Hamas'ın siyasi büro başkanının öldürülmesinin ardından İran ve Hizbullah, İsrail'e saldırı başlatma tehdidinde bulunarak gerilimin artmasına neden oldu. Bu gelişmeler, çatışmanın genişlemesi ve Gazze'deki savaşın bölgesel bir savaşa dönüşmesi riskini beraberinde getirdi. İsmail Haniyeh'in öldürülmesinin yanı sıra, birkaç gün önce Beyrut'un güney banliyösünde Hizbullah'ın önde gelen askeri komutanı Fouad Shukr'ın da İsrail baskınında hayatını kaybetmesi gerilimi daha da tırmandırdı.
İran'ın ve Hizbullah'ın İsrail'e tepkisinin neden geciktiği konusunda çeşitli görüşler bulunuyor. Al-Hurra'ya konuşan analistler ve uzmanlar, bazılarınca gecikmenin “güçlü bir hazırlık” sürecinden kaynaklandığı belirtilirken, diğerleri ise perde arkasında "resmi grevler" başlatma ihtimalinin yanı sıra "karşı tepki korkusu" nedeniyle bu gecikmenin yaşandığını ifade ediyor.
Hamas ve İran, İsrail'i Haniyeh'i öldürmekle suçladı ve yanıt vereceklerini açıkladı. Ancak İsrail, bu suçlamaları ne doğruladı ne de reddetti.
"Tereddüt mü, yoksa zaman çizelgesini oynamak mı?"
Nisan ayında İran, İsrail'e kendi topraklarından ilk doğrudan askeri saldırıyı başlattı. Bu saldırı sonrası Devrim Muhafızları, Şam'daki İran büyükelçiliğini hedef alan bir baskına yanıt olarak insansız hava araçları ve füzelerle bir baraj başlattı. Amerikan kuvvetleri, İsrail’in İran saldırısına karşı korunmasına büyük katkı sağladı.
İsrailli askeri ve stratejik uzman Albay Moshe Elad, İran'ın İsrail'e saldırma konusunda "tereddütlü" olduğuna inanıyor. Elad, İran’ın, İsrail’in karşı tepkisinin ne olabileceğini dikkate alarak bu saldırılardan kaçınmak istediğini belirtiyor. Eğer İran ve müttefikleri bir saldırı başlatırsa, Elad'a göre bu, "İsrail’in Amerika, Avrupa ve Arap koalisyonu ile işbirliği içinde vereceği bir yanıtla" karşılanacak.
Ancak İranlı strateji uzmanı Saeed Shawwardi, İran’ın gecikmiş tepkisinin ABD ile "tereddüt" veya koordinasyon ile ilgili olduğunu reddediyor. Shawwardi, zaman faktörünün İran’ın lehine olduğunu ve bu nedenle İran’ın tepkisinin uygun zaman ve yerde geleceğini belirtiyor. Shawwardi'ye göre, İran, zaman çizelgesini kendi askeri planlarına ve müttefiklerinin planlarına göre ayarlayarak, tepkinin etkili ve hedeflerine ulaşacak şekilde olmasını sağlamaya çalışıyor.
İran'ın Karşı Karşıya Olduğu Bir İkilem mi?
İran ve müttefiki Hizbullah, İsmail Haniyeh ve Fouad Shukr'ın öldürülmesinin "intikamını" alacaklarını belirtti ve İsrail ile ABD, İran'ın beklenen tepkisine hazırlık yapıyor.
Orta Doğu ilişkileri araştırmacısı Fadi Eid, İran'ın tepkisinin "gecikmediğine" inansa da, İran’ın tepki verme yolları konusunda bir "ikilemle" karşı karşıya olduğunu belirtiyor. Eid, İran'ın bir "karşı yanıt" durumunda, Körfez Bölgesi ve Azerbaycan'daki Amerikan ve İsrail askeri üslerinin varlığına dikkat çekiyor.
Eid, eğer İran İsrail'e Hizbullah aracılığıyla yakın bir şekilde karşı koyarsa, İsrail'in Amerikan müttefikleriyle birlikte, dünyadaki en son hava savunma sistemleriyle donatılmış 15'ten fazla askeri üs aracılığıyla yanıt verebileceğini vurguluyor. Son birkaç gün içinde ABD askeri varlıklarının bölgeye yayılması ve yeni konuşlandırmalar yapılması ihtimali de söz konusu.
Direniş ekseninin başı dertte mi?
Tahran'ın desteklediği gruplar, Gazze'de Hamas ve İslami Cihad'ı, Lübnan'da Hizbullah'ı, Yemen'de Husileri ve Irak ile Suriye'deki çeşitli silahlı grupları içeren "Direniş Ekseni"ni oluşturuyor. Bu eksen, İran'ın ön savunma hattı olarak işlev görüyor ve İran'ın bölgedeki nüfuzunu genişletmek için kullanılıyor.
Londra'daki Orta Doğu Forumu'nda araştırmacı Ahmed Atta, İran ve müttefiklerinin "başının belada" olduğunu belirtiyor. Atta, İran'ın tepkisinin gecikmesinin nedeninin İran ve müttefiklerinin "dengesizlik içinde" olması olduğunu ifade ediyor. Şu anda "güçlü ve hızlı bir yanıt" veremediklerini vurguluyor.
Buna rağmen, Atta, İran ve Direniş Ekseni'nin İsrail'e karşı "resmi saldırılar" başlatmayacağını, ancak "beklenen tepkileri" uygulamak için Rusya ve Çin ile gizlice "lojistik destek" için koordine olduklarını düşünüyor.
Rus Interfax haber ajansı, Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Sergei Shoigu'nun, İran Cumhurbaşkanı Masoud Pezeshkian da dahil olmak üzere İran'daki üst düzey liderlerle görüşmek üzere Tahran'a geldiğini bildirdi. Ajans, Shoigu ve Pezeshkian'ın bölgesel ve küresel güvenlik durumunu ele alacaklarını da duyurdu.
Yıldırım Çarpması mı Uzun Savaş mı?
Pazartesi günü İran Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami, İsrail'in "uygun zamanda cezalandırılacağını" duyurdu. Bu açıklamalar, İran'ın İsrail'e karşı olası bir yanıtının zamanını ve biçimini merak konusu haline getiriyor.
İranlı stratejik uzman Saeed Shawwardi, İran'ın tepkisinin gecikmesinin, İsrail üzerindeki baskının askeri, güvenlik, ekonomik ve siyasi açıdan arttığı ve İsrail'i yıpratıcı bir durumda bıraktığını öne sürdü. Shawwardi, İran'ın "savaşın birkaç gün veya hafta sürebileceğini dikkate alarak bölgesel müttefikleriyle koordinasyon kurması, füzeleri taşıması ve fırlatma platformlarını hazırlaması" gerektiğini belirtti. Ayrıca, İran'ın iç evini düzene sokması ve sokağı İsrail'e karşı güçlendirmesi gerektiğini ifade etti.
Ahmed Atta, İran'ın ani ve odaklanmış bir saldırı başlatmasını bekliyor. Atta, İran'ın İsrail hükümetini "utandırmak" ve iç bölgeleri hedef almak amacıyla intihar operasyonları ve doğrudan askeri müdahaleler düzenleyebileceğini öne sürdü. Ayrıca, İran'ın bölgedeki diğer ülkeleri de kapsayan kapsamlı bir savaşa girme riskine dikkat çekti.
ABD Savunma Bakanlığı, bölgeye ilave savaş uçakları ve Donanma savaş gemileri konuşlandıracağını duyurdu. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Danışman Yardımcısı Jonathan Viner, ABD ve İsrail'in her türlü olasılığa hazırlıklı olduğunu belirtti ve bölgedeki gerilimi azaltma amacıyla adımlar atıldığını ifade etti.