Sayın Cumhurbaşkanım…
Ertuğrul Gazi bey ile Kayı’nın, Osman Gazi bey ile Edebalı’nın, Fatih Sultan Mehmet Han ile İstanbul’un, Süleyman ile Sinan’ın, Ayasofya ile Sultanahmet’in, Hızır ile İlyas’ın, Muhacir ile (Eyüp Sultan) Ensar’ın (Ak Şemseddin), Mevlana ile Tebrizli Şemsin, Toprak ile Suyun, Yağmur ile Bulutun, Arı ile Peteğin vuslatının gerçekleştiği, neşv –ü nema bulduğu ecdat yadigarı bu mübarek topraklar bugün tarihinin İkinci Kırılma dönemini, "İkinci Fetret Devri"ni yaşamaktadır.
Cennet mekan Yıldırım Bayazıd hanın, 1402'de Ankara Savaşı'nda, Timur'a yenilip esir düşmesi sonucu ortaya çıkan, 1402'den 1413'e kadar süren ve 1413 yılında I. Mehmet Han (Çelebi Mehmet) tarafından sona erdirilerek, Ertuğrul Gazi bey oğullarının (Osman Oğulları) yeniden tarih sahnesine çıkarak NİZAM-I ALEM (İ'LAY-I KELİMETULLAH) davasını bir kez daha ihya etmeye başladıkları dönem öncesi… “1 nci Fetret Dönemi”
Bugün… Türkiye'nin milli - üniter devlet yapısı, tekil ve yekpare ulus devlet konumu Amerikan emperyalizmi ve onun büyütüp besleyerek, yönlendirip yüreklendirdiği, önüne yol haritaları koyup, yeni strateji ve konseptler belirlediği ayrılıkçı - bölücü “belhum edal”ler ordusu PKK Terör örgütü, DAEŞ ve FETÖ tarafından derin bir tehdit altında olup bu siyasal – idari ve coğrafi türbülans aziz vatan topraklarında yaşamış olduğumuz “2 inci Fetret Dönemi”dir.
Şimdiler Şeytan hempası katiller ordusu PKK Terör örgütü… DAEŞ ve FETÖ; ABD başta olmak üzere İsrail, Almanya, İngiltere ve Fransa adına vekalet savaşları vererek ülkemizi bölüp, parçalayıp, yıkmak amacıyla mübarek ülkemizin bir kutlu bölgesinde Asker – Polis, Türk – Kürt, Çoluk – Çocuk, Kadın – Erkek, Yaşlı – Genç demeden öldürmekte. Tabiat ve Kültür Varlıkları ile cami, mabet ve okulları bombalayarak viraneye döndürmektedir.
SAYIN CUMHURBAŞKANIM…
Bugün bir tarafta vatanını, milletini, ırzını, namusunu, bayrağını, toprağını, dinini, Kuranını canı pahasına korumaya çalışan MÜSLÜMAN TÜRK MİLLETİ diğer tarafta ise İblis’in ülkesel tecessümleri olan ABD ve İSRAİL’in patronajlığında ülkemize karşı “VEKALET SAVAŞLARI” veren “Neopagan PKK Terör Örgütü”… DAEŞ VE FETÖ
Bizim savaşımız, yukarı da yazmaya çalıştığım gibi güzel ülkemizin siyasal – idari, coğrafi ve dini değer ve sembollerine yönelik küresel ve dahili tasallutları ortadan kaldırmaya yönelik bir milli müdafaa savaşıdır. Ülkemiz varlık – beka veya olmak ya da olmamak noktasında “İkinci Fetret Dönemi” ni yaşarken, yine bu dönem nesil emniyetine yönelik derinlikli bir sosyal anomi – toplumsal çılgınlık hali zuhur etmiştir.
Bu gün güzel ülkemizin can, mal, akıl, nesil ve din emniyeti yani toplumun en temel, en yaşamsal dinamikleri, Yeminli Türkiye Düşmanları tarafından yapılan nokta operasyonları sonucu derin bir tehdit altındadır.
Nesil Emniyetinin ortadan kaldırılmasına yönelik en büyük tehdit her şeyi para ya da madde ile ölçüp biçen, şehvetlerinin esiri sapkın bu azgın bir güruhtan gelmektedir. Bu paraya, maddeye, dünyaya ve şehvete tapan sapkın güruhun ideal ve amaçları bu milletin tamamını kendilerine benzetmektir.
Bu bağlam da, Türkiye'nin ahlakını, erdemini, iffetini, ar'ını, namusunu, edep ve hayasını, nesep ve nesil emniyetini bozma, yerle yeksan etme, dinamitleme ve köküne kibrit suyu dökme noktasında çok güçlü bir biçimde yemin etmiş olan şeytanın askerleri bir avuç Yeminli Türkiye Düşmanları televizyon dizi ve yarışma programları ile hedeflerini tam 12 den vurmuş, vurmaya ve bu yönde nokta atışlarına da kararlı bir biçimde devam etmektedirler.
Bir televizyon kanalında sireten insan görünümlü iki ayaklı bir “belhum edal”… "Ben Bilmem Eşim Bilir" diye bir yarışma programı düzenliyor ve sunuculuğunu yapıyor. Bu yarışma programının bir bölümünde… yarışma da rakseden dansöz'e, yarışmaya katılan kadınların eşleri tarafından 90 saniye içerisinde kaç adet para takabileceğinin tahmini istenmiş ve erkek yarışmacılar ringe sırayla çıkarak, dans eden ve ringde kaçmaya çalışan dansözün göğüslerine, iç çamaşırlarına, kalçalarına ve sırtına kahkaha tufanı ve alkış yağmuru altında para yapıştırmaya çalışıyor..!
Aynı yarışmanın bir başka bölümünde ise bayalığın ve müptezelliğin de fevkinde görüntülere tanık olunmuş, yarışmacı eşini gaza getirmek isteyen genç kadın 'Beni başkasıyla düşün'... ' "Beni başkasıyla düşün, hadi aşkım"... 'Beni başkasıyla düşün' şeklinde yarışmacı kocasına tezahürat da bulunarak amigoluk yapıyordu..!
Yine aynı yarışma programında sunucu, yarışmacı kadına … eşini nasıl tanıdın diye soruyor, kadın cevap veriyor… eşim samimi bir kız arkadaşımın nişanlısıydı kandırdım ben kaptım..!” ve bir alkış ve bir kahkaha tufanı daha… Milletin, "Nesil Emniyeti"ni ve "Aile Yapısı"nı bozmak için… Big Brother, Kiralık Aşk, Paramparça, Evleneceksen Gel, İlker Ayrık İle 1-0, Ben Bilmem Eşim Bilir, Muhteşem Yüzyıl, Aşk-ı Memnu, Yaprak Dökümü, Öyle Bir Geçer Zaman ki, Ezel, Kuzey Güney, İffet, Uçurum, Kurtlar Vadisi ve...
... daha pek çok dizilerde şiddet, tecavüz, gayri meşru beraberliklere meşruiyet kazandırılmaktadır. Aile içi iğrenç, sapkın ilişkiler ve pornografi sınırlarını zorlayan envai türlü çarpıklıklar 36 kısım, tekmili birden, renkli Türkçe, sinemaskop olarak ful-time yayınlanmaktadır! Bu diziler ve yarışma programları 7 gün 24 saat zihinlere ilmik ilmik enjekte edilmekte modernlik, özgürlük ve çağdaşlık adı altında hastalıklı kafalar tarafından normalize edilmektedir.
SAYIN CUMHURBAŞKANIM…
Bu operasyonlarda da “Türkiye Laboratuvar Türk Milleti Denek” olarak kullanılmaktadır.
Bu noktada toplumun tercih ve yaşantısına, istek ve taleplerine baktığımızda plan, strateji ve hedefleri önceden tasarlanarak uygulamaya konulan bu operasyonun ne yazık ki başarıyla sürdürüldüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz! Bu derin operasyonlar öncelikli olarak Türk Aile yapısını kendisine hedef olarak seçmiş ve nokta atışlarıyla da bu kutsal yapıyı derin bir biçimde çürütmüştür.
Yerleşik ahlaki, imani ve manevi paradigmaların yerle yeksan olarak, radikal bir değişime uğraması, yerine batının sapkın yaşam anlayış, felsefe ve hayat tarzlarının ikame edilmesi, ahlak, erdem, namus, iffet, edep ve evlilik kurumunun geri kalmış milletlerin arkaik değerleri olarak kabul edilmiştir.
Bu nokta da boşanmaların çığ gibi büyüyerek (TÜİK 2015 Yılı - 131 bin aile boşandı) nesil emniyetini tsunami gibi vurması ve vurmaya artarak devam etmesi, her şeyin madde boyutunun ön plana çıkartılması, insanların sadece nefsi, şehevi arzularının esiri olup hayvanlar gibi hodgamca ve hodbince yaşayarak Türkiye'yi sapkın “Pompei Şehri”ne döndürmüşlerdir.
Şanı yüce olan, yerlerin ve göklerin bu ikisi arasındakilerin tamamının, iki doğunun ve iki batının sahibi, kadir –i mutlak ve la yüs’el olan Mevla Teala hazretleri sizi, bu milleti vesile kılarak başımıza Emir'el Müminin olarak görevlendirmiştir. Şimdi milletçe sizden yerle yeksan edilmeye çalışılan “NESİL EMNİYETİ’nin yeniden ihyası için…
...bu ülkenin Üniversitelerini, Yerel Yönetimlerini, STK’larını, Meslek Odalarını, Dernek ve Vakıflarını, Mülki Amirlerini, Emniyet Birimlerini, Gazete ve Televizyonlarını, TBMM’yi ve Milletin kendisini en güçlü bir şekil de harekete geçirmenizi ve ülke genelinde “NESİL EMNİYETİNİN İHYASI” noktasında mili bir seferberlik ilan etmenizi istirham ediyoruz.
SAYIN CUMHURBAŞKANIM…
Umarız… “Emr-i bil maruf Nehy-i anil münker” noktasında ki bu yazımız en kalbi, en hasbi, en naif, en masumane ve müşahhas hali ile şahsınız da tecessüm eder.
NOT...... SAYIN CUMHURBAŞKANIM…
"TÜRKİYE = SAYIN CUMHURBAŞKANI" MONARŞİZMİNE KARŞIYIM. BU BAĞLAM DA "NİSAN" AYINDA YAPILACAK OLAN REFERANDUM DA TERCİH HAKKIMI "HAYIR " OLARAK KULLANACAĞIM.