*Ülkemizde değişmesi gereken belediyecilik profili 2017 yılında ülkenin ekonomik göstergelerinin iyiye gitmediği gözle görülür gizlenemeyen bir gerçek. Artık bu sorunu ekonomiyi yöneten yetkililerin ağzından da , gelen zamlardan da anlamaya başladık. Ülkede resmen 90’lı yılların zam furyası başladı. Benzin 5.tl yi geçti. Maliye bakanı Mehmet Şimşek ülkenin 2017 bütçe açığının beklenenin üzerinde olduğu ülkenin 2018 yılında 134 milyar tl iç 6.5 milyar tl dış borç alacağını söyledi. Diğer bir söyleminde toplanan verginin giderleri karşılamaya yetmediği ya zam yapılacağını ya da borç alınacağını söyledi. Ekonomik durgunluğa bağlı olarak genç işsiz oranı %20’leri aşmış durumda.

*Bu ekonomik buhran ve işsizlik toplumdaki huzursuzluğu en çok tetikleyen unsur. Yapılan anketler Türk halkının en büyük sorunun ekonomi ve geçim sıkıntısı olduğunu gösteriyor.

*Bu genel değerlendirmemizin gösterdiği gibi bu kadar sıkıntı varken vatandaşın canını belki de en çok sıkan konuların başında devlet eli ile yapılan israflar dikkat çekiyor. Alınan sıfır arabalar,makam arabalarının çokluğu,tartışmaları bitmeyen Saray’ın masrafları, belediyelerin akıl almaz kaynak israfı her Türk vatandaşını üzüyor, geçim kaygısı yaşayan insanları sinirlendiriyor.

*Yüce dinimiz de israfın ne kadar kötü bir şey olduğunu bilen bir toplum olarak yöneticilerin hala kendi şahsi Emel’leri uğruna zaten Sınırlı olan kaynaklarımızı harcaması gelecek nesilleriniz adına kabul edilebilir bir durum değildir.

*Belediyeler bazında belki de israfa en güzel örnekti Melih Gökçek hiçbir anlamı olmayan trilyonluk garip dinozor ve robot heykellerinden tutunda her açılışı şova dönüştüren popüler medyatik tavrı hep kaynak israfı ile sonuçlandı ve bunlarında etkisi ile görevden alındı. Melih Gökçe’’in yerine gelen Sincan belediye başkanı Mustafa Tuna ise farklı bir profil. İsrafı sevmeyen açılışlara Konserlere harcamayan tüm Artan parayı okul yapımına harcayan borçsuz idealist bir tasarrufçu(.8 kasım2017 tarihinde Yavuz Donat sabah gazetesinde bahsetmiş Mustafa Tuna’dan ) O yüzden belki de Türkiye de yeni belediyecilik adına bir sinyaldi bu değişim.

*Devlet kaynaklarını israf edene tahammül Yok artık.şovmen değil sessiz tasarrufla iş yapan belediye başkanları dönemi geliyor.

*Benzer bir problemi de geçen hafta Manisa büyük şehir belediye başkan Cengiz Ergün’ün koordine ettiği dört ilçede Devlet Bahçelinin katıldığı toplu açılış törenleri vardı. Resmen öyle bir israf vardı ki Cengiz Ergün yeni Melih Gökçek mi oluyor sorularını akla getirdi.

*Maalesef bu açılışları da aynı Melih Gökçek modeli şova dönüştüren, Cengiz Ergün her ilçede büyük yekün tutacak hazırlıklar yapmış.her açılış öncesi belli ki; amaç insanları meydana toplamak olan sanatçı konserleri vardı. (sanatçılara rağmen Turgutlu’da devlet beyin konuşmasını dinleyen 2 bin kişi yoktu desem yeridir)

*Buradan ben sormak isterim. Cengiz Ergün’e kurulan platformlar, afişleri,sanatçı paraları ses ışık düzenleri havai fişekler Manisa’dan ilçelere sevk edilen iş makineleri tamamının masrafı devlet kasasından vatandaşın vergisinden çıkmıyor mu. En az 1.5 - 2 trilyonu bulan bir günlük bu genel masraflar ekonomik zorluk çeken vatandaşın parasını gereksiz harcanmak değil de nedir. Buradan Cengiz beyi 2017 yılı reklam harcamaları konusunda toplumu bilgilendirmeye davet ediyorum.

*Artık ülke popülist şovmen belediye başkanı istemiyor bu durumdan sıkılıyor. Bir günde havaya uçan bu para ile Manisa’ya bir kalıcı okul yapılsa idi vatana millete daha faydalı olmaz mı idi.?!

*Bu ülkeyi kuran insanların vizyonu budur beyler.Bizler okurken bir kuruşunu dahi kitaba ayırmış Mustafa Kemal’in evlatlarıyız.Artık rant şov ekonomisini bırakıp bilgi ve üretim ekonomisine geçmemiz şart.

*İsraf ne Müslüman’a ne de Mustafa Kemal’in torunlarına yakışmaz hele ki de kriz döneminde!!

*Ülke genelinde ve Manisa’da belediyelerin 2017 yılında ki; konser faaliyetlerini bir masaya yatırsak inanın bana kaç tane okul kaç tene gariban aile bu harcanan paralardan faydalanır ben tahmin bile edemiyorum.

*Konserlere harcanan bu paralar yapımı devam eden başta yol çalışmaları olmak üzere yarım kalan veya yapımı devam eden işlere harcansa daha etik ve doğru olmaz mı?

*Neden dir bilinmez, bir çıkmaz da olan sadece sloganlaşmış hizmetler ve görseller ile büyükşehir belediyeleri ilçeleri ileriye götüreceğine iş bilmez umursamaz tavrıyla daha da geriye götürüyor.

Geçtiğimiz günlerde bir şiir okudum sanırım tamda bu yazıma uydu okuduğum bu kısa şiiri sizinle de paylaşmak istiyorum.

VAY HALIME VAY!

Yüreğinde sevgi olmayanın, Halkı insan yerine koymayanın, Helal et satmayanın…

Vay haline vay

Halkını dinlemeyen hükümetin, Bana ne diyen muhalefetin, Dağdaki ihanetin…

Vay haline vay

Hile bazın,cambazın Camide yatan yobazın Başımızdaki hokkabazın…

Vay haline vay

Köyde olan düzenbazın, Fabrikadaki gam bazın Okuldaki ganmazın…

Vay haline vay

Huzuru bozan eşin, Nankörün, Kalleşin Vatikan"daki ırkçı keşişin,

Vay haline vay

Söz dinlemeyen çocuğun, Başımızdaki yokluğun, Diyaframda sıkışan soluğun..

Vay haline vay

Yurdu satan sağcının, Rüşvet yiyen solcunun, Klavuzu karga olan yolcunun,

Vay haline vay.

Bu ilk yazımda sizlerle daha neşeli ve ümit veren bir yazı ile olmak isterdim ancak malumunuz olduğu üzere ülkemiz gündemi ekonomi ile yatıyor burhan ile kalkıyor. Bu nedenle bende görüşlerimi sizlere aktarmak bir nebzede olsa düşüncelerimi sizlere paylaşmak istedim.

Saygılarımla.