Bugünlerde Türkiye Meral Akşener’in liderliğinde kurulacak yeni partiye kilitlenmiş durumda. Çeşitli internet sitelerinde partinin adı, kurucuları, oluşuma dahil olacak popüler isimlerin listeleri uçuşup duruyor.
Bana sorarsanız genelde yaptığımız hataya düşüyor ve kişiler bazlı bir meraka kapılarak işin en önemli noktalarını atlıyoruz.
Son söyleyeceğimi en baştan söyleyeyim “Bence mevcut şartlarda Meral Akşener Türklüğün en büyük umududur, Milletin kalbinde yeri ve de karşılığı, cebinde büyük bir kredisi ve kendisine duyulan güven vardır.
Başlangıç için tamam ama Başkanlık için yetmez…
Her şeyden evvel gövdeyi oluşturacak Milliyetçi kesimin beklentileri karşılanmalıdır. İnsanları ömürlerini adadıkları davalarının partisinden koparan sebeplerin hiç biri yeni oluşumda olmamalıdır. Tabanın sesi dinlenmelidir, önemsenmelidir, teşkilatların söz hakkı olmalıdır. Partililer kendi elleriyle emanetleri teslim edecekleri her türlü adayı (maks. %10 genel merkez kontenjanı olabilir) seçebilmelidir. Hatta daha cesurca bir adım atılmalı anti demokratik il, üst kurul delegeliği sistemi terk edilmeli, parti yönetimi üyelerin denetimine açık hale getirilmelidir.
Yoksa gitti Balgat geldi Heyhat ne fark eder ?
Yeni parti yeni parti diye heyecanlı sloganlar atmak yeterli değildir, bu heyecanın sabun köpüğü gibi sönmemesi için altını sağlam donelerle doldurmak gerekir.
Eminim ki pek çok insan bu heyecanın mutfağından çıkacak yemeği merak ediyor. Eminim ki insanların kafalarında sorular var. Bari ben onlara sözcü olayım da soruları art arda sıralayayım :
Türkiye’nin can damarı, yaş ortalamaları 30-32 civarında, nüfuslarının yarısı da kadın olan üç büyük ilimiz İstanbul, Ankara ve İzmir’de MHP nin çıkardığı vekillerin ortalama yaşı kaç ? 57-58, kadın vekillerin kazanılan vekiller arasında oranı kaç ? %10…
Kadınlara ve gençlere hitap etmeyen bir parti nasıl başarılı olabilir. İşte buyurun önümüzde canlı bir örnek.
Şimdi soralım : Yeni oluşum eskinin eskide kalması gereken bu sağlıksız hareket tarzıyla mı yürüyecek yoksa gençlere güvenip, kadınlara belli bir kota kapsamında hak ettikleri sıraları verip Milletin beklentilerini mi karşılayacak ?
Yeni oluşum da teşkilatlar eğitilecek, denetlenecek, hedeflere mi koşturulacak yoksa eski alışkanlıklar sürdürülüp “Saldım çayıra Mevlam kayıra” sistemi devam mı ettirilecek ?
Yeni Oluşum Milletin düğününde halay çekip, cenazesinde saf mı tutacak yoksa Millete sevdalı olduklarını söyleyip Millet’le hemhal olmayanlar gibi top mu çevirecek ?
Yeni oluşum doğal afetler, doğal olmayan adaletsizlikler, çevre katliamları, yandaşlara peşkeş çekilen araziler, müsriflikte zirve devlet harcamaları gibi konularda yukarı bakıp ıslık
mı çalacak yoksa her bedeli ödemeyi göze alıp Millet’in hakkını her koşulda çatır çatır mı savunacak ?
Bakın Hanımlar, Beyler…
Böyle yüzlerce soru sorulabilir. Meral Akşener çok büyük bir beklentinin ete kemiğe bürünmüş halidir. Herkes onu gözünden sakınmalı, şahsi menfaatlerini vestiyere asıp bu partiden içeri öyle girmelidir. Hiçbir beyzadenin makam, mevki, koltuk aşkına kurban edilecek umutlarımız yoktur bizim.
O koltuklara oturanlar çalışmak, çalışmak, çok çalışmak zorundadırlar. Zira partilerin ve de vekillerin eski öneminin kalmadığı, 600 vekilin tamamına bile sahip olsan iktidar olamayacağın, 100 bin imzayla başkanlığa aday olabildiğin bir ortamda yeni parti kurmak aynı zamanda da seçmen kaybı açısından risklidir. Zira bağımsız bir Meral Akşener’e saniye düşünmeden oy verecek insanlar, onu bir partinin ambleminin altında gördüklerinde kararlarını değiştirebilirler.
Bu yüzden Akşener liderliğinde kurulacak yeni parti çok, çok, çok çalışmalı, Milletin her koşulda yanında olmalı, hakkını aramalı, onlarla üzülüp, onlarla sevinmelidir ki bu yeni oluşumun memleket için hayırlı bir adım olduğuna baş tacımız Milletimizi ikna edebilelim.
Hedeflerin en büyüğü 2019 da ki Başkanlık seçimi olmalı, buna dair inancı olmayanlar partinin kapısından bile sokulmamalıdır. Zira sevdamız Milletse, sevdamız Türkiye’yse belediye başkanlığı, meclis üyeliği, muhtarlık, vekillik anca kişileri tatmin eder.
2019 Türkiye’nin dönüm noktasıdır. Herkes te bunun farkında olmalıdır.