2024’ün 10 Kasım’ında Atamızın 86. Ölüm yıldönümünü andık. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu toprakları bizlere vatan yapan tüm emeği geçenleri, saygı, sevgi, şükran ve rahmetle anıyorum.
Bizim kültürümüzde, geçmişlerimizi iyilikle yad etmek vardır.
Bizim kültürümüzde, ölüye saygı, mezarlıklara Fatiha göndermek vardır.
Sn. Cumhurbaşkanı’nın Anıt Kabre gelişinde bazı bindirilmiş, özellikle getirilmiş bir kısım insan, Sn. Erdoğan lehine tezahürat yaptı.
Sorulduğunda da biz özel getirildik yanıtını verdiler.
Bunu yaptıran her kimse (Sn. Erdoğan’ın böyle olsun istemediği kanaatindeyim) ilk önce Sn. Cumhurbaşkanına iyilik yapmadıkları, bilakis yıprattıkları görülmektedir.
Bu slogan ve tezahüratlar, çok az bir kesimde karşılık bulurken, toplumun büyük bir kesiminde, “Böyle de olmaz, hiç hoş değil” tepkisine neden olmaktadır.
Sevgili okurlarım! Her şeyin normali, doğalı, içten olanı geçerlidir.
Sentetik ve zorlamayla yapılan her olay ve eylem, halkta karşılık bulmamaktadır.
Yıllarca Atatürk karşıtlığı yapanlar ne kazandıklarına ve ne kaybettiklerine bir baksınlar.
Atatürk’e hakaret edenlerin büyük çoğunluğu, akli dengesi yerinde değil raporu alarak suçtan yırtmaktalar. Demek ki Atatürk’e hakaret edenler akli dengesi bozuk, deli kişiler olmuyor mu?
Sevgi, saygı ve hürmetin içten ve doğal olanıdır geçerli olan.
Anıt Kabir yetkililerinin verdiği bilgiye göre, bu yıl 10 Kasım’da Atamızı, ülkenin her yerinden yaşlı genç olmak üzere: 1. 093.365 yazı ile Bir milyon doksan iki bin üç yüz altmış beş kişi ziyaret etmiş.
Bu önemli bir rakamdır. Her geçen gün de Atatürk sevgisi artmaktadır.
Buraya gelenlerin, burada yatandan mevki, makam, para, ihale, iş çıkar gibi hiçbir beklentisi yok.
Ata’yı ziyarete gelenler, birbirleriyle organize olarak veya birilerinin organizasyonuyla değil, kendi istek ve arzularıyla gönüllü olarak geliyorlar.
Burada yatanın "Buraya gelin, beni ziyaret edin" diye bir isteği, daveti ve talimatı da yok.
Buraya gelenler, her türlü yol, yemek gerekiyorsa konaklama giderlerini kendi ceplerinden karşılıyorlar.
Şu an hiçbir lider, hiçbir parti ya da sendika miting yapsa:1.092.365 kişiyi toplayamaz,
Yol paraları, kumanyaları. ceb harçlıkları da verilse hatta işverenler işçisini, okul müdürleri öğrencilerini toplasa, hükümet katılacaksınız diye çalışanları tehdit etse dahi böyle bir toplama yapamaz.
Padişahların “Kullarım” diye hitap ettiği bu asil millete, “Efendiler” diye hitap eden Atalarına olan içten ve samimi sevginin bir ifadesidir.
Sanırım hata ve yanlış görülmüş olacak ki, “İki ayyaş” söyleminden, “gazi bir 10 yıl daha yaşasaydı şimdi bambaşka bir Türkiye olacaktı” gerçeğine ulaşmış bulunmaktayız.
Doğru olanda buydu. Halkla inatlaşmak, halka rağmen iktidar olmak olası değildir.
Rahmetli Kazım Karabekir Paşa’nın, “ Tarikat ve cemaatler, dış güçlerin içimizdeki ileri karakollarıdır” tespitini yaptığı, cahillerin yönettiği bu kurumların, Atatürk düşmanlığını anlamak olasıdır.
Gel gör ki, yüreği vatan sevgisiyle çarpan asil Türk insanının bu aşağılıkların sözlerine kanarak Atatürk düşmanlığını yapmaların anlamakta güçlük çekiyorum.
Bu toprakları biz vatan yapan, cumhuriyeti kuran erinden subayına başta Atatürk olmak üzere emeği geçen, kanını ve canını veren herkese teşekkür ediyorum.
Mekanları cennet olsun.
Eğitimci-Yazar