“80 Milyon kere HAYIR” demek için Meral Akşener’le birlikte Çerkezköy, Tekirdağ ve Edirne’deydik.
Trakya, pek çoğu gibi Mübadele göçmeni olan bu muhacir kızını, kendi öz evladını bütün içtenliğiyle bağrına basarak, ay yıldızlı şanlı bayraklar eşliğinde katıldı toplantılara.
Her karışı şehit kanlarıyla sulanmış vatan toprağını andıran al bir göl gibiydi buluşmalar…
İnançla, imanla, samimiyetle çalınacak mayanın tutmasıyla Türk Devleti’nin, Büyük Türk Milleti tarafından Türk Devleti gibi yönetileceğinin müjdesini veren, gökteki ay yıldızın yansımasıyla bayrağa dönen bir göl gibi.
Kadınlar…
Vatana sevdalı Türk Kadınları başroldeydi, tabi erleri de yanlarında.
90' ına merdiven dayamış, nur yüzündeki çizgiler Anadolu’daki Türk hakimiyeti kadar derin olan teyzemizin inancıydı HAYIR lara vesile olacak.
Çok gün görmüş, çok olaya şehadet etmişti. Bu yaşına rağmen dimdik ayakta duruyor, getirilen tabureye oturmak istemiyor “Vatan için ben ayakta dikilirim evladım, yorulmam merak etmeyin” diyordu.
En az 80' nde bir başka teyze, başını yere eğmiş kara kara düşünürken, Meral Akşener konuşmaya başladığında 20' lik genç kız enerjisiyle ayağa fırlıyor, elindeki şanlı bayrağımızı durmaksızın sallamaya başlıyordu.
Büyük Türk Milleti 7 den 77 ye hatta 90 ‘a oradaydı. Vatanlarına sahip çıkabilmek için, son treni kaçırmamak için, devletin bütün anahtarlarını tek bir kişiye vermemek için HAYIR diye inletiyorlardı Trakya’yı.
Meral Akşener üç toplantıda da gerçekten üstün bir performans gösterdi. Salonlar sıcak olduğunda makyajı akan ama yüzünden zerre riya akmayan bu Türk Ana’sı samimiyetiyle, içtenliğiyle, kediye hiç çekinmeden kedi demesiyle attı imzasını Trakya semalarına.
Orada bulunanların gözlerinin içine bakarak “göndere çekilen paçavraları, Kerkük’ü, vatanın bekasının mı koltuğun bekasının mı önemsendiğini, başkanlık gelince neler olacağını” hiç eğip bükmeden dile getirdi.
Artık klasikleştiği üzere konuşmasını “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” diye bitirirken, binlerce insan da hep bir ağızdan haykırıyordu :
"80 milyon kere HAYIR"
