Bir karar vermeliyiz.

Toplumumuzun bir kısmı Türkiye’yi bir dünya liderinin yönettiğini düşünüyor.

Haklı olup olmadıklarını anlamaya çalışalım , olmuşlara bir bakalım.

Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan ‘ın 12 milyar dolar karşılığında Kıbrıs Rum kesimini tanıması , Rum kesiminde büyükelçilik açması ve Türkiye’nin Kıbrıs’ta işgalci olduğunu kabul etmesi KKTC başbakanı Ersin Tatar’dan başka kimse tarafından dile getirilmedi.

Türkiye’yi yöneten iktidar ve yancısının bu konuda sesi çıkmadı .

Türk devletleri teşkilatı ortak alfabe , ortak savunma ve ortak ekonomik iş birliklerini konuşurken çok kısa zamanda bu gerilemenin bir izahını bulmalı ve Türk devletlerini peşinen suçlamadan acil eylem planına geçilmesi gerekmektedir.

Türkiye bu kopuşa tepkisiz kalmamalıdır.

Irak’ta ve Suriye’de Türkmen varlığı koruma altına alınmalı , Atatürk’ün dış Türkler politikası takip edilerek Türkiye dışında yaşayan Türkler, yaşadıkları yerlerde etkin hale getirilmeli , etkinlikleri desteklenmeli.

Türkiye’nin güney komşularında yaşayan Türkmenlere laftan başka bir koruma desteği var mı?

Var diyen var mı?

Egede Türk toprağı olan 22 küçük adanın Yunanistan tarafından işgal edildiği uzun zamandan beri yazılıyor, Türkiye iktidarı uyarılıyor.

İşgalci Yunanistan’a bir yaptırım var mı?

İki adet petrol ve doğalgaz arama gemisi alındı.

Karadeniz ve Akdeniz’in bir kısmında dolaştırıldı.

Uzun bir zamandan beri bu gemilerimizden bir haber var mı?

ABD Başkanı Trump ikide bir bizim cumhurbaşkanımızı övüyor ama 2,5 milyar dolar ödediğimiz F35 programından çıkarılmamıza bir şey demiyor.

Yıkılmış Osmanlının 2 gemisinin parasını çalıp gemileri vermeyen İngilizler gibi ABD de F35 parasını çalmaktadır.

Hiç yöneticisi dünya lideri olan bir milletin parası çalınabilir mi?

Gazze’nin boşaltılacağı 2 milyon nüfusun Mısır, Türkiye ve KKTC ye yerleştirileceği konuşuluyor. Hatta Bakü’de görüşmelerin başladığı bile iddia ediliyor.

Hiç dünya liderinin yönettiği bir ülkeye böyle istem dışı kitle göçü yaptırılabilir mi?

Tabi ki hayır.

Biz liseye giderken çok küçük , suya sabuna dokunmayan , her yöne dönebilen herkesle yolculuk yapabilen ama kendilerine Mücahit diyen bir gurup vardı .

Biz onlara naylon mücahit derdik…