Sevgili okurlarım, değerli takipçilerim!

Sn. Erdoğan ve AKP, Anayasa değişikliğinde halk oyuna gider mi?

Gider mi?

Bunu göze alamaz. Sn. Erdoğan ve AKP, bu asil milletin defalarca verdiği krediyi hoyratça harcadılar. Bu gariban halkı, fakir-fukarayı yoksulluğun kucağına attılar. 14.500 lira emekli aylığı, 22,104 lira 67 kuruş asgari ücretle evinin kirasını ödemeye çalışıyor.

Eğer Sn. Erdoğan bütün zorlamalara, hukukun arkasından dolanıp tekrar aday olacaksa (Hukuken ve yasal olarak olası değil) Anayasa’da değişiklik yapılması şart.

TBMM’inde 400 oydan aşağı kabul edilen değişikliğin yürürlüğe girmesi içinse halk oyuna yani referanduma sunulması yasal yükümlülük.

Şöyle bir hafızamızı tazeleyelim ve biraz gerilere gidelim. Sn. Erdoğan, Anayasa değişikliklerinde “meclisten geçmezse halka gideriz.” Diye kükrerdi.

Köprülerin altından çok sular geçti. Halk, arpa ile buğdayı seçti.

Şimdi yapmayı düşündükleri Anayasa değişikliğinde halka gitme, gündemlerinde yok. Oysa halk, yine aynı halk. Ama halk, artık bitmiş. Ekonomik çıkmazla boğuşmakta. “Verin kardeşinize yetkiyi ha… Dövizle, faizle, enflasyonla nasıl mücadele edilir görün” vaadine karşın, neleri yaşadığını en iyi bu asil halk biliyor.

Kaybedecek bir şeyi kalmamış halktan korkuyorlar. Halka sunulacak bir Anayasa değişikliğinin halktan, kabul görmeyeceğini adları gibi biliyorlar. Böyle bir sonuç, seçimlerin de kaybedileceğinin yeterli bir göstergesi olur.

Geriye ne kalıyor?

Bütün devlet olanaklarını kullanarak, transfer edecekleri omurgalı, dik duruşlu (!) tavizler vererek, olanaklar sunarak meclis çoğunluğunu sağlamak. Bunun için her tuşa basacaklar, gerekenleri yapacaklar yapmak için uğraş verecekler. (Muhalefet öyle diyor)

Olur mu, başarabilirler mi?

Osmanlı paşalarından birine sormuşlar: “Paşa hiç rüşvet aldınız mı?

Paşanın yanıtı oldukça manidardır: “100 altına kadar almadım.”

Herkes gibi Sn. Erdoğan ve AKP’de biliyor ki… Halk ve muhalefet, mevcut Anayasa’yı değiştirmeye çalışan iktidara artık güvenmiyor.

Yozgat mitingi bunun en bariz göstergesi değil miydi? AKP’nin kalesinde AKP’ye aynı halk, coşkuyla gol atmadı mı? Mersin meydanlara sığdı mı?

Emekliler yılında emekliler; nasıl ezildiğini, evinden çıkamadığını, parklara oturup çay içemediğini, torununa harçlık veremediğini unuttu mu?

İktidarda artık halka güvenmiyor.

Cumhur ittifakının dışındaki siyasi oluşum da artık iktidara güven duymuyor.

Ne mi olacak?

Büyük olasılıkla Sn. Erdoğan aday olmayacak. Ama yoksulluğu, fakirliği gündemden uzak tutmak, konuşturmamak için de yeni gündemler oluşturmaya devam edecek.

Zira TBMM’inde vekil transferleriyle, halkın istemediği bir Anayasa’yı, meclise getirmek ve dayatmanın siyasi intihar olacağını en iyi kurt siyasetçi Sn. Erdoğan bilir.

Muhalefet bu konuda yumuşak davranıyor. Kaya gibi, granit gibi sert durması gerekirken:

Sn. Ö. Özel, “çık karşımıza” demekle yanlış yapıyor. Sn. Erdoğan’ın artık aday olması etik olarak da, hukuk olarak da olası değildir. Normal seçimlere yaklaşık 3 yıl varken, erken seçime zorlaması, senin aday benim aday ile uğraşılması, halkın ilgisini başka yönlere çekmekte.

Kıbrıs unutuldu, Mavi Vatan unutuldu, atanamayan öğretmenler unutuldu, hastanelerde aylara sarkan randevu çilesi unutuldu, Dolar, faiz, enflasyon unutuldu.

Merkez Bankası’nın 700 milyar zararı unutuldu.

Ülke gündemi varsa yoksa seçim, İmamoğlu, Özdağ.

Bunlar şart filan yok derken, PKK’nın siyasi ayağı P. Buldan: “Anayasa Haziran ayına kadar değişmeli, bebek katiline özgürlük sağlanmalı” diyor.

Bütün bu sorunlar halkın gündemi olması gerekirken, biz doğmamış çocuğa don biçmekle, yayladaki yoğurda mantı kesmekle uğraşıyoruz.

Nedendir bilinmez AKP’li vekiller artık halk ile iç içe değiller. Sanki birileri böyle bir tavsiyede bulunmuş gibi, vekilleri halktan uzak tutuyorlar.

Bunlar, büyük bir kasırganın habercisi mi? Tanrı korusun Haziran’a kadar fırtınalar, kasırgalar esecek gibi. Bundan da en çok zararı sabit gelirliler, emekliler, asgari ücretliler, fakirler ve çiftçiler zarar görecek.

2025 aile yılı ilan edildi ya. Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli değil mi?

Hiç kimse ne rehavete kapılsın ne de ümitsizliğe. Bu ulus, en karanlık günlerden bile aydınlığa çıkmasını; defalarca başarmış irfanı yüksek, sezgisi güçlü asil bir millettir. Seçimle her şeyi yola suya koymasını bilir.

Sn. Erdoğan ve AKP, halktan aldıkları krediyi bitirdiklerini biliyor ve asla halk oyuna gitmeyi istemiyorlar. Çünkü olacakları iyi biliyorlar. Anketlere bakmayı çok severler.

Esen kalınız.

Eğitimci-Yazar