AKP ve stratejik tuzaklar…
Mektup yazdım Hasan’a; ha Hasan’a ha sana misali.
Seçim yazısı yazarak herkesin yaptığını yapmak istemedim.
Terör ve komple teorileri üzerine bir yol çizmenin doğru olduğunu düşünürdüm.
Bu düşüncemden hala vazgeçmiş değilim.
Gelinen nokta tarihe not düşmemize açık kapı bıraktı.
Saray’ın stratejisi ve yapmak istedikleri.
Bilinenlerin yanında bininmeyenleri ekleyerek yorumu okuyana bırakalım.
Saray’ın kendine CHP adayını rakip seçmesi bilinen bir gerçek.
Sebep belli. CHP’nin kemikleşmiş olan oyunu kullanarak ikinci turda sağ ve muhafazakar oyları sandıkta toplayarak yeniden seçilmek.
Tek çaresi bu.
Zira ne AKP ne sayın Tayyip Erdoğan eskisi gibi değil.
Oy kaybını engelleyemiyor.
Meydanlar boş.
Heyecan, yerini, gitmesem başıma bir şey gelir mi?, diye düşünenlere bırakmış.
İnce bir hesap yapalım.
Tayyip Erdoğan’ın kemikleşmiş şahsi oyu %25
Parti oyu %15
MHP’den gelecek oy %4
Kararsızlardan gelecek oy %3
Toplam da %47
Millet ittifakının toplamda oyu % %41
HDP’nin oyu ise %9
Kararsızlar ise % 3
Kararsızların toplam oyu %6 görünse de bu oyun %2 si HDP’ye gider ve HDP %11 bandına gelir.
Kararsızların oyu %4 kalır.
Seçimi belirleyecek bu kararsızların oyu olacak.
Burada tahmini sona bırakarak daha ilginç bir konu üzerine yoğunlaşalım.
•••
Tarih 29 Mayıs 2018
İki ayrı kamuoyu yoklama sonucu.
Almanya’nın büyük bir fon yönetimi iki ciddi kuruluşa, iki araştırma yaptırdı.
Biri Fransa’dan diğeri İsviçre’den.
Birbirinden bağımsız iki kamuoyu yoklaması.
Çıkan oy oranı net %51,3
İlk turda olay noktalanıyor.
Kazanan kim Sayın Recep Tayyip Erdoğan…
Bunun yanında ABD kaynaklı yapılan kamuoyu yoklaması ise ikinci turda %60/65 bandında Recep Tayyip Erdoğan…
•••
Bu sonucun çıkmasının sebebi nedir?
Bunları incelemeye başlayalım.
CHP kendi içinde aday göstererek kendi oyuna talip olurken Saray’ın oyununa geldi.
CHP, AKP içerisinde bulunan kararsız oyları kendinde toplayacak ve kafa karıştıracak bir aday çıkaramadı.
Oysa İlhan Kesici biçilmiş kaftandı.
Yine sayın Muharrem İnce’nin yaptığı Pensilvanya atağı bu tutarsız oyların kemikleşmesine sebep oldu.
Algı yönetimi CHP’nin korktuğu, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacaklarını bildikleri için Muharrem İnce’yi aday göstermekle bir taşla iki kuş vurma yönündeydi ve bu tuttu.
Aslında olay bu mu , elbette değil. Kimse dillendirmiyor asıl sebebi.Bu satırlarda yazmanın bizim içinde bir anlamı yok. Yazmıyorum.
•••
Gelelim bilinmeyen Saray stratejisinin diğer koluna.
Tamamen İyi Parti ve Meral Akşener üzerine kurgulanan bir strateji ve arkasındaki korku.
Meral Akşener yok gösterilerek, sinir harbi içerisine çekilmek isteniyor.
Her ne kadar yayınlarda beni kaale almaması hiç önemli değil dese de danışmanları her kim ise bu etki onlarda ve sahada görünüyor.
Nedir görünen?
Tekrar…tekrar…tekrar.
Aynı konular aynı vurgular.
Her gidilen yerde iki cümle yeni söyleniyorsa ikiyüz cümle tekrara kaçıyor.
Bu ne demek?
Bu danışmanların iyi bir projeksiyon ortaya koyamaması demek.
Üretememesi demek.
Yeni şeylere itibar etmemesi demek.
Ne düşünüyorlar?
Madem bizi medya gündeme oturtmuyor öyle ise her gittiğimiz yerde tekrarı ön plana çıkaralım.
Ben tüm konuşmaları sosyal medyadan izleyen biriyim. Bu dinlemelerimin birinde eşimin yaklaşımı ilginç oldu. “Meral Akşener hanımefendiyi dinlerken hep aynı konuşmayı mı dinliyorsun ?” dedi.
Gelelim Saray’ın Meral Akşener stratejisinde olmamasını istedikleri önemli vurgunun iki unsuruna.
Kuvâ-yi Milliye ruhu.
Ana unsur.
Yan unsurlar;
Bir, Halide Edip Adıvar hareketinin yeniden yaşanmasından ürküyorlar.
İki, Mustafa Kemal Atatürk sevdasının kürsüye taşınmasından korkuyorlar.
Kadınların öncülüğünü çektiği harekat.
Şimdi sesli düşünelim.
İzmir
İstanbul
Bursa
Ankara…bu şehirlerde yalnız kadınların ağırlık bulduğu bir miting sosyal demokratlardan ne oy getirir.
Kürsüde Atatürk’ün Gençliğe Hitabı...
“Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir”.
Diye başlayarak.
“Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti'ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur”.
Diye bitirmek.
Dip dalgayı artçı dalgalar ile kuvvetlendirmek.
Soruyorum kaç oy kazandırır?
•••
AKP kendi içinde soru işaretleri dolu bir potansiyel oldu. Bu soru işaretlerini onlu rakamlara çıkaracak stratejiler. Yorgunluğun,yolsuzluğun,yandaşlığının vurgulandığı ve 16 senede oluşturulamayan güvenin oluşturulacağı vurgusunun hiciv sanatına dönüştürülerek cevaplar verildiği bir miting alanı.
Türk Bayrakları ve Atatürk posterleri ile Tam Bağımsız Türkiye vurgusu.
Rakibe cevap verecek ve sinirlerini yıpratacak planlı konuşmalar.
Sayın danışmanların dikkatine!
Mektup yazdım Hasan’a; ha Hasan’a ha sana misali.
Gelelim oy oran analizine.
İyi partinin oy oranı;
Meral Akşehir’in taban oyu %11
MHP den gelen oy %6
Kazanılan oy %4
Yani toplamda %21
Muharrem İnce %22 küsurları ile beraber arada 1,75 gibi bir oy oranı var.
Durum böyle devam eder ise ikinci turda Muharrem ince %35/40 arası bir oy ile kaybeder.
Lakin Meral Akşener ve ekibi son düzlükte yeni bir heyecan, yeni bir strateji ortaya koyabilirse ikinci tura %25 ile kalabilir.
İkinci turda yapacağı hamleler önemli.
AKP içindeki muhafazakar oylara ve bunun karşısında sosyal demokrat oylara talip olacaktır.
Yani taban oy %25
CHP den gelen oy %19
MHP den gelecek oy %3
Kararsız oylardan gelen %3
AKP İçinden gelecek oy % 5
Toplamda %55
Matematiksel hesap bu,yani Meral Akşener seçilmek istiyorsa kesin bir U dönüşü ile yeni bir strateji belirleyerek ikinci tura %25 bandında girmesi gerek.
Yoksa bütün yollar Sayın Tayyip Erdoğan’a çıkıyor.
•••
AKP ve Erdoğan yorgunluğun ve 16 senenin verdiği tükenmişlik ile son kozlarını sahaya yansıtıyorlar.
Eğer bu seçimde kazanırsa parlementer sistem ve demokratik mücadele son bulur ve hanedanlık başlar. Türkiye ABD’nin ve NATO’nun istediği kıvama gelir. Federasyon tartışmaları ile Türkiye’nin bölünme ve müdahale devrini yaşamadı sağlanır.
İç savaş çıkartırlarsa müdahale kapısı aralanır.
Yakalanan dip dalgası oya dönüştürülmeli ve deprem etkisi ile AKP yıkılmalıdır.
Türkiye’nin kurtuluş reçetesi bu yöndedir
Ben Türkiye sevdası ile duyumlarımı ve öngörülerimi sizler ile paylaşarak tarihe karşı sorumluluğumu yerine getirdim.
Başka Türkiye yok.
Türkiye sevdası ile yola devam.
