Büyüme kızım!
Bu ülkede büyüdükçe itileceksin.
Sakın büyüme küçüğüm, sen daha doğduğun gün "eksik etek" ilan edildin bu ülkede ve büyüdükçe eksileceksin.
Senin yaşam hakkın, soy adını taşıdığın adamların "kırmızı çizgileri" kadardır kızım. Senin kırmızı çizgilerin ise, içinde tutunduğun kadar.
Sakın ola ki düşündüğünü konuşma kızım. Çünkü sen; konuşunca uçkur düşer buralarda ki "erkeklerin" aklına. Beyinlerin kazandığı zaferleri, Arap yarımadasında ki haremlerde unutmuştur onlar.
Büyüme kızım! Önce baban lütfedip vermiştir soy adını sana ve sen, ‘’babanın başını yere eğdirmemek" için programlanırsın bu ülkede. Bizim buralarda, gelin giden kızın babası ‘’ben başımdan savdım şükür’’ deyip, koç bile devirir mesela.
"Sonra, kocan olur. Sen düşünürsen kocan, hocan olur. Bizim burada ki hocalar; dövme, sövme, öldürme ve kullanım haklarını saklı tutarlar. Bu hakların ihtiyaç haline gelişi onların inisiyatifindedir. Kabına göre şekil almalısın kızım, sen asla şekline saygı bekleyemezsin buralarda."
Hele Türk Milliyetçisi olmak daha zordur kızım.
Başını örtülüyken konuşursan, ‘’başındakinden utan’’ derler.
Başın açıkken konuşursan, ‘’ yollu bu’’ derler.
Türkiye olup konuşursan, ağabeylerin ‘’elinin hamurunu’’ sorarlar.
Evli olursan, ‘’Allah kocasına yardım etsin’’ deyip, kocana nasihat ederler. Eli tespihli, göbeği şişkin takım elbiseliler ve onların neslini sürdürmeye and içmiş tazeler, kocanın şerefini kurtarmak adına kadınlara taş çıkartırlar dedikoduda. Korkudan, erkek olup susturmaya bile kalkamaz kocan. Dar günün dostu hatun, şerefli sayılan şerefsizlere kurban edilir acımasızca.
Dul olursan kaybedecek bir şeyin yoktur. Akıllarıyla memleketin anasını ağlatan adamlara göre siyasi basamağın bellidir.
Diyelim ki hepsini atlattın. Kocan ve baban da dahil olmak üzere, şerefini ve namusunu kimseye ispat etmek zorunda olmadığını kabullendirdin.
Amaaaaa ! Siyasete dair fikirlerini söylemeyi başardığın an, bu defa yine ya gayri ahlaki fısıltılar yayılır etrafta ya da nerede bir terörist oluşum var oraya yamamaya çalışırlar. Sen tek başına düşünemezsin onlara göre kızım, artık eteğin kadar aklında kısadır senin. Aklın ermez mesela, ‘’haydi kızlar okula’’ diyen erkeklerin ‘’haydi kızlar yatağa’’ diyen erkeklere nasıl dönüştüğüne. Sen illa ki yanlış düşünürsün kızım, çünkü onlara göre sen, durmadan salladığın o kuyrukla doğmuşsundur (!)
İdealist olmak kadın işi değildir bu ülkede. Ülkene aşıksan, bir fikrin varsa, oy vermekten öteye gitmeye yeltenirsen, memleketi bölenlere karşı ''sizinleyim beraber mücadele edelim'' filan dersen dedikodunu yayarken Allahtan korkmayanlar, hemen İslam'ı girdirirler devreye. Tek başına düşmana hücum eden Nene Hatun’u övenler, onun torununu Hadislerle yererler.
Sorsan bilmezler o hadis-i şeriflerin ne üzerine söylendiğini ve hatta sorsan kadına dair bildikleri hadis sayısı kadar bile yoktur, Cuma namazına gitmişlikleri.
Amaaaa Türk-İslam neferidir hepsi (!)
*Tıkanan lavaboları açabiliyor, evde ki ağır eşyaları erkeğinden yardım almadan taşıyabiliyor musun?
*Hem çocuk doğurup hem evini temizleyip, hem de maaş kartını kocana verebiliyor musun ?
*Akşamları yorgunluk ifadenden arınıp kocanın ayaklarını bile yıkayacak kadar Müslüman (!) mısın ?
*Doğurgan mısın?
*Elin hem kalem, hem ütü, hem para, hem de tornavida tutuyor mu ?
*Erkeğini de elinde(!) tutabiliyor musun ?
Haaahhh işte tamamsın. Yalnız o zaman da kadın olmazsın. Aslanım olursun, erkek gibi olursun, delikanlı olursun ama asla kadın olamazsın küçüğüm.
Velhasıl bu yazıyı bile erkeklik edip okumayanların ülkesidir bu ülke kızım.
Yada sen beni boş ver, büyüdükçe tamamlanan, tamamlandıkça koş kızım. Bu ülke topuklu ayakkabılardan korkanlara inat, korkusuzca savaşan, savaştıkça güçlenen Kadınların da ülkesidir.
Ve savaşırken unutma kızım!
Onlar Osmanlının haremine özenenlerin torunu sen ise ATATÜRK’ün emanetçisisin. Onlar saltanatlarını kaybetme korkusuyla savaşan korkaklar ordusu, sen ise ‘’DİK BAŞLI DEĞİL BAŞI DİK ANADOLU EVLADISIN.’’