Ayakları üzerinde sağlam basamayan, tükettiğinden fazla üretemeyen, aldığından fazla satamayan,  lojistik değerlerini kendi kaynaklarından sağlayamayan,  yardım eden değil yardım alan ekonomilere sahip devletlerin ortak kaderleridir yönetim biçimlerini ve sistemlerini kendilerinin dizayn etme haklarınnın bir takım gizemli güç odakları tarafından gasp edilmesi gerçeği !   
O devletlerin halk toplulukları kendilerine biçilen bir SİSTEM çerçevesinde yuvarlanıp giderlerken o sistemin kendilerinin gerçek tercihleri olduğuna ilişkin bir  propoganda kuşatması altında  kendi demokratik tercihleri olarak kabullendikleri sistemin birer parçasıdırlar artık! 

Tanzimat Fermanı ve Baltalimanı ekonomik sözleşmesinden sonra , dünyaya egemen olan bu SİSTEM Osmanlı Devletini kuşatma altına almış ve 1907 REVAL anlaşmasıyla ipini çekmişti. 
Daha sonraki yıllarda başlayan tasfiye süreci nihai yıkılış sonrası bir şekilde  SİSTEMe karşı direnen ve şahlanan bir Kuvva hareketiyle Osmanlının küllerinden doğan Türkiye Cumhuriyeti  Devleti  Mustafa Kemal Atatürk'ün  gerçek antiemperyalist fakat son derece realist  SİSTEM karşısında kendi gücünün idrakinde, itidalli , tarafsız politikalarıyla  dünyadaki tüm  ezilen ulusların rol modeli oldu. 
Atatürk sonrası gelişen dünya konjektürü Türkiyeyi  Stalin tehditleri ve NATO kucağı operasyonuyla batı SİSTEMine ekledi. 
Ve Batı sisteminin büyük patronu ABD o gün  bu gün ülkemizin kaderini ilgilendiren bütün mevzularda görünmeyen son karar mercii idi. 
 
Kendi SİSTEMinin gücünü pekiştirmek için  kurdukları  gizemli güya milli bir  DERİN SİSTEM  merkezi ile    her pozisyonda yeni oyunlar sergilediler. 
Uzun hikâyedir son gelinen noktada cereyan eden bütün olaylarda bu  güya milli DERİN SİSTEMin  etkisi çok nettir. 
Son referandum öncesi ve sonrası manzara ı umumiyye de bu ahvalde şekillenmiştir. 

Lâkin son referandum öncesi ve sonrası tespitler bu sözde milli DERİN SİSTEMin  çuvallamaya başladığını  ve artık miadını doldurduğu işaretlerini vermektedir.  
İşte size  bu konuda önemli ipuçları ;
 
Ulusalcılar büyük çoğunlukla  sosyal ve kültürel yapıda vatansever antiemperyalist ulusal değerleri olan  ekonomik yapıda sosyalist ekonomiyi öngeren kişilerdir. 
Amma velâkin  Türkiyede Sahnelenen oyunda  bu kitlenin  başına da tıpkı  tarihsel Türk Milliyetçiliğinin ideolojik siyasi partisinin başına  yerleştirdikleri gibi  Kökleri nerde olduğu sorgulanması gereken güya bir DERİN  MİLLİ SİSTEM   kendileri tarafından seçilmiş sistemlerinin  özel  adamlarındn birini yerleştirerek  Türkiyenin geleceğini kendi yazdıkları senaryolara  göre  sahnelemekte ve  sağdan ve soldan yükselen MİLLİ  ANTİEMPERYALİST  dinamikleri    sahneledikleri büyük oyunda  provoke edip  karanlık  dehlizlerinin çukurlarında yok edebilmeyi amaçlamaktadır . 

Tarihsel Türk Milliyetçiliğinin başına  bir DEVLET operasyonuyla  getirdikleriyle  , Ulusal kimlikli ekonomide sol değerleri taşıyan  hareketin başına  vahşi Batı emperyalizminin panzehiri olarak sundukları DOĞU  reçetesi   de bu  sözde milli DERİN SİSTEMİN  ürettiği ikiz  yardımcı oyunculardır. 
Bu ikiz oyuncular kendilerine biçilen rol gereği  sözde milli DERİN SİSTEM in  seçtiği başrol oyuncusunun   düştüğü tüm zor durumlarda can simidi olmuşlar tüm zor anlarda  baş rol oyuncusunun "tarzan zor durumda" mesajında  tarzanı kurtaran adamlar olmuşlardır. 
Sözde milli DERİN SİSTEM in yapımcıları senaristleri ve resijörleri  son sergiledikleri yapay oyunlarda  DEVLETin DOĞU politikasının bu yardımcı oyuncularına biçtikleri rollerle kamu oyunda şaşkınlık yaratsalar da  deneyimli  oyun tahlilcileri şaşırmayıp  bu değişik rolleri normal karşılamışlardır . 

Çünkü onlar onlarca yıllık deneyimleriyle  Bakea vadisinden Sarı Irmak kıyılarına ,Tanrı Dağlarından ,Viyana kapılarına kadar uzanan coğrafyadan üretilen  mitosların Vaşington, Pekin , Moskova  mahreçli günümüze  uyarlanan senaryolardaki ani gelişen tüm değişiklikleri kavrayabilmektedirler ! 

 Yalnız bizden bir hatırlatma olsun  halâ oyunu kavrayamayan gerçekten samimi bazı milli düşünürlerimize! 

Son oyunlarda senaryolar yeterince inandırıcı değildi ! 
Resijörler geçerli not alamadılar ! 
Baş rol oyuncusu inandırıcı olamadı ! 
Hele  hele yardımcı oyuncular müthiş  bir şekilde tartışmaya açıldılar! 
Operasyonel DEVLET ve  DOĞU reçetesi sınıfta kaldılar. ! 

Gelecek proğram da bu kadronun zoraki bir jübile ile görevlerini bıraktıklarının açıklandığı yeni oyunlara hazır olun!

Önümüzdeki proğram da GERÇEK MİLLİ TÜRK SİSTEMİNİ  göreceğimizi düşünüyoruz!