaya başlar :
-Yüce Tanrım, bize verdiğin nimetler için sana şükrediyoruz. Büyük Yunanistan’ı, kralımız Konstantin ve Başbakanımız Hacıanesti’yi koru. Amen
-Bismillah.
-Mama yarın çok güzel bir gün olacak.
-Nedendir Konstantina
-Öğretmenimiz Madam Franceska bize Paskalya çörekleri getirecek.
-La havle yarın Miraç Kandili be Aylin, irmik helvası kavurun, paskalya çöreği nereden çıktı ?
-Pazar günü kilise korosunda kızlarla Meryem Ana İlahisini çok güzel söylediğimiz için ödül veriyor bize.
-Elhamdülillaaah. Yemeğim bitti ben gidiyorum yoksa kafayı yiyeceğim.
-Ohi vre Stelyo, gitmek yok.
-Niye ?
-Papaz Efendi gelecek, okul öncesi kutsayacak sizi.
-Tövbeee, ana ne papazı, ne kutsaması.
-Adettir oğlum okul öncesi öğrencilerin kutsanması.
-Kim demiş ?
-Kara Cübbeli Alexis.
-Hay kabir azabı çekesice.
-Çekmez o
-Neden ?
-Ateşten koruyucu kefen satiyor, hepimiz aldik.
Bu esnada Smyrna’daki -pek çoğu Camiden dönüştürülmüş olan- tekmil kiliselerin çanları sanki hiç susmayacakmışçasına çalmaya başlar.
-Bu nedir, bu çanlar kimin için çalıyor şimdi, mübarek gün öncesi ?
-Yarın Hüsnüyadis Yortusudur vre Stelyo.
-Şu hain Hüsnüyadis mi ?
-Ohi Stelyo Hüsniyadis Yunan halkının dostu bir kahramandir.
……
Eylül sonu İstanbul - 2017…
1922 İzmir'inden dönen adam mahkemede hakime yalvarmaktadır :
-Ben ettim sen etme hakim beg, bırak beni bırak, yürüyerek, hatta koşarak Anıtkabir’e gideyim. Bu Büyük Milletin bağımsızlık ateşini yakan o büyük insanın ruhuna dua etmek, onun manevi huzurunda ondan milyon kere özür dilemek, günde beş vakit mübarek ezan-ı Muhammedi’yi dinlemek, saatlerce Türk’e has bu turkuaz semalarda nazlı nazlı dalgalanan ay yıldızlı şanlı al bayrağı izlemek istiyorum.
…
Bu toprakları Türk’e vatan yapan, düşmana aman vermeyen, boyun eğmeyen, devlet kuran cümle yiğitlerimizin ruhları şad olsun.
Büyük Türk Milleti onlara minnettardır…