Dili sürçer Cumhurbaşkanımızın ara sıra... Ya yazıları okurken hata yapar, ya da Allah söyletir işte...
Bir keresinde; "çocuklarımın boğazından helal lokma geçirmedim" demişti. Düzeltme gereği bile duymamıştı Hünkârımız! Doğru sözü neden düzeltsin ki?
"Ne istediniz de vermedik" diye hitap ettiği kitle, yıllarca ülkenin altına dinamit döşeyen, eğitim ve yargı gibi, en önemli iki kurumu yok etme çabasında olan dindar teröristlerdi. "Alınları secdeye değiyordu, aldatıldım" demişti ve halktan özür dilemişti yine bir gün. Tabii ki yine iş işten geçmişti; o grubun darbe girişimi sonrasında bu sözleri kullanmıştı Sayın Cumhurbaşkanı.
Sadece 2 yıl sonrası ise; "ne aldanan olduk, ne aldatan" diyerek, kendi sözleriyle çelişkili beyanat vermişti. Bu çelişkiyi daha birçok başka konuda da yaşamışlığımız vardır.
Şehit olan askerler için kelle, ölen madenciler için ise "bu işin fıtratında var" diyerek, yakınlarını kaybedenlerin yarasına tuz basmıştı.
Muhalefetin en ufak hatalı sözünü bulup, üzerine haftalarca program yapan basın, Cumhurbaşkanı söz konusu olunca sus pus olmuştu.
Oysa "uçurtmayı uçuran, rüzgara karşı olan duruşu" değil miydi?
Gelelim son 1 yıla...
Pandemi ile boğuşan dünya ülkeleri, milletini zor duruma sokmadan neler yapabiliriz diye mücadele verirken, biz yine sınıfta kaldık. Pandemi için harcandığı söylenen 128 milyar USD'nin nasıl ve kimler için harcandığını açıklayamayan veya kendince açıklamalarıyla milleti ikna edemeyen Sayın Cumhurbaşkanı, keşke böyle bir para varsa, pandeminin en başında her bireye 3 ay boyunca 1000'er TL verip, tüm vergi, fatura, kiraları durdursaydı ve 90 gün boyunca tam kapanma yapabilseydi. Bugün bunları tartışmıyor olurduk!
Şimdi de pandemiden etkilenen esnaftan ve çalışandan helallik istedi Sayın Cumhurbaşkanı. Ya yine dili sürçtü, ya da günahlarını örtmek ve iç huzuru yakalamak istedi. Ancak bu dönemi o kadar kötü yönetti ki; kimse hakkını helal etmeyecektir diye düşünüyorum.
Düşünün; çalışamayan iş yerinin kirası üzerinden bile stopaj alma acımasızlığı yaptılar. Kendi iş adamlarının vergi borçlarını sıfırlarken, esnaf için 6 ay öteleme veya taksitlendirme yaptılar. Kendi iş adamlarına hibe paralar dağıtılırken, çalışamayan esnafa kredi verip, zaten parası olmayan insanları faiz batağına sapladılar.
Hiç bir şey öyle basit değil Sayın Cumhurbaşkanım. 5 vakit namaz kılıyorsunuz diye her günaha göz yumup, her haksızlığı görmezden gelip, haşa kendinizi Allah, milletimizi kullarınız yerine koyup, sonra helallik istemek olmaz.
Sonuç olarak; 19 yıllık bir iktidar var ortada ve yarattıkları enkaz. Hesap listesi çok kabarık. O yüzden Sayın Cumhurbaşkanım, önce şu hesabı görelim. Siz de bilirsiniz ki; "hesaplaşmadan helalleşme olmaz"!