Son günlerde Türkiye “Deizm” i konuşmaya başladı.
Avrupa ve Amerika’da geleneksel kilise ve öğretilerine inananların sayısı gün be gün azalırken deizm ve ateizmin yükselmekte olduğu uzun yıllardır bilinen bir gerçektir.
Peki ne oldu da ülkemizde düne kadar %95 ten fazla bir çoğunluğun adını bile duymadığı bir inanış gündemimize girdi ?
Amacımız goy goy değil tespit yapmak olduğundan lütfen kimse "Dış güçlerin planlı bir hareketi" mealinde cümleler kurmasın. Zira oralarda deizm, rasyonalizmle doğru orantılı bir yükseliş gösteriyor.
Bizde ise durum farklı.
Maalesef okudukları ve gördükleri ya da yaşamak mecburiyetinde kaldıkları arasındaki farkı görüp de bocalayan, zorlanan insanların bir isyanı, bir çıkış yolu olarak yükseliyor deizm.
Rasyonalizmle değil dinin ve dini kavramların hoyratça günlük siyasete malzeme yapılmasıyla, dinin her kapıyı açan bir anahtara evirilmeye çalışılmasıyla, toplantılarında “ahiret te ahiret” diyen yapıların dünyevi menfaatler için bin bir takla atmayı adet haline getirmeleriyle alakası var bu yükselişin.
Yeni nesil okuyor, yeni nesi sorguluyor, yeni nesil karşılaştırma yapıyor.
“Emanetleri ehline teslim ediniz” ayetine rağmen liyakatin devlet kadrolarında ikinci üçüncü plana atıldığını görerek sarsılıyor genç dimağlar.
Ülkemizi 15 Temmuz’a götüren “ne istedilerse verilen hain cemaat” tecrübesi hafızalarda tazeliğini korurken, başka cemaatlere hala yol verildiğini görüp şaşırıyor geleceğimizin teminatları.
Kutsal kitabımızın ilk emri “Oku” olmasına rağmen, “Allah aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır” ayetine rağmen hala düşünmeyi, araştırmayı, geliştirmeyi teşvik etmeyen eğitim sistemleri üzerinde karar kılındığını görünce dengeleri bozuluyor taze beyinlerin.
Elindeki Kur’anda “Dinde zorlama yoktur” cümlesini okuyup, gerçek hayatta din eğitimi verilen okullara gitmeye zorlanan, mahalle baskısı gören gençler semavi emirle, beşeri uygulama arasındaki farklılık arasında kalıp eziliyorlar.
Alınlarını secdeye götürmek için gittikleri Allah’ın mabedlerindeki partizan imamları görünce bocalıyorlar ?
Adaletin, ahlakın, doğruluğun, dürüstlüğün hakim olması gereken kurumlarda sırf belirli dini yapılara üyeler diye kayrılan, bir adım öne çıkan, yolları açılanlara şahit olunca ya mecburen o yapıya girip “mış gibi yapıyorlar” ya da din adına yapılan bu haksızlığa isyan ediyorlar.
Kutsal emanetten farksız korunması gereken gencecik kızlarımızın, delikanlılarımızın din eğitimi almak için gittikleri kurumlarda yaşadıkları taciz/tecavüz olaylarını görünce anlamlandıramıyorlar yaşanılanları.
“YAZAN” ile “YAŞANILAN” arasındaki uçurumdur deizmi devreye sokan…
İyi de ne yapalım yani, imama kızıp abdest mi bozalım ?
Hayır elbette bozmayalım.
Aldığınız bir elektronik aleti kullanma kılavuzunda yazanlara rağmen farklı ve yanlış kullanırsanız suç sizindir kılavuzun değil. Orada hep doğrular yazar.
İş ki uygulanabilsin.
Bu yüzden bugün bu ülkede deizm konuşulmaya başlandıysa bunun sorumlusu sizsiniz.
Hiç gözlerinizi kaçırarak bakmayın bana öyle.
Sizsiniz işte siz.
Siz kendinizi gayet iyi bilirsiniz.