Değerli dostlar ülke öyle bir hal aldı ki kimin eli kimin cebinde belli değil.
Ülke öyle bir hal aldı ki; Tilki ile Plan Yapan, Kurt İle Avlanan, Sonra Oturup Koyun İle Yas Tutanların Devri Oldu ama kimse farkında değil,
Ülke öyle bir hal aldı ki, ne kadar vatan millet, din İman, Allah, kitap, peygamberi dilinden düşürmediği, diğer tarafta da ülkenin kurucusu Atatürk’ü, laikliği, cumhuriyeti adeta siyasi malzeme yapanların saltanat sürdüğü, aynı anda da fakir fukara garip gurabanın açlıktan nefesi koktuğu, gününü getiremediği, gergin onlarca insanın ekonomik sıkıntıdan intihar ettiği ve girişimde bulunduğu, garibanın çocuklarının sınav kuyruklarında, fabrika kapılarında iş dilenir hale aldığı bir devre hep birlikte tanıklık yapar olduk.
Ülke öyle bir hale geldi ki iki koyun güdemeyenlerin makamlara getirildiği ülkenin milletin memleketin üzerinde söz sahibi yapıldığı dönemleri yaşar olduk.
Sonuç olarak toplumu halinden memnun kölelere dönüştürmeyi başardılar.
Ülke yangın yeri kimse de çıt yok. Kimisi kendinden korkar halde, kimisi eşinden, çocuğundan, makamından siyasi ikbalinden. Herkesin bir korku hikayesi var zaten. Siyasiler bir alem, akademisyenler farklı bir alem, yazarlar aydınlar desen evlere şenlik, iş dünyası, STK lar ölü taklidi yapıyor. Olan ülkeye oluyor. Kendi geleceğimizden korktuğumuz kadar ülke geleceğinden korkmuyoruz. Ülke elden gittikten sonra geleceğin olsa ne olur olmasa ne olur.
Değerli dostlar siz siz olun makamı ne olursa kim olursa olsun fanatik insanlardan, fanatik siyasetçilerden, fanatik dincilerden, kısaca enlerden uzak durun. En çok'lara dikkat edin
En çok Allah, Peygamber diyenler..
En çok ayet, hadis okuyanlar..
Ençok cami, namaz gösterisi yapanlar..
En çok din, iman; vatan, millet diyenler..
En çok, özellikle en büyük cami yaptıranlar..
Bu politikacıları iyi takip edin.
Arkasında ya seçim-oy kazanma, ya bir ihale, ya da başka bilmediğimiz bir çıkar vardır.
En çok Atatürk ve laiklik diyenler..
En çok ayet, hadis karşıtlığı yapanlar..
En çok cami, namaz düşmanlığı yapanlar..
En çok dinin gereksizliğinden bahsedenler.
En çok, heykel yaptıranlar.
Bu politikacıları iyi takip edin.
Arkasında ya seçim-oy kazanma ya bir ihale ya da başka bilmediğimiz bir çıkar vardır.
Bu ülkenin ne din, iman, ayet, cami diyenlere ihtiyacı var.
Ne de Atatürk, laiklik ve heykel diyenlere.
Bu ülkenin ihtiyacı olan şey.
Tüm bu istismar alanlarını elinin tersiyle itmiş.
Değerlerini de içinden özümsemiş.
Ama asla kendi çıkarlarına araç olarak kullanmayan şahsiyetli politikacılara ihtiyacı var.
Asırlardır bu ülkede gerekli olan bu insanlardır.
Asırlardır yokluklarının sıkıntılarını yaşadığımız bu politikacılardır.
Demek, bu ülkenin asıl derdi kişilikli politikacıların olmamasıdır.
Samimi, kişilikli ve her türlü çıkar ilişkilerinden şeytandan kaçar gibi uzak duran politikacılar..
Nerde bunlar?
Ne zaman kavuşacağız bunlara?
N. Hikmet gibi "Mezardan çıkmanın vaktidir" deyip, mezardan çıkmalarını mı bekleyeceğiz?
Ya da, yeni doğan bebekleri mi bekleyeceğiz?
Yahut henüz 'cenin' bile olmayanları!
Sözün kısası bu memleketin namuslu, omurgalı, dik duruşlu, gücün ve menfaatin karşısında el etek öpmeyen, makamını vatanından üstün görmeyen, hakka hukuka riayet eden, liyakatli insanlara ihtiyacı vardır. Onun için mücadelemiz vurguncu ve bozuk düzene karşıdır.
Sözlerimi vatan şairi Namık Kemal’in mısralarına
Atatürk’ün verdiği cevapla son vermek istiyorum
Namık Kemal: "Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini; Yok mudur kurtaracak baht-ı kara mâderini?"
Mustafa Kemal Atatürk: 'Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini. Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini.”