Değerli okuyucularım, 8 Eylül 1999 tarihinde çıkarılan bir yasayla emeklilik hakları ellerinden alınan EYT mağdurları; 8 Eylül 2019’da Ankara Tandoğan Meydanında büyük bir mitingle seslerini, mağduriyetlerini; görmezler, duymazlar, işitmezler güruhuna haykırmaya çalışacaklar. Buradan sesleniyorum Ankara’daki yürütme ve yasama gücünü elinde bulunduran hükümet organına 4 milyon insanı mağdur etmeye hakkınız yok. Üretim noktasında ülkeye zerre kadar katkısı olmayan Diyanet İşlerine 10.5 milyar ayırabiliyorsanız bütçeden, ülkenin üretim noktasının her aşamasında var olan EYT’lilere de kaynak yaratmak, zorundasınız "Kaynak yok, kaynağı nereden bulacağız" mazeretinin arkasına sakın saklanmayın ve sığınmayın, biraz şatafatınızdan biraz lüksünüzden kısmanız kaynağın fazlasıyla bulunması için kafi ve yeterlidir.
Ankara’daki görmezler, duymazlar, işitmezler güruhu, sizleri; elinizi vicdanınıza koymaya ve ona göre davranmaya davet ediyorum. Bu insanlar arasında; yaşından ötürü iş bulmadığı için evine bir lokma ekmek götüremeyeni mi dersiniz, iş bulamadığı için yuvaların yıkılmasını mı dersiniz, iş bulamadığı için intihara teşebbüs edeni mi dersiniz bu EYT ailesinde, herkesimden sosyal-kültürel ve psikolojik yaşanan hikâyeleri bulabilirsiniz.
Belki sizin 24 bin TL’lik maaşlarınızla tuzunuz kuru olabilir, çocuklarınızın iş kaygısı, aş kaygısı olmayabilir ama bu emekçilerin emek mağduru insanların hayatla mücadele ettiğini unutmayın ve çalışarak hak ettikleri haklarını biran önce verin. Devlet baba bu gibi durumlarda vardır. Halkı için, üreten üreticisi için, emekçisi için vardır. 25 yıllık süresini ve kanunda belirtilen prim gününü dolduran her bireyin emekli olma hakkı vardır.
Buradan EYT’li kardeşlerime de sesleniyorum!
Pes etmek yok, yılmak yok, yorulmak yok, korkmak yok, "mücadeleye devam" diyeceksiniz. Birlik olun, beraber olun ve safları daha da sıklaştırın ki haklı olduğunuz emek savaşını kazanasınız. Unutmayın ki zafer inananlarındır.
Buradan EYT’li yakınlarına da sesleniyorum, kiminizin eşi, kiminizin çocuğu, kiminizin yakını, kiminizin dostu ve arkadaşı, onlara destek olun yanlarında olun ve desteklerinizi esirgemeyin. "Amaaan banane canım" demeyin!
Unutmayın bugün duyarsız kalırsanız, destek vermekten korkarsanız, kaçarsanız, yarın aynı duruma sizinde, çocuğunuzun da, yakınınızın da düşeceğini bilesiniz. Gerçekten Ankara’da gücü olan EYT yakınlarına sesleniyorum!
Elinizden ne geliyorsa biran önce yapın, yarın çok geç olabilir. Bu insanların (EYT’lilerin) gerçekten sizlerin yardımınıza ve desteğinize ihtiyacı var, biran önce hak ettikleri emeklilik haklarını almaları için destek olmanız lazım. Daha fazla ocak sönmeden, daha fazla yuva dağılmadan, daha fazla canlar gitmeden (intiharlar) olmadan, elinizde bir imkan var ise kullanın ve destek olup çözün bu sorunu.
Buradan mecliste grubu olan hiçbirini ayırt etmeden (Ak Parti, CHP, MHP, HDP ve İyi Parti) parti yetkililerine de seslenmek istiyorum.
"Lütfen bu sorunu fikir birliği ile elbirliğiyle biran önce çözün. Seçimden seçime seçmene selam hikâyeleriyle, süslü sözlerle, emekçileri avutmaktan ve oyalamaktan vazgeçin ve biran önce bu yaraya merhem olun. Hangi adımların atılması gerekiyorsa o adımları atın ve bu sorunu daha fazla uzatmadan kanun mu çıkarıyorsunuz, yasa mı çıkarıyorsunuz her ne çıkarıyorsanız çıkarın biran önce çözüme kavuşturun."
Halk dilinde bir deyiş vardır "El elin eşeğini türkü çağırarak ararmış" siyasetinden vazgeçin ve samimi bir şekilde bu konunun üzerine eğilin. Medyanın önüne çıktığınızda haktan, emekten, emekçiden söz edip, ertesi gün hiçbir şey söylememiş gibi davranmaktan vazgeçin. Samimi olun ve çözün bu EYT emekçilerin sorununu.
Sevgili EYT’li emekçi kardeşlerim, bu sorunun çözülmesi için ne gerekiyorsa, hangi adımlar atılması lazımsa yanınızda olacağımı bilmenizi isterim. Her zaman emekten, emekçiden, haktan ve hukuktan yana birisi olarak desteğim sizlerledir. Hepinize vermiş olduğunuz haklı mücadelenizde üstün başarılar diler sevgi ve muhabbetlerimi sunarım.