Biz Atatürk çizgisindeki bağımsızlıkçı Türk milliyetçileri Türkçüler için Türkiye’deki emperyalizmin bir dayatması olan tahterevalli, iki kutuplu iki kutubu da emperyalizm kurduğu için hangisi kazanırsa kazansın emperyalizmin kazanacağı siyaset tercih edilmeyen hatta Türk milletinin aleyhinde sonuçlar üreten siyaset şeklidir.
Çünkü biliyoruz ki;
Emperyalizmin güdümündeki Türkiye yönetiminde; terör örgütleri ile gerçek bir mücadele olamayacak.
Ve biliyoruz ki Türkiye’ye tehdit olan terör örgütlerinin tamamı emperyalizmin kurduğu, desteklediği, büyüttüğü örgütlerdir.
Türk milleti nasıl yüz yıl önce İngiliz destekli Yunan ordusuyla savaşmışsa, önümüzdeki zamanlarda ABD destekli PYDPKK ordusu ile savaşacaktır.
Kaçınılmaz gerçek budur ve Türk milletinin hazırlığı bu yönde olmalıdır.
Çünkü biliyoruz ki;
Emperyalizmin güdümündeki Türkiye yönetimlerinde kişi başı yıllık milli gelirimiz 6-10 bin dolar arasında gidip gelecektir.
Hiçbir zaman AB ortalaması olan kişi başı 30 bin doları görmeyeceğiz. Çünkü göstermeyecekler, çünkü güdümlü yönetimlerle yönetiliyor olacağız.
Çünkü biliyoruz ki;
Emperyalizmin güdümündeki Türkiye yönetiminde hiçbir zaman gerçekten Türk birliği için çalışılmayacak.
Çakışıyormuş gibi yapılacak Binali Yıldırım gibiler Türkiye temsilcisi aksakallı komitesine girecek bizlerde tebessüm edeceğiz.
Çünkü emperyalizm birlik olmuş Dünya ekonomisinin yüzde 3 ünü üreten güçlü birlik içinde bir Türk dünyası istemez.
Çünkü Türk milleti birleşirse zengin, güçlü ve mutlu olur.
Çünkü biliyoruz ki;
Emperyalizmin güdümündeki Türkiye yönetimlerinde Türk devleti sürekli beka ve güvenlik sorunlarıyla mücadele etmek zorunda bırakılacak, üretime dönük düşünceler ve davranışlar geliştiremeyecek.
Çünkü bugünün emperyalistlerine dedelerinden babalarından bu sistem miras kaldı, onu uyguluyorlar.
14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri bizleri gene emperyalizmin kurduğu iki ittifaktan birine destek olmaya yönlendirmeye çalışıyor.
Halbuki bir Sivas kongresindeki tıbbiyeli Hikmet’in tarafı olan 38 kişi içinden 13 kişinin fikrini taşıyoruz.
Dış etkide bir Türk devleti istemiyoruz.
Dış ilişki tabii olacak fakat Türk devlet yönetiminin başında dış amir istemiyoruz.
O yüzden 28 mayısta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda Milli olmayan, Türk milletini temsil etmeyen iki adaya da oy vermek istemiyoruz.
Bir ara birkaç Türk milliyetçisi yürütmede görev alsa, devletin nasıl yönetilebileceğini dosta düşmana gösterse diye aklımızdan geçmedi değil.
Fakat bizim için 28 mayısta mevcut Cumhurbaşkanı adaylarından birini desteklemek ya 40 satır ya da 40 katır olacaktır.
Demokrasi içinde, derdimizi milletimize anlatmalı.
Milletimizi bu sarmaldan çıkaracak siyaset üretmeliyiz.
Türk milleti bu döngüden kendisini kurtaracak yüksek bağımsızlık ruhuna sahiptir.
Büyük önderimiz, kurucumuz “Bağımsızlık benim karakterimdir.” sözünü Türk milletine söylemiştir.
Atatürk’ün izinden gitmemiz gerekir…