Zorlaştı Türkiye'de yaşamak.
İş bulmak zorlaştı.
Karın doyurmak zorlaştı.
Su içmek, hatta temiz hava solumak zorlaştı!
Hava kirliliğine -malesef- benim de menfi manada katkım var ama dünyada oksijeni an fazla olan yerlerden olarak tespit olunan Seferihisar'da bile temiz hava solumak zorlaştı!
Daha 100 yaşını ikmal etmemiş Genç Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak yeniden teb'alaştırılmak üzereyiz ve bunu anlatmak çok zorlaştı!
Doğuştan ama birine renkleri tariften daha zor oldu partileri, parti liderlerini, genel başkanlarını anlatmak!
Seçmenler; doğuştan amaların el yordamıyla dokundukları yeri algılamalarına göre fili tarif etmelerine dönüştü partizanların, birbirlerine propogandaları!
Ne anlatan alnlatabiliyor, ne de -zaten dinlemeyen- dinler gibi yapanlar anlayabiliyor anlatılanları ve bir kaosa doğru hızla yuvarlanıyoruz...
Son günlerde galiba fikr-i sabitim oldu ki, Muhteşem Türk Atatürk bazen kehanete varacak derecede 50- 100 yıl sonrası hakkında tahminlerde bulunmuşken ve biz o tahminlerin tutanlarını gördükçe şaşırıyorken teb'alıktan/kulluktan bireyliğe/fertliğe terfi ettirilmiş vatandaşlarımızın kutuplaşarak ayyamcılaşmalarından kaynaklı bir karmaşa içindeyiz...
Ana Muhalefet CeHasPe kaynıyor!


Referandum sürecinin en sürükleyici lokomotifi olam Meral Akşener, kendisinde ümit gören, kendisine umut bağlayan kırgın-dargın ülkücülerin, yorgun-bıkkın demokratların/sosyal demokratların/demokratik solcuların ilgi odağı olmaktan süratle uzaklaşıyor çünkü IYI Parti de kaynatılıyor!
1950-1960 arasındaki iki kutuplu Türkiye'ye doğru yuvarlanarak gidiyoruz!
Gittikçe öteleyen ve ötekileşen çift kutuplu Türkiye'de karşılıklı ittihamlarla "hain" olmayan yok neredeyse ve bu kadar hainin oylamasından milli bir sonuç bekleniyor!
Ve bu son günlerde yeniden "Derin Devlet" veya "Devlet Aklı" diye bir kavram kullanılarak, Devlet bahçeli'nin işte bu Devlet Aklının devreye girmesiyle son görevini yapmak ve kendini imha etmekle görevlendirilmiş olduğu şeklinde ya komplo teorileri, ya da yeni bir algı operasyonu servis ediliyor!
Gerçek vatanseverler ve gerçek milliyetperveler bu algı operasyonunu hayret ve ibretle izliyoruz. Ama sadece izliyoruz çünkü elimizden başka bir şey gelmiyor!
Her gün yeni bir cemaatin adı fısıltı gazetesi vasıtasıyla FETÖ yerine meonte ediliyor veya hemen her gün farklı farklı kulvarlardan farklı farklı karakterlerin FETÖ'cü olduğu karalamaları yapılıyor...
Demokrat olmayan ve demokrasiye inanmayan Türk Milletçisi Tam Bağımsız akıllı ve vicdanlı bir Türk olarak, olanları kavramakta zorluk çekiyorum!
Olanları kavrayamayınca anlatmak sıkıntıalrım da oluyor.
Türkiyenin değişik bölge ve şehirlerinden, değişik konumdaki makam sahiplerinden veya değişik sosyal dilim kanaat önderlerinden; "Hocam neler oluyor? Ne yapacağız?" şeklinde sorulara muhatabım ve maalesef bu soruların cevabı bende yok!
1960'tan bu yana Türkiye'deki siyasi med-cezirleri derleyerek hazırlanış bir yazıyı ilgilerinize sunuyorum. Lütfen dikkatle -hatta altını çizerek- okur musunuz? "https://mutlakaoku.com/derin-devletin-paratoneri-devlet-bahceli-projesi-gorevi-bitir-ve-kendini-imha-et/"
Benim karışık aklımı iyice karıştırdığını itiraf etmeliyim ama bu yazıdan da hareketle; 15 Temmuz kahpe kalkışması ile birlikte "Devlet Aklı" devreye girdi diyesim var!...
"Devlet aklı" diye zorlama bir tariftense "Milli Aklı" devreye sokabilmek için neler yapılabilir ve kim veya kimler yapabilir diye sorgulayıp bir yerlere destek olmak lazım geliyor diye düşünmeye başladım.
Tabi bunlar benim şahsî görüşlerim.
Ciddi manada demoralizeyim..
Ciddi manada yorgun ve bıkkınım.
Milliliğe yakın akıllara muhtacım, fikirlere açığım.
"Ey dipdiri meyyit! İki el bir baş içindir
Davransana eller de senin, baş da senindir." diye 100 yıl önceden feryad eden mehmet Akif'i her geçen gün biraz daha anlıyorum galiba...
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...