Ne çabuk unutuyoruz her şeyi. Bırakın bir kaç yılı, bir kaç ay, hatta bir kaç gün önce yaşadıklarımız ve söylediklerimiz bile gidiyor aklımızdan.
Ak Parti'nin iktidara gelişinden, 2016 yılına kadar geçen sürede, MHP Genel Başkanı'nın Ak Parti Genel Başkanı hakkında neler söyledi neler. Tam tersi yaşandığı oldu aslında. Ancak 15 Temmuz 2016 gecesi her şey değişti. Devlet Bey, iktidarın yanında yer alma kararı aldı. Kendisi ve partisine yapılan hakaretler unutuldu gitti.
Sene 2010. HDP ile can ciğer olan iktidar, cemaat destekli "KÜRT AÇILIMI" masalı anlatıyordu. Tek dertleri; güneydoğudaki oyu kapmak idi. Riyakar oldukları için foyaları çabuk ortaya çıktı. Ortaya çıkınca da; lahmacun partisi verdiği teröriste kurşun atmaya başladı.
Senelerce kürsüden "MUHTEREM HOCA EFENDİ" diyen kişilerin, daha sonra, sadece makam sevdaları için "HAİN" dediklerine şahit olduk. Bir kişi çıkıp da; "daha önce bu adama iyi diyordunuz, şimdi n'oldu" diyemedi.
Hani Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçilince tüm ekonomik sorunlar çözülecekti? Hani yerli uçağımız yapılıyordu? Hani yerli otonun fabrikası? Hani 1. Boğaz Köprüsü kendisini amorti edince bedava olacaktı?
Meral Akşener yola çıkarken; "o kaçak saraya gitmeyeceğim" diyordu. Gitti, tokalaştı, ejder meyvesi suyu içti ve bizim haricimizde bir kişi de çıkıp; "sen bize yalan söyledin" diyemedi.
Her şeyi bir kenara bırakın! Daha bir ay önce; İdlib'te askerlerimiz şehit oldular ve her gün şehit haberleri gelmeye devam ediyor. Sıcağı sıcağına Şam'a giren, Esad'ı tokatlayan, kefeni giyen silahlanıp Suriye'ye gidelim diyen onbinlerce delikanlı vardır ama bir baktık ki; gözle görünmeyen bir mikroptan korktular ve eve kapandılar.
Sözün özü; o an ne gündemde ise, onu yaşayan bir halkımız var. Yağıyor, esiyor, gürlüyor ama içki masasında dünyayı satın alan, her işi başaran ama sabah olunca akşamdan sadece baş ağrısı kalan ayyaşlar gibi, çok kısa bir zaman içinde her dediğini unutuyor ve bambaşka konuşuyor. Her yönüyle, BALIK HAFIZASI etkisinde görünüyor.