Değerli dostlarım öncelikle hepinizi saygı sevgi ve muhabbetle selamlıyorum.

Dostlarım ülkenin şu an ki içinde bulunduğu durumu bu üç kelimeyle özetlesek yerinde bir tespit yapmış oluruz. Bir tarafta halkın karnını doyurma ayakta kalma mücadelesi vermesi, diğer taraftan siyasi otoritenin, siyaseten kendini sağalama alma çabası bunun doğal sonucudur ki kimin eli kimin cebinde olmayan bir öngörülemez siyasi belirsizlik durumu hakim ülkede.

Zaten son yapılan ankette kararsız kitle oranının %33’lere çıkması da bunun en somut göstergesi değil mi? AKP ile CHP’deki oy düşüşlerinin halka sırtını dönerek şımarık biz kazandık siyasi anlayışından kaynaklı insanların güvendiği dağlara kar yağması umutsuzluğu değil mi?

 Evet şu an ülke nüfusunun neredeyse %98’i bir belirsizlik ve karamsarlığın girdabını yaşıyor. İnsanlar yarınlarından umudunu kesmiş durumdalar. Ekonomik darboğaz, hayat pahalılığı cumhuriyet tarihinin zirvesini görmüş durumda.

Gençler umutsuz, esnaf çıkmazda, çiftçi perişan, işsizlik diz boyu, ülke adeta sessiz işgal altında. İşin ilginç olan tarafı da halkın artık tepki veremeyecek kadar duyarsızlaştırılması ve bu ruh haline sokulması. İktidar anayasa değişikliği için muhalefete mavi boncuk dağıtırken, muhalefet geri kalmaksızın ülkeyi bu hale sokan iktidar değilmiş gibi, sarmaş dolaş politika arayışında körler sağırlara oynamaya devam ediyor.

Son seçimde halk niçin muhalefete omuz verdi. AKP ile ev partileri düzenler gibi bir hafta sizde bir hafta bizde misali sarmaş dolaş olun diye destek vermedi herhâlde. Mücadele edin, ülkenin önündeki siyasi başkanlık sorununu yani tek adam tıkanıklığını giderin diyerek destek vermedi mi?

Peki siz ne yaptınız halkın taleplerini görmezden gelircesine saray ve ortağıyla kapalı kapılar ardında görüşmeler yaparak ve bu görüşmeleri de kendi tabanından adeta gizleyerek herkesi hayal kırıklığına uğrattınız. Dostlarım siyasi rejim hakkında, tek adam rejiminin değiştirilmesi noktasında bir tek cümle muhalefet partilerinin genel başkanlarından duyuyor musunuz son zamanlarda. Ülkenin bütün sorunlarının başı olan başkanlık sistemini değiştireceğiz diye mecliste temsili olan partilerin genel başkanlarından bu konuyla ilgili bir söylemde bulunana şahit oldunuz mu hiç? Siyasilerden bu sorunla ilgili duyanınız, şahit olanınız var mı?

Oysaki, adalet sorununun da ekonomik sorununun da, ülkede bütün sorunların da ana mümessili tek adam sistemi değil mi? Ülkedeki 85 milyonun kaderi ve geleceğinin tek adamın iki dudağı arasına sıkıştırılması sorunu değil mi? Peki neden konuşulmuyor gündemden kaldırıldı başkanlık sistemi sorunu.

Mustafa Kemal’in Türkiye’si ile sorunları olanların ülkenin başına bela ettiği tek adam sistemini kim kaldıracak öyleyse muhalefet ölü taklidi yapar iktidarın kuyruğuna takılırsa.

Şunu asla unutmayın bu siyasi rejim tıkanıklığı devam ettiği sürece hiçbir şey düzelmez, düzelemez.

Kim gelirse gelsin, hangi parti iktidar olursa olsun yapması gereken ilk icraat bu sistemin derhal ama derhal değiştirilmesi. Hatta referandum ile kabul edilen bu sistemin tekrar referanduma sunularak kaldırılması için muhalefetin baskı unsuru yaratması lazım iktidar kanadına. Parlamenter sisteme acilen dönülmesi gerek. Aksi durumda başta enflasyon olmak üzere, tüm ekonomik sorunlar katlana katlana çoğalacak. 

Son olarak dostlar ülkedeki sorun ekonomik değil siyasidir. Yönetim sorunudur. Başkanlık sistemi sorunudur. Parlamentersizlik sorunudur. Bu sistem değiştirilmedikçe bütün partiler, partilerin genel başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları sadece figürden, konu mankenliğinden öteye geçmez bilesiniz.

Saygılarımla…